Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eczacıbaşı imparatorluğunun başındaki lider; Bülent Eczacıbaşı, yeni bir kitap yazdı:

“Biraz Daha Düşününce”

Bülent Bey alt başlığa “İş insanları için denemeler” demiş ama... Kitap her yaşta, her meslekteki insana bir şeyler öğretiyor... Sadece iş hayatında değil, günlük yaşamda da karşımıza çıkan sorunları algılama ve çözümlememize yardımcı bilgiler veriyor. Anlatım ilginç hikayelerle besleniyor. Mesela...

“Bir samuray savaşçısı öldürülen efendisinin intikamını almakla görevlendirilir. Bir süre sonra aradığı adamı bulur ve köşeye sıkıştırır. Tam kılıcıyla adamın hakkından gelmek üzereyken adam doğrulur, nefretle yüzüne tükürür. Samuray bunun üzerine kılıcını kınına sokar ve oradan uzaklaşır. Neden? Çünkü öfkelenmiştir ve o adamı öldürdüğü takdirde asıl amacını gerçekleştirememiş olacak, kişisel amaçlı bir eylem yapacaktır.”

Haberin Devamı

Bülent Bey bu olayı öfkenin yararsızlığına... Amaç ile öfkenin birbirinden ayrılması gerektiğine örnek olarak anlatıyor.

★ ★ ★

İş dünyası hangi ilkeler üzerinde yürür? Tüketiciye bakışta hangi açıları kullanır? Başarılı olmak için hangi kuralları uygular? İş insanı çalışanlarla veya rakiplerle ilişkilerde hangi duyarlıkla davranır?

Kitap sadece bu konuları merak edenleri değil... Hayat yolunda yürüyen herkesi ilgilendiren örneklerle dolu...

Keyifle okunan yararlı bir kitap...

GİTMEZ

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Suriyeli göçmenlerle konuşuyor. Bugüne dek 40 bin Suriyeli geri dönmüş. Geri kalan 3,5 milyon isteksiz. Söyledikleri:

“Esad gidince memleketimiz düzeldi diye sevindik. Gitmek istiyoruz. Ama orada ev yok, okul yok, hastane yok. Nasıl gideceğiz? Önce devlet kurulsun, kanunlar yapılsın, biz de yazın çalışıp paramızı biriktirip gitmeyi düşünüyoruz.”

Mantıklı bir Suriyeli elbet böyle düşünür.

Peki devlet ne zaman kurulacak?

HTŞ Lideri Ahmet eş Şara, anayasa hazırlanması ve seçim yapılmasının en az 3 - 4 yılı alacağını söyledi.

Suriyeliler en az o kadar zaman bizimle...

Eminiz çoğu da geri dönmenin değil, Avrupa’ya kapağı atmanın hayali içinde...

MİTİNG

Geçen hafta sonu Ankara’nın tarihi Tandoğan Meydanı’nda emekçiler asgari ücreti protesto etmek için toplanmıştı...

Haberin Devamı

Gazeteci arkadaşımız Atilla Aşut manzarayı anlatıyor:

“Evet, alan dolmuştu ama benim gönlüm daha büyük kalabalıklardan, milyonlardan yanaydı. Mitinge gelenlerin çoğu, ayda 12.500 liraya mahkûm edilen ve “bıçak kemikte!” diye haykıran emeklilerdi. Eylemlerde her zaman önde gördüğümüz kadınlar nedense bu mitingde azınlıktaydı. Gençler ise yok denecek düzeydi. Sendikaların, meslek odalarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımı da “temsili” olmanın ötesine geçmemişti. Benim bu mitingdeki gözlemim, örgütlerin kendi üyelerini ve hitap ettikleri kitleleri seferber etme, harekete geçirme yeteneğini büyük ölçüde yitirmiş olduğu idi.”

Eylemler artık saman alevi etkisinde. Bir devamlılığa dönüşmüyor. Ciddiye alınmıyor. Bunlara amiyane deyimle “gaz alma” eylemi deniyor.

HAVAİ

Yılbaşı gecesi atılan havai fişekler yüzünden Roma’da ve Bulgaristan’da binlerce kuşun öldüğü basında fotoğraflarla yer aldı.

Haberin Devamı

İstanbul’da da bol bol fişek atıldı.

Bizim Moda’da atılan havai fişeklerin kıvılcımları önümüzdeki caddeye düştü. Biraz ötemizde bir tarihi köşk var. Eğer kıvılcımlar bu köşkün çatısına düşse köşk alev alabilirdi.

Bu havai fişek merakı başımıza iş açacak...

TANJU

CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Suriyeli mültecilerle ilgili olarak bile bile hukuksuz kararlar aldığını, sığınmacılar yargıya gitmediği için bu kararları uygulayabildiğini TV’de marifet gibi kendini överek anlattı. Günümüzde pek çok hukuksuz karar ve uygulamaya rastlanıyor. Ancak hukuksuzluk yaptığı için övünen bir yetkili makam sahibi galiba ilk olarak görülüyor. CHP bu marifetin hesabını sormalıdır. Yoksa hiçbir hukuksuz uygulamayı eleştiremez.

TOKA

Alman ve Fransız Dışişleri Bakanları, Suriye’yi ziyaret ediyor. HTŞ Lideri Ahmet Eş Şara kendilerini karşılarken Fransız Dışişleri Bakanı’nın elini sıkıyor. Ancak sıra Alman Dışişleri Bakanı Bayan Anna Baerbock’a gelince elini uzatmıyor, sağ elini kalbinin üzerine koyuyor. Bayan Baerbock da benzer şekilde karşılık veriyor.

El sıkıp sıkmamak önemli değil. Ancak böyle bir tavrın hangi zihniyet ve kültürün işareti olduğunu biliyoruz. Suriye’de çağdaş dünyaya ayak uyduracak insan haklarına dayalı demokratik bir rejim kurulması, boş bir beklentidir. Aslında Afganistan’a kardeş geliyor.