Türk SİHA’sına açılan ateşte İran’ın parmak izleri...

İran ilginç bir ülke, hem ayrılıkçı terörle mücadele ettiğini iddia ediyor, hem PKK’ya tam destek veriyor.Öcalan, İmralı’da ilk gün verdiği ifadede terör örgütünün İran’da kampları ve hastaneleri olduğunu itiraf etmişti.

Tahran bu ikiyüzlü politikasını değiştirmiş değil.

Bugün her başı sıkıştığında Kandil’den İran’a geçen Murat Karayılan’dan, Bafıl Talabani’nin kontrolündeki Süleymaniye’de terör örgütüne verilen desteğe kadar çok sayıda komşuluk ilişkisine sığmayan maddeden söz edebiliriz.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de, Deniz Kurdu Tatbikatı sırasında yaptığımız röportajda İran’ın Türkiye’nin terörle mücadelesinde yapmadığı işbirliğinden duyduğu rahatsızlığı diplomatik bir dille ifade etmişti.

Sonuç olarak İran’ın Türkiye’ye karşı terör kartını kullandığını 1990’lı yılların ortasından beri gayet iyi biliyoruz, yeni olan İran’ın, Türkiye-Irak yakınlaşmasını bozmak için giriştiği provokasyonlar.

★★★

Çarşamba günü Türkiye’nin güvenlik kurumlarından birine ait olan Aksungur tipi SİHA, Irak Hava Savunma Güçleri tarafından ateşlenen 4 uçaksavar füzesiyle düşürüldü.

Kuzey Irak Hava Savunma Gücü komutanlarından General Abdusselam Hamudi’nin, olaya dair, deyim yerindeyse ağzından salyalar akıtarak yaptığı açıklamayı görünce midem bulanmıştı.

Irak Başbakanı Sudani de provokasyonu görüp, hemen soruşturma açılması talimatını vermişti.

Daha soruşturmanın ilk evresinde, ağzından salyalar akıtan adam General Abdulselam Hamudi tutuklandı.

Hamudi gerçek bir asker değil, silahlı grupların Irak Ordusu’na katılmasına izin veren düzenleme sonucu üniforma giymeye başladı.

Bugün bu sonradan olma generalin Kays El Hazali’yle ilişkisi ortaya çıktı.

Böyle yazınca çok anlamı olmuyor açarak anlatmak lazım:

Kays El Hazali, 2006 yılına kadar Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu’nun komutanıydı, o tarihte Sadr’dan ayrılarak Asaib Ehli Hak Hareketi’ni kurdu.

Zaman içerisinde Irak’taki en güçlü Şii hareket haline gelen bu yapı bugün Irak, Suriye ve Lübnan’da faaliyet gösteriyor.

Genel Sekreter konumundaki Kays El Hazali, son yıllarda durmadan Türkiye karşıtı açıklamalar yapan bir isim.

İran ile sadece gönül ilişkisi yok, askeri ilişkileri de var. Militanları Devrim Muhafızları tarafından eğitiliyor, başta Suriye olmak üzere sahada Kudüs Gücü komutası altında hareket ediyorlar.

★★★

İran’ın Ankara-Bağdat yakınlaşmasından rahatsız olduğu bilmediğimiz bir gerçek değil.

Bağdat’taki İran yanlısı lobinin, Türkiye’den giden iş insanları ve gazetecilerin olduğu heyetlere de türlü türlü zorluklar çıkardığını biliyoruz.

Ankara oyunu gördüğü için bu tahrik çabalarını boşa çıkarıp, Başbakan Sudani’yle samimi diyaloğuna devam ediyor.

Belli ki, Irak’taki Tahran yanlısı lobi gözünü iyice kararttı ve işi bu noktaya kadar getirdi.

Dışişleri Bakanlığı, kamuoyu önünde tansiyonu yükseltmeden diplomasi kanallarını çalıştırdı ve provokatör general tutuklandı. Irak istihbaratının çalışma biçimini, başındaki kişinin ne kadar konuştuğunu, kamuoyuna mesaj vermek için hangi kanalları kullandığını bilmiyorum ama bugünlerde Irak medyasını yakından takip etmekte ve bu provokasyonun artçı şoklarını izlemekte büyük fayda var.

★★★

İran tıpkı Türkiye gibi emperyalizmin hedefinde olan ülkelerden birisi.

Bu açıdan bakınca Tahran-Ankara ilişkilerinde dayanışma gösteren bir tavır bekliyor ama bunu göremiyoruz.

Terör örgütünün ABD tarafından eğitilip-donatıldığını bile bile işbirliğini sürdürmek aslında İran’ın kendi ayağına ateş etmesi anlamına da geliyor ama nedense Tahran bu gerçeği görmezden gelmekte ısrar ediyor.

1990’lı yıllarda Washington’ın en büyük çabasının Türkiye-İran savaşı çıkarmak olduğunu bile bile bu neyin ısrarı, neyin çabası anlamak zor.

İran büyük bir medeniyet ve iyi oyun kurduğunu varsayıyoruz ama Türkiye’ye karşı tavrı medeniyetinin büyüklüğüne yakışmıyor...