Taraftara üzülüyorum. Çoluğunu çocuğunu almış, herkes ‘Galatasaray tur atlayacak’ diye stada gelmiş... Önce ilk yarı müthiş bir hayal kırıklığı yaşadılar. Takım kendi seyircisi önünde neredeyse şut çekmeden ilk yarıyı tamamladı. Burada bunun mutlaka sorumlusu vardır.
Okan hoca ilk yarı çift forvet oynattı: Batshuayi, Icardi. Peki bu futbolculara kim pas verecek ya da orta yapacak? Koca Galatasaray takımında bir tane futbolcu yok. Onlar da top alamayınca oyundan düştüler. Bu sefer bütün yük dokuz futbolcunun üzerine bindi.
Şunu kabul edelim... Young Boys’un fizik gücü sarı-kırmızılıların çok üzerinde. Biz İsviçreliler yorulacak derken, ev sahibi ekibin oyuncuları yoruldu. Düşünebiliyor musunuz, yıldız futbolcu dediğin topçular bir tane final pası veremiyor, rakipten dönen topları alamıyor, kendi aralarındaki pasların çoğu da rakibe gidiyor. Peki nasıl maç kazanacaksın?
İlk maçta orta sahada üstünlüğü rakibe verdin, dün gece de farklı değildi. Torreira ile Sara
Galatasaray’ın kadrosunda çok iyi futbolcular var fakat sahada güven veren bir futbol oynayamıyorlar. Beşiktaş, Hatayspor, Konyaspor ve Young Boys maçları... Bu dört maçı da taraftarlar tedirgin bir şekilde seyretti. Hele Young Boys karşılaşması tam evlere şenlikti.
Davinson Sanchez oynamadığı zaman defans sallanıyor. Bir bakıyorsunuz Nelsson büyük hatalar yapıyor, öteki maçta da Abdülkerim. Hele Abdülkerim geçen sezonki formunun çok uzağında. Rakip kim olursa olsun, defans arkasına atılan her top tehlike yaratıyor ya da gol oluyor.
Ben şunu kabul etmiyorum; bir futbolcu çok formsuzsa kulübede oturtur. Metehan veya Kaan Ayhan’ı stoperde denerim. Hoca bunu yapmıyor. İsviçre ekibine karşı Abdülkerim iki gol yedirdi, inşallah bu pahalıya mal olmaz.
Orta sahada Sara’yı beğendim. Ayakları çok iyi, fizik gücü üst seviyede. Bu çocuk neden on numara oynamasın. Tamam Mertens’i seviyoruz ama 38 yaşında olduğu unutulmamalı. Orta sahada Torreira’ya çok yük biniyor. Sonunda maç içinde yoruluyor, o da hatalar
Konya deplasmanı bu sezon bütün takımlar için çok zor geçecek. Hele bu sezon başı olunca deplasmana gelen takımların işi daha da zor. Geçen hafta Kasımpaşa’yı İstanbul’da yenen bir Konyaspor ile oynadı Galatasaray. Evet, çok zorlandı. Kıran kırana bir mücadele oldu. Burada olay nedir? Sen tam hazır değilsin, bunu rakip de biliyor, iyi de futbol oynayamıyorsun. Buna rağmen bu zor deplasmandan üç puan alabiliyorsan demek ki alkışı hak ediyorsun.
Okan Buruk daha istediği kadroyu sahaya süremiyor. Kimler gidecek, hangi futbolcular gelecek bir muamma devam ediyor. Ben eminim hoca da, futbolcular da bu yüzden kaos yaşıyorlar. Sağ bek transfer ediyorsun, iyi de para vermişsin, 85. dakikada oyuna giriyor. Bu futbolcu hazır olsa mutlaka hoca ilk 11’de sahaya sürer. Yine çok büyük paralara 8 numara transfer ediyorsun. Kerem Demirbay’ı, Berkan’ı, Oliveira’yı kesiyorsun bu 8 numarayı bu futbolculardan daha iyi diye ilk 11’e sürüyorsun. Belki iyi futbolcu bilemiyorum. Ama ilk 11’de oynaması için daha çok mücadele edip kendini
Sezon açıldı, Süper Lig'in ilk hafta maçı oynandı. Önümüzdeki çarşamba Young Boys ile Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmek için play-off maçı oynanacak. Dönüp Galatasaray'a bakıyorsun, futbolcuların sadece bu maçlara kilitlenmesi gerekirken daha hala transfer işleriyle uğraşıyorlar. Gidecek, gelecek futbolcular belli değil. Icardi, Erden Timurluğa; Muslera basın sözcülüğüne soyunmuş.
Yönetimde bu futbolcuları rahatlatacak bir kişi yok mu? Futbolculara yazık değil mi? Neden onları böyle şeylere muhatap ediyor, motivasyonlarını bozuyorsunuz. Zaha hazırlık kampının en iyi futbolcusu, adam takımdan ayrılmak istiyor, neden? Bu transfer de gerçekleşmeyince yine Florya'ya gidip antrenmanlara çıkıyor. Kerem Aktürkoğlu'na 13 milyon euro hangi takım veriyor? Bana bu yaşananlar inandırıcı gelmiyor. Zaha da gitse, Kerem de gitse şu saatten sonra o futbolcuların yerini kimlerle dolduracaksın?
Sara transfer edildi. Çok da yüksek transfer parası verildi. Sara gerçekten Galatasaray'ın istediği 8 numara mı? Sağ bek alındı, bu futbolcu Boey gibi oynayabilecek mi?
