Lyon usulü retro rock

Kafasını 1960’lara takmış Lyon çıkışlı ‘psychedelic’ rock ekibi Gloria, yeni albümünde Antik Yunan kültüründen etkileniyor.

‘Psychedelic’, 1960’ların gençlik kültürüne gönderme yapan bir tanım. O dönem belli çevrelerde popüler olan LSD etkisindeki üretimler ve estetik anlayış ifade edilmek isteniyor. Parlak renkler, göz alıcı şekiller ve bunların müzikal iz düşümü olarak psychedelic rock. O dönem, türün kurucu babalarından (erken dönem) Pink Floyd’un ve çağdaşı beş-altı grubun başını çektiği akım bugün artık LSD kültürünü değil, daha çok 1960’ların içinde biraz üçüncü dünya sosu da olan müzikal estetiğine referans olarak kullanılıyor. Bu bağlamda Tame Impala da, Goat da, Khruangbin de, Gaye Su Akyol da aynı çuvala giriyor mu? Biraz öyle. 

Psychedelic müzikler 1960’lardan başlayarak bütün dünyaya yayılmış. Tayland’da karşımıza çıkıyor, Afrika’da var, Güney Amerika’da (Tropicalia) var ve elbette bizde var. Batılıların ‘Psychedelic Turkish Rock’ şeklinde tanımlamayı sevdiği tarza biz memleketimizde Anadolu Rock ya da Anadolu Pop diyoruz aslında. Ve bana kalırsa bütün bu coğrafyalara yayılmış 1960’lar estetiğinin en sağlam, en meşhurlarından biri Anadolu Pop. Bugün de çağdaş müzisyenleri etkilemeye devam ediyor. Mesela Fransa’nın Lyon şehrinde kurulan Gloria gibi grupların yaptığı şarkılarda kulağımıza çok aşina gelen sesler ve melodiler bulmak mümkün. 

Lyon’da kurulan Gloria, Kid Victrola (Alexis Morel), Wendy Martinez, Amy Winterbotham, Marie-Louise Bourgeois, Beatrice Morel-Journel, Josselin Varengo, Thomas Cortay’den ibaret. Bir erkek üye hariç aslında 1960’ların The Shangri-Las tarzı kız gruplarını anımsatıyorlar. Ama tabii müzikal anlamda farklılar. Poptan ziyade rock’a yakın bir müzik onlarınki. 

Evrensellik çabası 

Grubun 2021’de yayınlanmış “Sabbat Matters” ve 2016 tarihli “Excelsis in Stereo” adlı iki albümü daha var. 2016’da müzikleri 1960’lara daha bağımlı, daha işlenmemiş bir retro anlayış hâkim. Yıllar içinde kendi seslerini bulmayı başardıkları anlaşılıyor. Ancak benim gibi grupların erken dönemlerini dinlemeyi seven bir dinleyiciyseniz, bu ilk iki albümden büyük keyif alabilirsiniz. 

4 Nisan’da yayınlanan “Gloria III” hit potansiyeli taşıyan mesela “Eleusis” gibi Tame Impala’nın işlerini anımsatan bir parçaya sahip. Albümün tamamında özenle bulunup parlatılmış gitar riff’leri bol. Gitarla yapılan bu akılda kalıcı, tekrarlandığında iyiden iyiye yerleşen melodicikler bir süre sonra bağımlılık yaratıyor. Fransız olmalarına rağmen İngilizce sözler kullanmalarını evrensel olma çabasına bağlamak lazım. Referansları da yerel değil daha çok evrensel. Şarkılar bu albümde temalarını Yunan mitolojisindeki kadın karakterlerden alıyor. Grubun beyni ve sözcüsü konumundaki Kid Victrola, Yunan mitolojisine ilgisinin çocuklukta başladığını anlatıyor. Yaşam tarzı, hikâyeler, çok tanrılı Antik Yunan dini ve tanrıların birer insan gibi resmedilmiş olması ilgisini çekmiş. Bir dinleyici olarak ilgi çekici buldum Gloria’yı. “Gloria III” dinlediğimiz her şeyin birbirine benzemeye başladığı popüler müzik evreninde dikkat çekici bir yeni albüm. Keşfedin. 

Yeni çıkanlar

EDIS ve Aleyna Tilki, mor ve ötesi klasiği “Benim Küçük Sevgilim”i yorumluyor. mor ve ötesi “Saygı1” albümünden ilk renkler gelmeye başladı. 

Arcade Fire, “Pink Elephant” adlı yeni şarkısını yayınladı bu hafta. Albüm 9 Mayıs’ta geliyor, turne tarihleri de açıklanmaya başladı. Anlaşılan Arcade Fire’ı cancel etme lobisi Trump’ın başa gelmesi ve liberallerin aldığı ağır yenilgiyle kabuğuna çekilmiş şu ara. 

Gigi Perez’i beğenerek takip ediyorum. İngiliz folk şarkıcısı “At the Beach, In Every Life” aldı yeni bir şarkı yayınladı bu hafta. 

Türkiye’nin bayıldığı romantik İngiliz Tom Odell’in yeni şarkısı da bu hafta platformlara düştü. “Don’t Let Me Know”, Odell’den beklenecek her şeye sahip. Ne eksik, ne fazla. Mendilinizi hazırlayın. 

Afrobeat sevenler müjde! Femi Kuti’nin yeni albümünün adı “Journey Through Life”. Verin volümü neşenizi bulun.