Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’deki kurultay kavgaları bildik hikaye, hatta partiye özgü bir ritüel... Ancak 38’inci kurultayla ilgili mahkemeye taşınan şaibe iddiaları ve çıkacak karara dönük olasılıklar üzerinden süren tartışmalara bakıldığında ana muhalefet partisi CHP’nin Türk siyaset tarihinde alışık olmadığımız, bilmediğimiz bir örnek daha ortaya koyacağı belli. Hatta şimdiden koydu bile. Bir yanda CHP’nin son olağanüstü kurultayda tekrar seçilmiş Genel Başkanı Özgür Özel meydanlarda mitingler yapıyor, diğer yanda da 38’inci kurultayda koltuğu kaybeden önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkemenin vereceği karara göre geri dönme olasılığı konuşuluyor. CHP içindeki her iki cenahtan gelen açıklamalarla da partide iktidar olma odaklı tartışma hepten alevlenmiş durumda... Kılıçdaroğlu, çıkışlarıyla dönüş kararlılığı ve hesaplaşma hazırlığında olduğu havasında... CHP’nin mevcut yönetiminde de bu bekleyiş ve tedirginlik emareleri de fazlasıyla hissediliyor... Dolayısıyla aylardır süren ve hâlâ devam eden cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına odaklı CHP’deki gündem şu sıralar yargıdan 38’inci kurultaya dönük bir iptal kararı çıkarsa ne olacak meselesine evrilmiş durumda... Ağırlıkla da karşılıklı birbirlerini tasfiye etme hesapları üzerine… Gelişmeler bağlamında, CHP’den kopma, yeni bir siyasi yapılanma doğma olasılığından dahi söz ediliyor. Olur olmaz o ayrı bir tartışma konusu ama CHP içindeki güç dinamikleri, dengeleri açısından bakıldığında kılıçlar bu kadar çekildikten sonra tarafların biraraya gelmeleri, tek ses vermelerindeki sıkıntıyı kestirmek hiç de zor değil. Bunun CHP tabanında, örgütlerinde ve seçmen nezdinde yaratacağı olumsuz etkileri de...

Haberin Devamı

★★★

CHP içindeki bu kaynama görüntüsü bununla da kalmıyor üstelik... Parti içerisinden sadece İmamoğlu odaklı sürdürülen politikanın yanlışlığına dönük “Tamam İmamoğlu meselesi çok önemli ama ülkeye, topluma daha başka şeyler de söylememiz gerekir” gibisinden tepkiler, sesler de geliyor. Saraçhane’den itibaren Özgür Özel’in Genel Başkan olarak yükselen ivmesi ve tabanı konsolide eden çıkışları konusunda herkes hamfikir ama Özel’in artık bu saatten sonra ikinci kısma geçmesi, sokağın, halkın sorunlarına yoğunlaşması, yeni bir şeyler söylemesi gerektiği, hatta geç kaldığı yolunda çıkışlar da var...

Haberin Devamı

Yine CHP içinden Özel’in yanlış yönlendirildiğine dönük eleştirilerde oluyor. Özellikle de ülke dışına odaklı sitemkâr ve destek bekleyen söylem ve konuşmaları nedeniyle... Bunların hepsinin iktidar iddiasında olan bir ana muhalefet için doğru hamleler olmadığını, acizlik algısı vereceğini, verdiğini savunuyorlar. Bu anlamda siyaset bilimcilerde aynı düşüncedeler nitekim. Onlar da şöyle diyorlar:

“İnsanlar kendi sorunlarının gündeme getirilmesini de bekliyorlar ana muhalefetten. CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısından sonra Türkiye’yi yönetmeye talip ve hazır bir parti olarak göstermesi inandırması içinde bu kaçınılmaz. Dış politikada, ekonomide, tarım ve eğitimde nasıl bir program izleyeceğini açıklayıp, halkın önüne koyması gerekir. Sürekli negatif politikalardan, yakınma, mağduriyet odaklı söylemlerden insanlar, seçmen bir süre sonra sıkılır. İlk anda tepki verebilirler ama hep aynı gündem,söylem bıkkınlık yaratır. Zaten araştırmalara göre ilk andaki heyecan kaybolmuş, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili yükselen kaygı artık sıkılma noktasına gelmiş gibi.”

Haberin Devamı

★★★

Yani CHP’de dışarıdan edinilen izlenim birlik-beraberlik görüntüsü hakim gibi... Ancak CHP’nin MR görüntüsüne bakıldığında ise farklılık, hareketlilik açık ve net... Hatta Kılıçdaroğlu’nun koltuğu kaybettiğinden bu yana ki tavrı ve çıkışlarıyla olası hesaplaşmalara dönük CHP, CHP’ye karşı gibi bir durum da var sanki...