Çarşamba sonuçlanan ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı sonrası bir kez daha Fed’in merkez bankacılığı iletişiminde üstlendiği liderlik rolünü başarı ile sürdürdüğüne şahit olduk. Fed kararı piyasalarca büyük ölçüde tahmin edildi ve sonrasındaki oynaklık minimum düzeyde kaldı.
Fed bir seneyi aşkın süredir ısrarla verdiği kararların gelen ekonomik verilerle şekillendiğini belirtiyor. Mayıs sonunda büyüme verilerinin ciddi şekilde aşağı yönlü revize edilmesinden sonra Fed üyelerinin de tahminlerini aynı doğrultuda güncellemeleri kaçınılmazdı. Nitekim öyle oldu.
Enflasyon kararı bilinçli
Benim tahminim, enflasyon rakamının da benzer şekilde aşağı yönlü revize edilmesiydi. Fed enflasyon tahminine dokunmadı. Yılın ilk aylarında enflasyonda görülen zayıflamanın sebebi ise petrol fiyatlarındaki düşüşün gecikmeli etkilerine ve güçlü doların ithalat fiyatlarını baskılamasına bağlandı.
Bununla birlikte, gerek petrol fiyatları gerekse dolardaki değer kazancının stabil hale gelmesi nedeniyle bundan sonraki dönemde enflasyon üzerindeki negatif etkilerin son bulması bekleniyor. Bu gerekçeler ne kadar makul olursa olsun 2015 enflasyonun 0.6-0.8 aralığında bitmesi için senenin bundan sonraki aylarında ortalama enflasyonun yüzde 1 civarında seyretmesi gerekiyor.
Yılın ilk dört ayındaki ortalama enflasyonun yüzde 0.23 olduğu düşünülürse bu bana gerçekleşmesi zor bir tahmin gibi geliyor. Öte yandan, enflasyon rakamının beklentilerden yakından etkilendiği göz önünde bulundurulduğunda Fed’in beklentileri yüksek tutmak amacıyla enflasyon tahminini bilinçli olarak inandığı değerden yüksek ilan ettiği söylenebilir.
Fed sonuç olarak zayıflayan veriler ışığında faiz artırımını bir başka bahara erteledi ki bu sonuç piyasalarca büyük ölçüde tahmin ediliyordu. Bundan sonraki dönemde ekonomik verilerle tutarlı olarak Fed’in ne şekilde bir adım atacağını tahmin etmek zor olmayacak. Ancak bu tahmini aylar öncesinden yapabilmek çok zor.
Çünkü asıl zorluk Fed’in kararını belirleyecek verinin önümüzdeki aylarda ne olacağını tahmin edebilmek. Eylül hâlâ masada ama önümüzdeki iki ay veri akışını görmeden net bir şey söylemek imkânsız.
Fed ani fren yapmayacak
Otobanda giden bir araba düşünün. Amaç hız sınırında seyretmek olsun. Eğer araba hızlanırsa hafifçe fren yapıp yavaşlarsa da hafif gaz verip arabanın hızını sabit tutmayı başarırsınız. Para politikası da buna benziyor. Amaç ekonomiyi sürdürülebilir büyüme hızında ilerletmek. Ancak yol şartları zaman zaman arabanın hızını sizin kontrolünüz dışında artırırken zaman zaman da yavaşlamasına sebep oluyor. İşte bu zamanlarda merkez bankası devreye giriyor. ABD ekonomisi uzunca süre yokuş yukarı gittiği için Fed ayağını gaz pedalında tuttu. Ancak sene başından beri düzlüğe çıkıldığı için Fed ayağını gazdan çekti (yani bilanço genişlemesi son buldu). Fed yolun bundan sonrasının yokuş aşağı devam edeceğini ve aracın giderek hız kazanacağını öngörüyor. Aracı hafifçe frenlenemeye kendisini ve piyasaları hazırlıyor.
Nasıl ki frene bastıktan sonra arabanın yavaşlaması için bir süre gerekirse Fed’in faiz artırımlarının da ekonomiyi yavaşlatması 6 ay ve üzerinde bir gecikmeyle geliyor. İşte bu nedenle, Fed’in faiz artırımını ekonominin 6 ay sonraki tahmini hızına göre yapması gerekiyor.
Ancak piyasalar Fed’in frene basma niyetinden rahatsız. Çünkü “fren” denince pek çok kişinin aklına gelen imaj ani frenle durma noktasına gelen bir araba oluyor. Yellen son birkaç aydır frenleme sürecinin hafif dokunuşlarla geleceğini ve arabayı durma noktasına getirmeyeceğini, yol şartları değişirse de ayağını frenden çekeceğini vurguluyor.