Yargıtay 150. yılını kutladı.
Uzaktan kumandalı yargının ülkeyi ne hale getirdiğini ülke ve millet olarak yaşayıp gördük.
Vicdanlarını ve akıllarını uzaktan bir kumandanın tuşlarına bağlayanlar ve kripto yüzlere teslim olanlar meçhule giden bir gemiye binmiş gibiydiler...
15 Temmuz darbesi bu kripto günlerin bir sonucudur...
Ergenekon, Balyoz ve Şike gibi zemini hazırlanarak yapılan işler ise belki de ortasıydı...
Başlangıcı ise ne zaman başlıyor hâlâ bilmiyoruz.
Bu kripto yargıyı, polisi, askeri, bürokratı devlete kim taşımış yine bilmiyoruz...
Siyasi kriptolardan hesap sorulacağı günleri de yargıdan bekliyoruz...
Nasıl ki bugün PKK’lı siyasetçileri affetmeyen yargı karşılığını ödettiyse, aynı şekilde FETÖ terör örgütünün de siyasi uzantılarından hesap sorulmalı bize göre...
***
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit yargının bağımsız olduğunu, son yıllarda, kişi ve birey özgürlüğünü öne çıkaran, kamuyu, devleti geriye atan yasalar çıkarıldığını belirterek, “Hâkimler ‘Herkül’ gibi güçlü olmalı diyor ama bir hâkimin tayini, terfisi ve özlük hakları bağımsız olmadıkça hepimiz çok iyi biliyoruz ki yargı bağımsızlığı yine bize göre hayal ötesi bir şey...” diyor...
“Güç odaklarına karşı, ekonomik bakımdan güçlü olanlara, yeraltı dünyasına, birçok baskı grubuna karşı bağımsızlığı ifade ediyorum. Hâkimler her türlü güçlü olmalı ve hiçbir yerden talimat almamalı” diyen Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, hâkimlerin güçlü olabilmesinin, ekonomik anlamda da güçlü olmaktan geçtiğini belirtiyor...
***
Başkan Cirit, 15 Temmuz darbe girişiminin yargı üzerindeki etkisine değinerek, 4 bin 500 hâkim ve savcının terör örgütü üyeliğinden yargılandığını ve onların yerini doldurmak için atanan 18 bin hâkimden yüzde 50’sinin 2 ya da 3 yılık hâkim olduğunu vurguluyor.
“Çok çalışarak ve çabalayarak FETÖ’nün yargı üzerinde bıraktığı olumsuzlukları aşmalıyız” diyen Başkan Cirit, Türkiye’de yargı sisteminin iyi işlememesine neden olan 5 kör nokta konusuna değiniyor:
“Bunlardan birincisi kamu inisiyatif almıyor. İdari mahkemelerinin davalısı tamamı devlettir. Adli mahkemelerde de 3’te biri taraf kamudur. Bu davalarda Yargıtay gereksiz meşgul edilmektedir. Bu konuda kamunun inisiyatif alması ve vatandaşla davalı olmaması gerekir diyoruz. Kamu ise kamu maliyesi açısından inisiyatif almadığını ve zamana yaydığını söylüyor. Bu doğru değildir. Çünkü onun gecikmesi, temerrüt faizleri, avukatlık masrafları ile kamu maliyesine maliyetinin daha çok olduğunu düşünüyoruz.”
“Diğer taraftan devlet vatandaşıyla davalı olmamalı. Vatandaşın hakkını mahkemeye göndermeden devlete vermesi lazım ki devletle halk arasındaki bütünleşme sağlansın” diyerek çok önemli bir kör noktaya değinen Başkan Cirit, şunu belirtiyor:
“İkincisi, iletişim çağında dünyamız artık küçük global bir köy haline geldi. Birçok ülke davaları alternatif çözümle, uyuşmazlık yöntemi denilen bir yöntemle çözmektedir. Bizim de arabuluculuk çözümleri geliştirmemiz gerekiyor.”
Pazar günkü yazımızda devam edeceğiz...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024