Ara sıra soruyorum, “Neden Eurovision’a katılmıyoruz biz?” diye. Bir daha sorayım: Neden biz Eurovision’a katılmıyoruz? 2012’de en son Can Bonomo “Love Me Back” dedi, orada kaldık.
“Aman başka işin gücün mü yok” deniyor. Ben de diyorum ki bu güzel bir iş güç işte. Son 10 yılda, en son Eurovision performansından bu yana Türkiye’de müzik sahnesi çok genişledi, çeşitlendi, renklendi. Hip hop aldı başını gidiyor. Neredeyse altı, yedi alt türe bölündü. Her tür kendi içinde ayrı bir dünya. R&B ayrı bir kulvarda yepyeni yıldızlar çıkarmakta. Elektronik müzik ve rock’ın da giderek içinde eridiği indie sahnesi de bambaşka renklerle ve yeni sanatçılarla dünya çapında işler üretiyor. Her hafta işim gereği yakından takip ettiğimden net görebiliyorum değişimi. Popta da inanılmaz bir hareket var. Pop yenilik bakımından daha geriden geliyor ama yeni nesil çok güçlü gelecek. Bunun işaretleri her yerde.
Şimdi bu kadar değişim, hareket varken, neden Eurovision üzerinden sanatçılarımız dünyaya sesini duyurmasın? Eskiden dalga geçilen, hâlâ da dalga geçilen Eurovision’dan tam da artık dalga geçilmeyen ve işlerin bayağı büyüyüp ciddiye bindiği zamanda ayrıldık. 90’larda, 2000’lerde Sertab Erener’e kadar kimsenin cidden umurunda değildi ve katılım devam etti. Ne zaman dünya Eurovision’u yeniden keşfetti ve bu sayede Eurovision da kendin yeniden bir şov olarak keşfedip global müzik sahnesine eklemlendi, biz arıza yapıp katılmamaya başladık.
2021’de İtalya’dan bir glam rock ekibi Maneskin esip gürledi. Şu anda bütün dünyada festivallerde başköşede yerleri var. Yani eskisi gibi değil işler. İyi bir şey olduğu zaman alıp başını gidiyor ve Eurovision her açıdan çok cazip bir ortam.
Biz hâlâ katılsak mı diye tartışırken, Eurovision bölünüp çoğalıyor. Avrupa Yayıncılar Birliği, Amerika’da Amerikan Eurovision’u olarak tanımlayabileceğim bir formatta American Song Contest yarışmasına başladı. Kendi de yetenek yarışmasından çıkmış Kelly Clarkson ve Snoop Dogg sunuyor. İki aylık bir süreye yayılan yarışmada eyaletlerin temsilcileri yarışmaya başladı. Tabii anında hareket, dedikodu: Efendim, acaba Orta Batı’da eyaletler birbirini mi kayıracak? Kaliforniya kime 12 puanı basacak? Teksas kime en az puanı verdi gibi tartışmalar şimdiden alevlenmiş durumda.
Amerika ki dünyanın bir numaralı müzik pazarıdır, bu işe soyunduysa ve Eurovision patentiyle aynı formatı aldıysa eh bizim hali hazırda katılıp kazandığımız, her sene de kafadan ilk 10’da yer aldığımız bir organizasyonu görmezden gelmemiz çok saçma. En başta eldeki potansiyeli değerlendirememek demektir.
Öte yandan, Türkiye Eurovision’u da ayrı bir fikir olarak düşünülebilir. Survivor’da bayanlar için yepyeni ve müzikli bir gıybet ortamı olabilir Türkiyevizyon. Hangi bölgeyi, hangi sanatçı, hangi şarkıyla temsil edecek heyecanını şimdiden hissedebiliyorum.
Demem o ki şu işi bir daha düşünelim biz ey yetkililer...