Elektrikli araçların “yeni bir teknoloji” ya da “icat” olduğunu düşünenler varsa, onlara kötü bir haberim olacak! Maalesef değil, hatta 120 yıldan bile eski...
Son dönemde hepimizin ağzına dolanan, kahve ve çay bahçesi sohbetlerine kadar “sızan” elektrikli araçlar, ciddi şekilde hayatımıza da giriş yapmaya başladı. Kimileri, elektrikli otomobilleri “çevreci kaygılar” nedeniyle desteklerken kimileri de “çabuk hızlanması” ya da “deposunun” ucuza doldurulması yani şarj edilmesi nedeniyle hayli sıcak bakıyor.
Tıpkı yeni otomobilde “bilmediğimiz” bir teknoloji ya da donanımla karşılaştığımızda, genelde ilk tepkimiz kocamaan bir “Aaaaa” çekmek olur! Hatta bunu, mümkünse eşimize, dostumuza ballandıra ballandıra anlatmaktan da çekinmeyiz... “Arkadaş var ya, göstergeleri dijital... Kımıl, kımıl oynaşıp, yanıp sönüyor, renk değiştiriyor!” diye başlayıverip, “Üstelik elektrikli motoru da var. 4 tane motor var otomobilde, düşünsene bir!.. Oğlum, adamlar yapmış işte, 0-100’ü muhteşemmm!” şeklinde sonlandırırız bu “hayretlerde kalış” öykümüzü...
Ancaaaaakkk, bir dakika sakinleşin... Evet, evet, derin nefes alın, arkanıza yaslanın ve heyecanlanmayın artık! Çünkü bu sizin söylediğiniz teknolojilerin bazıları, bundan neredeyse 120 yıldan fazla süre öncesinden geliyor! Bugünküler, sadece geçmiştekinin “geliştirilmiş” hali. Örnekleriyle de anlatacağım, hiç merak etmeyin...
Taksilerde popülerdi
Tarihte ilk bilinen elektrikli araçların, 1830’lu yıllarda geliştirildiği yazıyor bazı kaynaklarda. ABD’de Thomas Davenport, İskoçya’da ise Robert Anderson’un ilk elektrikli araçları geliştirdiği ancak bunların pek de seri üretilecek şeyler olmadığı söyleniyor.
Daha sonraları lokomotif ve bazı makinelerde kullanılan “buhar gücü”nün otomobil, traktör ile kamyonlarda kullanılması konusunda denemeler yapılmış. Bu tipteki araçlar, bir dönem özellikle İngiltere’de hayli popüler olmuş ancak bunun pek de “pratik olmadığı”nın keşfedilmesi de uzun sürmemiş. Nitekim kirliliği ve yavaşlığı bir kenara, buharlı aracın sürüşe hazırlanması filan yaklaşık 45 dakikayı alıyormuş.
Dolayısıyla elektrikli otomobillerin kabul görmesi o kadar da zor olmamış. 1800’lerin sonralında gerek Avrupa gerekse de ABD’de elektrikli araçlar konusunda ciddi çalışmalar başlamış. Hatta Porsche’nin kurucusu Ferdinand Porsche’nin ilk ürettiği otomobillerden birinin “P1” adında, 1898 yapımı elektrikli araç olduğu söylenir. Bildiğimiz akülerin birleştirilmesiyle oluşan batarya takımı, “faytontan hallice” olan araca 80 km menzil sağlıyormuş.
Atlantik’in öteki yakasında, ABD’de ise 1897’de New York caddelerinde ilk elektrikli taksiler görülmeye başlanmıştı. Aynı yıl Connecticut’tan “Popeİmalat Şirketi”, ilk büyük ölçekli Amerikan elektrikli otomobil üreticisi haline gelmişti. 1899’dan sonra New York taksileri arasında elektriklilerin oranı yüzde 90’ı aşmıştı bile. Ancak menzil ve şarj süresinin yanı sıra “tıpkı bugünkü gibi” alış fiyatı, bu araçların en büyük dezavantajlarıydı. Nitekim Ford Model T, ilk çıktığında 650 dolara satılırken, elektrikli araçların fiyatları 1750 dolardan başlıyordu.
