Kiralama sektörü filolarını yenilemeyi ve güçlendirmeyi sürdürürken, hibrit ve elektrikli araçların payı da artmaya devam ediyor. Hibrit ve elektriklilerin kiralama filolarındaki payı yüzde 10 seviyesine kadar yükseldi.
Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliğiyle hazırladığı, 2024 yılı 1. çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılının ilk 3 ayında da alımlarına devam ederken, sektörün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye ulaştı.
Söz konusu rapora göre filo kiralama firmaları, bu yılın ilk çeyreğinde 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin adet aracı filosuna kattı. Sektörün araç parkının yüzde 46,9’u kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30 ve üst-orta sınıf
50’nci yılını kutlayan OSD üyelerinin bu sürede toplam araç üretimi 32 milyon oldu. Otomotiv sanayisi bu sayede doğrudan ve dolaylı olmak üzere 550 bin kişilik istihdam oluşturuyor.
Türkiye’de otomotiv ana sanayisinin çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD), 50. yılını kutluyor. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Türkiye’de belli bir ağırlığı olan, Türk ekonomisine ciddi katkı yapan üyelere sahip bir dernek olduklarına dikkat çekerken, 11 üretici kuruluşla birlikte 1974’te kurulan derneğin, bugüne kadar çok önemli rakamlara imza attığını kaydetti.
Dernek üyelerinin geride bıraktıkları 50 yıllık sürede toplam üretiminin 32 milyon araç olduğunu kaydeden Eroldu, “Bunun 19 milyonu otomobil, 11,5 milyonu ise ticari araç. Bu sürede 19 milyon adet araç da Türkiye’den ihraç edilmiş. Bunun 12 milyonu yine otomobil, 7 milyonu ticari araç” dedi. OSD’nin kuruluşundan bugüne otomotiv sanayinin kapasitesinin 14 kat artışla 2 milyonun üzerine ulaştığını hatırlatan Cengiz Eroldu, “Bunlar bizim
BYD’nin 1 milyar dolarlık yatırımıyla ilgili detaylar belli olmaya başladı. Markanın kararı yaklaşık 1 yıllık bir trafik sonucu aldığı, üretime de 2026’nın sonunu beklemeden başlamak istediği belirtiliyor.
Dünyanın en önemli elektrikli araç üreticilerinden BYD’nin Türkiye’de yapacağı 1 milyar dolarlık fabrika yatırımının detayları yavaş yavaş belli oluyor. Markanın Türkiye’deki yetkilileri, Çinlilerin Türkiye’ye yatırım arzusunun, distribütörlük görüşmelerinden bu yana gündemde olduğunu vurgularken, BYD’nin fabrika inşasını 2026 sonuna kalmadan bitirmeyi istediğini vurguladı.
Markanın Türkiye distribütörü ALJ’nin Türkiye ve Avrupa Başkanı & CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 27 yıl sonra markadan bağımsız olarak Türkiye’ye böyle bir yatırımın gelmesinin gurur verici olduğunu söyledi. Bozkurt, “Böylesine büyük bir yatırımın yapılması yıllar alabilecek bir süreç. Ancak çok hızlı şekilde imzalar atıldı... BYD’nin Türkiye’de gerçekleştireceği yatırım,
Türkiye, Çinlilerin otomobil ve elektronik çılgınlığının doruk noktasına ulaştığı bir zamanda kurulan ve geçmişi yaklaşık 30 yıl olan BYD’nin yatırım imzasına odaklanmış durumda. Şu anda dünyanın en büyük üç batarya tedarikçisinden biri ve elektrikli otomobil üretiminde de tartışmasız Tesla’nın tek rakibi. ABD’li Warren Buffet gibi dünyanın en büyük yatırımcılarından birini de ortak alan Wang Chanfu, “Hayallerinizi Gerçek Yapın” (Build Your Dreams) mottosunun baş harflerini 29 yıl önce markası yapıp, dünya devi haline getirdi. Yani “hayallerini gerçekleştirdi” bile...
Chuanfu, otomobil ve otobüslerin yanında, elektrikli bisikletler, forkliftler, güneş panelleri ve şarj edilebilir bataryalar da üretiyor...
Hayata zengin başlamadı
2002’de küçük bir üretici olan Tsinchuan Automobile şirketini alarak macerasına başlayan BYD Auto’nun sahibi ve iki kurucu ortağından biri olan (ki diğeri kuzeni) Chuanfu, hayatına zengin başlayan biri değil.
Tıpkı Geely’nin patronu Li Shufu gibi o da
Hükümetin Çinli otomotiv üreticilerine yönelik önce bazı vergi adımları atıp, ardından da yatırım yapacaklara yönelik ardı ardına bazı teşvikler açıklaması ya da yenilerini ekleyeceğini bildirmesi, Çinli markalarda hareketlilik yarattı.
