Geçtiğimiz hafta “Çeşme ağustosta kepenkleri indirir” başlığıyla bir yazı yazdım.
Yazının genelinde, ülkemizin yakın zamanda büyük bir susuzluk dönemine gireceğinden, fakat krize en erken Çeşme’nin yakalanacağından bahsettim.
Çeşme Barajı’ndaki su seviyesinin yüzde 10’a düştüğünü, en fazla 30 gün sonra ilçenin suyunun biteceğini dile getirdim.
★★★
Yazıya yönelik epey yorum geldi.
★★★
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevresel Yer Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı, Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Profesörü Dr. Doğan Yaşar’dan ulaşan yorumlar ise epey çarpıcıydı.
42 yıldır kuraklık, körfez, dereler ve su hakkında çalışan, iklim konusunda doktora yapan Prof. Dr. Yaşar, artık kapımıza dayanan susuzluk için tam 21 yıldır başta belediyeler olmak üzere ilgili kurumları uyardığını, ancak hiç birinden sonuç alamadığını anlattı.
★★★
Büyük kuraklığın 2020’den sonra ülkemizi ve bölgemizi vuracağını televizyonlardan defalarca duyurduğunu belirtti.
Çeşme yazım üzerine ise, İzmir’in önceki belediye başkanı Tunç Soyer’e gönderdiği bazı mektupları bana iletti.
Körfezle ilgili olanları başka zamana sakladım, ama kuraklık hakkında olanlardan birini aktaracağım.
★★★
Prof. Yaşar, 2 Eylül 2020 tarihinde Soyer’e şu satırları yazmış:
★★★
“Sevgili kardeşim Tunç
Bizleri çok sert bir kurak dönem bekliyor, belki de son bin yılın en kurak yılları olabilir.
Ve bu ülkede iklim konusunda doktora yapan nadir kişilerdenim.
Bugüne değin 150 civarında TV programına katıldım ve 100’den fazla
konferans verdim.
Senden birşey istemiyorum, çünkü lisansüstü öğrencilerim için, İBB’den
2004 yılından beri defalarca istememe rağmen, başta su olmak üzere hiçbir konuda veri alamadım.
★★★
Hiçbir şey istemiyorum, ama su konusunda uyarımı da yapmak zorundayım.
★★★
2022’lerden sonra beklenen çok sert kuraklık için su konusunda dikkatli olmanızı ve İzmir’in ciddi bir su sıkıntısına gireceğini söyleyebilirim.
Bu dönemde Manisa size su verir mi bilemem, ama verse bile çok derinlerden su çekeceğinizi, çünkü üst akiferlerin kuruyacağını belirteyim.
Daha derinlerden su çekmek demek, ağır metalce zenginleşmiş su çekmek demektir.
Bu nedenle ağır metal tesislerine hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.
★★★
İklimlerde rastgelelik yoktur.
Ama bu kez çok daha sertini bekliyoruz.
Türkiye, yıllık kişi başı 1340 metreküp su potansiyeli ile su fakiridir, ancak İzmir 600 metreküp ile fakirin de fakiridir.
Bilmeni istedim, iyi çalışmalar.”
★★★
Prof. Dr. Yaşar’ın bu mektubunu, uzmanların senelerce yaptığı uyarıların nasıl boşa gittiğini anlatmak için ilettim.
Buradaki amacımız Soyer’i sorumlu tutmak değil elbette..
O sadece yüzlerce örnekten biridir.
Asıl mesele, yetkili ve sorumlu bütün resmi kurumlarla bağlantılıdır.
Susuzluk bağıra bağıra geldiği halde, önlemlerin zamanında alınmaması ile ilgilidir.
Hemen her konuda olduğu gibi, burada da çok geç kaldığımız açıkça ortadadır, ne yazık ki..