Benzinlisi gelince!
Özellikle ABD, elektrikli otomobillere adeta tutulmuştu, Sürekli yeni elektrikli modeller çıkıyor hatta yarışları bile düzenleniyordu. Nitekim 1902’de Baker Torpedo marka bir araç, ilk kez aerodinamik gövdeyle üretildi ve hız denemesine katıldı. İlk denemesinde 130 km/s hıza çıkan araç, kaza yaparak seyircilerin arasına daldı ve 2 kişinin ölümüne neden oldu. Daha sonra Baker Torpedo yeni bir rekor için yola çıktı ve “seyircisiz” yapılan denemede 192 km/s hıza ulaştı.
Elektrikli araçlar benzinlilere göre popüler olsa da, insanlar daha uzun menzil istiyordu tıpkı bugünkü gibi. Bunu da benzinli araçlar sunabiliyordu en pratik şekliyle... Doldur benzini ve git... Bu dönemde üretilen benzinli araçlarda meydana gelen, titreme, gürültü ve ses problemi elektrikli araçların tercih edilmesinde önemli yere sahipti.
1908’de Henry Ford’un seri üretimine başladığı yeni benzinli otomobili Model T, Amerikan otomobil pazarını başta aşağı değiştirdi. Hatta dünyadaki tercihleri bile... 1912’de, satışlarda rekor kıran elektrikli araçlar yerini, seri olarak üretildikleri için daha uygun fiyatlı olan benzinlilere bıraktı. 1920’lerdeyse elektrikli araçlar artık “arzulanan bir nesne” olmaktan çıktı.
Ancak 1960’ların sonu, 1970’lerin başlarında petrol fiyatlarının artması, 1973’teki Arap ülkelerinin uyguladığı petrol ambargoları ve üretim kısıntıları, özellikle Amerika’da küçük motorlu araçların yanı sıra elektriklilerin de yeniden gündeme gelmesini sağladı. Bunun için ABD’li ve Avrupalı şirketler minik elektrikli araçlar üretip satmaya başladı. Ancak ABD’liler, bu araçlara yeterince ilgi göstermedi. Zira çok güçsüz ve az kilometre giden araçlardı. Avrupa’da da benzer bir durum oldu. Bazı ülkelerde elektrikli taksiler kullanılmaya başlandı ama yeterince ilgi görmedi.
Elektrikli aracın asıl dönüşü ise, 1990’larda başladı. Zira özellikle ABD’de sıkı çevre kuralları devreye giriyordu...
Öldürülen otomobil!
General Motors CEO’su Roger Smith, “dünyanın en verimli üretim aracı” olarak tanıttığı EV1’in üretiminin tamamlandığını duyurdu. 1996’da yalnızca kiralanan 1.117 adet araç, sadece California, Arizona ve Georgia’da kullanıma sunuldu. Ancak kullanıcılardan çok olumlu yorumlar almasına rağmen, belirli bir süre sonra kiralama anlaşmaları sona erdiği gerekçesiyle toplatıldı ve hurdalığa atıldı. Çoğu imha edilirken, kurtarılan 40 kadarı, müzelerde sergilenmek üzere koleksiyonerlerin elinde kaldı. “Elektrikli Otomobili Kim Öldürdü?” diye filmi bile yapıldı. Ancak yıllar sonra o GM, yeniden elektrikli otomobil üretmek ve bu alanda “öncü olmak” hedefiyle “hiçbir şey olmamış gibi” yeniden kolları sıvamıştı bile...
Bugünse, iklim değişikliği nedeniyle gerek kurumları zoru gerekse de tüketicilerin baskısıyla otomotiv devleri elektrikliye geçiş için elini çabuk tutmaya çalışıyor. Ancak gerek şarj süresinin uzunluğu gerekse de menzil ve fiyat yüksekliği problemi bugün de devam ediyor. Tıpkı bir asır öncesi olduğu gibi. Üstelik savaşlar ve salgınlar, elektrikli araçların hayati parçalarının, batarya hammaddelerinin bulunurluğunu tehdit ediyor. Bakalım elektrikli araçlar modasının ömrü bu kez ne kadar olacak?