Sezon başı bu sıkıntılar yaşanacak. Geçen hafta Beşiktaş maçı Galatasaray taraftarını çok üzdü. En azından bu kadar farklı bir yenilgiyi kimse beklemiyordu. Dün gece yine tribünler doluydu. Futbolculara müthiş bir destek vardı. Takımı ayağa kaldırmak için taraftar bazı futbolculardan çok takımına katkı verdi.
Baktığın zaman Galatasaray kadro olarak gerçekten çok kaliteli futbolculara sahip... Ama bu futbolcuların çoğu hazır değil. Mesela Abdülkerim... Milli Takımın da Galatasaray’ın da vazgeçemeyeceği bir stoper ama şu an dönemiyor bile... En azından üç haftası daha var. Okan hoca Davinson Sanchez’in yerine Nelsson’u stopere koysa rakibin her atağı gol olur...
Davinson Sanchez başka çizgide bir futbolcu,. Gerçekten çok kaliteli... Rakip atakları kesiyor, birebirlerin hiç birinde rakibini bırakmıyor. Artı rakip kaleye gol atmaya gidiyor. Biraz şansı olsaydı o direkten dönen topu gol olurdu.
Aynı şekilde Icardi... Daha tam hazır değil... Ayağının altındaki topu kaçırıyor. İki üç hafta sonra Icardi o topları
İki sene üst üste şampiyon olmuş bir takım sıfır hırsla bir derbi maçına çıkmamalı... Tribünlerde 35 bin Galatasaraylı taraftar var. Eminim hepsi isyan ediyordur. Bir tane futbolcu ayakta kalamaz mı? Hiç kusura bakmasınlar Galatasaray takım olarak resmen sallandı. Bu sallantı ne kadar sürer onu bilmiyorum. Ama defans, iki bek, orta sahada çok büyük sorun var. Icardi gibi bir santrforun var ama neredeyse topla hiç buluşamadı. Şut çekmeden maçı bitirdi. Pas atacak futbolcu yok ki. Torreira sarı kartı gördükten sonra oyundan düştü. Berkan en kötü maçlarından birini oynadı.
Beşiktaş istediği gibi orta sahaya hakim oldu, oyunu hızlandırdı, goller buldu. İçime sindiremiyorum. Galatasaray gibi bir takım nasıl Süper Kupa’da beş gol yiyebilir? İki tane bek evlere şenlik. Hadi Kaan Ayhan mecburiyetten oynuyor. Peki Köhn... Bu kadar kendi bölgende rakibe açık verilir mi? Defansif görevlerini hiç yapamıyor. Ziyech çok büyük yıldız olabilir. Hiç itirazın yok ama fizik gücün kısıtlıysa, rakiple iyi
Turnuva başlamadan önce İngilizler benim favorilerim arasındaydı. Fakat, seyrettiğim bütün maçlarında kaliteli futbolcular, o büyüklüğünü, yıldızlığını sahaya koyamadılar...Turnuva başlamadan önce İngilizler benim favorilerim arasındaydı. Fakat, seyrettiğim bütün maçlarında kaliteli futbolcular, o büyüklüğünü, yıldızlığını sahaya koyamadılar...Dün gece de Slovakya karşısında çok zor, tesadüf denilebilecek durumda, uzatmaların son dakikasında Bellingham'ın attığı o müthiş golle elenmekten kurtuldular. Evet, Slovakya'nın gücü belli, bir yere kadar dayanabiliyorlar, güçlerini sahaya koyabiliyorlar.
Buna rağmen gol attılar, İngiltere gibi büyük bir takım karşısında, biraz da şanssız bir şekilde yedikleri golle elendiler.İngilizlerin oynadığı futboldan taraftar memnun değil. Normal sürenin sonunda futbolcuları ve teknik heyeti protesto ettiler. Bu takımda Bellingham olmasa maç da kazanamayacaklar.Şimdi çeyrek finalde İsviçre ile karşılaşacaklar. Bu performanslarını devam ettirirlerse, Slovakya'dan kurtuldular, ama
İlk maçında Fransa, Avusturya’yı, Hollanda ise Polonya’yı yenerek üç puanı cebine koydu. Bundan sonraki maçlarda da Hollanda, Avusturya ile, Fransa da Polonya ile oynayacak. Ve bu maçların sonuçları gruptaki ilk iki sırayı belirleyecek. Herhalde ilk maçlarında galip geldikleri için dünkü maçta iki takımın hocası da risk almak istemedi. Üstelik Mbappe gibi çok büyük yıldız sakatlığından dolayı oynamayınca Fransa’nın gol şansı da kalmamıştı.
Dünya Şampiyonu olmuş bir takımın mutlaka yıldızları olurdu. Malesef Horozların artık öyle abartacağımız, futbolu güzelleştiren yıldızları kalmamış. Hele İspanya ile Almanya’nın futbolunu gördükten ve takımlarındaki genç futbolcuları seyrettikten sonra ben bu iki takımın da finale kadar gidebileceklerini düşünmüyorum.
Hollanda’da bir tane Dijk var. Takımın tek yıldızı o... Başka da oyunun kaderini değiştirecek futbolcu da yok. Dijk sayesinde de gol yemiyorlar. Bu yüzden de maçları farklı kazanamasalar da berabere bitiriyorlar. İspanya ile Almanya’nın futbolunu