“Tony’nin ölümü kalbimi kırdı. Onda o kadar sevdiğim şey vardı ki.” Mark Lanegan, 2018’de arkadaşı Anthony Bourdain’in ölümünün ardından Guardian’a onun hakkında bir yazı yazmıştı.
Çok sevdiğim özel bir adamın, çok sevdiğim başka bir adamın ardından yazdıklarını garip gelecek ama üzüntü ve acıyla değil gülümseyerek ve keyifle okumuştum. Bu adamların yaptığı her şey o kadar iyi ki ve bu adamların hayata karşı bakışı duruşu o kadar sağlam ki acı vermezler. Acı verseler de sana onunla birlikte dayanma direnme gücü verirler. Seni aşağı değil yukarı çekerler. Ölünce bile.
Bourdain’in televizyon için çok zihin açıcı öncü ve taklit edilemez şekilde yaptığı işleri ara ara açıp izlemek alışkanlığım var. Bourdain, yolunu kaybedince sana yol gösteren deniz feneri gibi insanlardan. Onların sayısı azaldıkça dünya da fakirleşiyor.
Bourdain, Lanegan’la Seattle’da yaptığı program sırasında bir araya gelmişti. Lanegan geçen hafta 57 yaşında hayatını kaybedince açıp tekrar izledim. İkisi de artık hayatta olmayan bu iki adamın, daha dün sayılabilecek bir tarihte her şeyden habersiz yaptıkları sohbeti. Hayat, insanlar, şehirler, kapitalizm, uyuşturucular (ki ikisinin de hayatında önemli rol oynamıştı) ve daha pek çok konu.
Önüne konanı, dayatılanı kabul etmeyen, sorular soran insanlardı. İyisiyle kötüsüyle, söylendiği gibi, olması gerektiği gibi değil, bildikleri gibi yaşayan insanlar olmaları beni etkiliyor. Siyaseten doğruculuğun sıkıcı ve boğucu dünyasında “A mı, B mi?” dayatmalarından başka seçenekler olduğunu bilmek onlar gibi insanlar sayesinde mümkün.
Lanegan, Queens of the Stone Age ile daha fazla tanınır. Ama solo işleri benim gözümde her zaman daha yukarıda. 90’lardan öldüğü güne kadar aktif, alternatif müziğin kitabın yazmış, derin hırıltılı vokaliyle Kurt Cobain dâhil bir sürü sanatçıya ilham kaynağı olmuş özel biriydi Lanegan. Zamanla olgunlaştı, koyuldu, derinleşti. Ne en ünlü isimdi ne en yetenekli olanıydı. Özel olmak için bunlardan hiçbirine ihtiyacınız yok. Karakter yeterli.
Lanegan 2021’de Kovid’e yakalandıktan sonra yaşadıklarını içeren anılarını yayımlamıştı. “Devil in a Coma” adını taşıyan bu kitap 57 yaşında nasıl hayatını kaybettiğini de adım adım anlatıyor. Ölüm nedeni açıklanmadı ama bu kitapta Kovid’e yakalandığını, sağır olduğunu, hastanede uzun süren acılı bir süreç geçirdiğini, komaya girdiğini ve ölümden döndüğünü biliyoruz.
Bugün dünya iyide iyiye cehaletin, tek tip bilginin, sığlığın, basitliğin etkisi altında. Bu düz kalıplara girmeyenler için alan giderek daralıyor. Maksimum haz ya da maksimum kazanç üzerine kurulu, bunun dışında düşünen hareket edeni aptallıkla, akılsızlıkla yaftalayan, renklerini giderek yitiren bir dünya. Her şeyi ya A’sın ya da B’sin anlayışına sıkıştırmaya çalışan ve insanlığın bütün zenginliğini yok etmeye kararlı bir dayatma.
Lanegan ve Bourdain gibi insanlar bunun dışında işler yapabildiler. O yüzden onları değerli buluyoruz. Onlar azaldıkça dünya farklı renklerini ve seslerini kaybediyor.