Merkez Bankası’nın dünkü toplantısında herhangi bir faiz artırımına gitmemesi iletişim açısından başarılı idi. En son 9 Aralık’ta yapılan 2016 yılı para ve kur politikası sunumunda başkan Erdem Başçı, ABD Merkez Bankası (Fed) kararını takiben politika faizinin artırılacağı sinyalini vermekten özellikle kaçınmış ve sadece dolar cinsi zorunlu karşılıklara ödenen faizin artırılacağını söylemişti. Nitekim dünkü toplantıda politika faizine dokunulmaması bu sinyalle tutarlı bir adım oldu.
Öte yandan, dünkü karardan yola çıkarak iletişim politikasının çok başarılı olduğu gibi bir sonuca varabilmek mümkün değil. Çünkü Merkez, geçtiğimiz aylarda Fed kararını takiben para politikasında bir “sadeleşmeye” gideceğinden de bahsetmişti. Başkan Başçı’nın sadeleşmenin faiz artırımı olarak yorumlanmaması konusundaki uyarısı dışında bu sadeleşmenin ne anlama geldiği tam olarak bilinmiyor.
Nasıl sadeleşecek?
Faiz koridoru, politika faizine ilave olarak Merkez’in gecelik vadede borçlanabileceği bir alt sınır ve gecelik vadede borç verebileceği bir üst sınırdan oluşan banta verilen ad.
Koridorun alt ve üst sınırları normal şartlar altında politika faizi ile simetrik olarak artar ya da azalır. Merkez’in finansal kriz döneminde uyguladığı geniş koridor uygulaması bu simetriye son vererek Merkez’in koridoru oluşturan 3 faizi değişik zamanlarda değiştirmesine imkân tanıdı. Alt ve üst bantlar arasındaki genişlik artırılarak yapılan fonlamalarla bankalararası gecelik faizin ortalama fonlama faizinden ayrışmasına imkân tanındı.
Bu ayrışma finansal piyasaların oynak olduğu bir ortamda merkez bankasına hızlı hareket imkânı sağladı. Sadeleşme uygulaması kriz öncesi uygulamaya geri dönüş olarak yorumlanıyor. Kritik soru ise bu sadeleşmeye gidip koridor daraltılırken politika faizinin nerede belirleneceği. Bu konuda kafalar net değil.
Neden bekliyor?
Merkez politika metninde bir sonraki adımın enflasyon görünümüne bağlı olduğunu dile getiriyor. Tahminim Merkez bu seneyi kayıp bir sene olarak kabul edip kurun değer kazanmasına ve bunun 2015 enflasyonunu 8.5 - 9 bandına çekmesine göz yumdu. Ancak bundan sonraki dönemde kurdaki değerlenmenin durması ve dolayısı ile enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıların son bulması bekleniyor. Bu şekilde asgari faiz artırımı ile enflasyonun hedefe gelmesi ümit ediliyor. Bu riskli bir adım çünkü enflasyonda böylesine büyük bir sapma varken bir sonraki seneye ait beklentiler bozulur, ki bu da gelecek senelerdeki performansı tehlikeye sokar.