Hükümetin, yakın zamanda açıklayıp yürürlüğe koyduğu Çin menşeili araçlara yönelik ek gümrük vergisi hamlesi ve bunun ardından mevcut teşviklere Çinli yatırımcılara yönelik eklediği unsurlar, Türkiye’de kısa sürede bir hareketlilik yarattı.
Yatırım yapmaları halinde bu şirketlere gümrük vergilerinden ve ek gümrük vergilerinden arındırılmış şekilde araç ithaline olanak tanınacağının belirtilmesi, Çinli markalardan da yatırım konusunda ardı ardına haberler gelmesine vesile oldu. Bunun üzerine, TBMM’de görüşülen torba yasa teklifi kapsamında 1.6 lt’den küçük motorlu ve 70 km’yi kadar tam elektrikli menzil sunan şarj edilebilir hibrit otomobil (PHEV) modellerinde ÖTV oranlarının yüzde 30’a
Uzun süredir sıfırdan, tamamen yeni bir yabancı otomotiv yatırımı çekemeyen ancak bu konudaki arzusunu da kaybetmeyen Türkiye, VW gibi Avrupalılar olmayınca Çinlileri radarına almıştı. Nitekim uzun zamandır Çinliler de, Avrupa pazarında daha etkin olmak ve bir anlamda “pozitif algı yaratmak” için bu kıtada üretim tesisleri konusunda niyetlerini belli ediyordu.
Son dönemde Çinli markaların Avrupa ve Türkiye’de giderek daha etkin olmaları ve pazar paylarını özellikle elektrikli modellerle birlikte artırmaları, Avrupa’da sıkıntı yaratmaya başlayınca, bu kez ek vergilerle frenlenmeye çalışıldı. Zira Türkiye yüzde 40 ek gümrük vergisiyle buna bir anlamda öncülük ederken, Avrupa Birliği de markalara göre farklılaşan oranlarda ek gümrük vergisini hafta içinde uygulamaya başladı.
Çinli markalar da, bugüne kadar sadece sözde dile getirdikleri “Avrupa üretim üssü” niyetlerini, Avrupa’da ek vergi konusu konuşulmaya başlar başlamaz somuta döndürmek için düğmeye bastı. Pek
Suudi Arabistan’ın petrol ve kimyasal ürünler devi Aramco, Türkiye’de de tesisi bulunan, yeni nesil içten yanmalı ve hibrit teknolojili motor üretimi için Renault ile Geely’nin kurduğu Horse Powertrain’e ortak oldu.
Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Aramco, Renault Grubu’nun Zhejiang Geely Holding ile birlikte kurduğu, küresel anlamda yüksek verimli içten yanmalı motorlar ve hibrit sistemler üreticisi olan “Horse Powertrain” şirketinin yüzde 10 hissesini satın alıyor. Bu yeni yatırım, Horse şirketinin yaklaşık 7.9 milyar dolarlık değer üzerinden yapılacak.
Aralarında Oyak Renault’nun Bursa fabrikasındaki motor ve güç aktarım sistemleri tesisi de dahil olmak üzere yıllık 5 milyon üretim kapasiteli 17 tesisi ve 5 Ar-Ge merkezi bulunan Horse’un yüzde 10’u için imza atan Aramco, ileride bu miktarı yüzde 20’ye çıkarabileceğini ifade etti. Şu anda Renault ile Geely, şirketti yüzde 45’er hisse elinde tutuyor. Dünyanın en büyük petrol ve kimyasal şirketleri arasında
Tamamen elektrikli bir marka haline gelme çalışmaları yürüten Volvo Cars’ta, yeni modeller Türklerin imzasını taşıyor. Giderek sayıları artan Türk mühendisler, markanın EX30 ve EX90 modellerinin güvenliğinde ve gelişiminde söz sahibi...
Tam ve erken bir dönüşüm yaşayarak, dizel motorlu araç üretimini bırakacağını, benzinli motorlara da kısa bir süre sonra veda ederek, tamamen elektrikli bir marka olacağını açıklayan Volvo, İsveç’teki mühendislik ve test merkezlerinde yeni modellerini ardı ardına üretim sırasına almış durumda. XC40 Recharge iken adı değişen EX40’ın ardından gelen EX30 ve yazılım sorunları nedeniyle bir miktar geciktiği söylenen EX90, markanın elektrikli geleceğinin öncüleri konumunda. Tüm bu modellerin gelişimini yürüten Volvo’nun, İsveç’in Göteburg kentinde bulunan tesislerinde karşılaştığımız ya da isimlerine rastladığımız Türkler ise, bu gelişim sürecinde söz sahibi. Örneğin yaklaşık 2.5 yıldır Göteborg’da çalışan, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu