MG markasının uzun süredir beklenen D sınıfı sedan modeli, satışa çıktı. MG7’nin ilk tanıtıldığı ve satışa çıktığı ülke de Türkiye oldu.
Son dönemde Çin’de üretilen elektrikli araçlara getirilen yüksek gümrük vergileri nedeniyle şarj edilebilir hibrit ve benzinli modellere ağırlık veren markalar arasına eklenen MG, yeni D sınıfı sedan modelini Türkiye’de pazara sundu. MG7, Avrupa’da ilk kez Türkiye’de tanıtıldı.
Doğan Trend Grubu Otomotiv Markaları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Sakarya, uzun zamandır beklenen MG7’nin Avrupa’daki ilk lansmanının Türkiye’de gerçekleştirildiğini vurgulayarak, bunun, markanın ülkemize verdiği önemin bir göstergesi olduğunu kaydetti. Markayı çok hızlı bir ivmeyle, 4 yılda, yıllık 20 bin satışa ulaştırdıklarını anlatan Sakarya, “2022’den bugüne, 2 yılda satışlarımızı 10 kat artırdık ve 2024 yılında 17 bin 162 satış ile Avrupa’da en çok MG satılan 6. ülke olduk. Aynı zamanda Türkiye, iki yıl içinde markanın dünyada en hızlı büyüme
Türkiye, özellikle tam elektrikli, hibrit ve şarj edilebilir hibritlerden oluşan “yeni enerjili araç” (NEV) konusunda Avrupa seviyesinin de üzerinde bir performans sergilerken, bu sınıftaki araçların pazar payının yüzde 25’e yaklaştığı belirtiliyor.
BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, ülkemizdeki pazar artışının arkasındaki önemli etkenlerden birinin de elektrikli araçlara olan yoğun ilgi olduğunu belirterek, “Elektrikli araçlara geçiş son derece hızlı ilerliyor. Şarj edilebilir hibrit modellere de ilgi giderek artıyor” dedi. Geçtiğimiz yıl elektrikli araçların satışlarının, binek otomobil pazarının yaklaşık yüzde 10’unu oluşturduğunu kaydeden Ergun, şöyle devam etti: “Avrupa’ya baktığınızda elektrikli araçların payı yüzde 15 civarında. Nisan itibariyle, Türkiye’de de bu oran yüzde 15’i geçti. Şarj edilebilir hibritlere baktığımızdaysa yüzde 7,5’in üzerine çıktı. Artık dünyada şarj edilebilir hibrit ve elektrikli araçları da kapsayan ‘yeni
Avrupalı üreticilerin Çin, Rusya ve ABD pazarlarında uğradığı kayıplar, gelirlerinde önemli kayıplar oluştururken, uğradıkları zararları kendi iç pazarlarından telafi etme şansları da giderek azalıyor...
Daha önce özellikle Çin, Rusya ve ABD pazarlarıyla ciddi karlar sağlayan Avrupalı üreticiler, bu pazarları büyük ölçüde kaybetmekten kaynaklı bir kriz yaşıyor. Zira Avrupalıların bu üç önemli pazarda uğradığı kayıpları, Avrupa pazarında telafi etme gibi bir şansları da şimdilik yok görünüyor.
Avrupa Birliği’nin Çinli üreticilere koyduğu ek vergilere karşılık Çin’den gelen hamleler, yine Çin pazarındaki yerli üreticilerin daha teknolojik modeller sunması, güçlü Avrupalı üreticilerin bu pazarda “teklemesine” neden oldu. ABD’de Donald Trump yönetiminin getirdiği ek gümrük vergileri, zaten Ukrayna savaşı dolayısıyla kapanan Rusya pazarıyla bir araya gelince, onlarca yıldır Avrupa’nın otomotiv sektörünü ayakta tutan “güvenli kalelerin yıkılması”
Avrupa Birliği’nin vergi artışlarına karşın Çinli üreticilerin AB pazarına ilgisi giderek artıyor. Ülkelerinde birden fazla markayla rekabete katılan Çinliler, bu pazarlama politikasını Avrupa’ya da kaydırmaya başladı.
Kendi ülkelerinde giderek artan rekabet karşısında, birbiri ardına yeni markalar sunarak pazarda paylarını artırmaya çalışan Çinli üreticiler, bu taktiği Avrupa’da da uygulamaya başladı. Özellikle son bir yıl içinde Çinli büyük üreticilerin alt markalarının Avrupa’da satışa sunulduğunu gözlenirken, bunlara yenileri ekleniyor.
Çin pazarındaki rekabette “marka çeşitliliğiyle” ayakta durmaya ve satışlarını yükseltmeye çalışan Çinli üreticiler, Rusya ve Afrika’dan sonra yeni odak noktası olarak seçtiği Avrupa pazarlarında da benzer stratejiyi devreye almaya başladı. Volvo ve Polestar’ın yanı sıra bünyesinde Lotus’u da bulunduran Çinli Geely, uzun süre önce “Zeekr” ile Avrupa’da, özellikle de İsveç, Hollanda, Norveç ve
Otomotiv Sanayii Derneği Başkanı Eroldu, ABD’nin gümrük tarifelerine ilişkin yeni kararlarının, kısa vadede Türkiye’ye doğrudan etkisinin az olacağını ancak korumacılığın artmasıyla birlikte kapasitelerin doldurulmasını zorlaştıracağını söyledi.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, halen Türkiye’nin otomotiv sanayiinde Togg ile birlikte 2.4 milyon adetlik kurulu kapasitesi bulunduğunu hatırlatırken, ABD’nin attığı gümrük tarifelerine ilişkin hamlenin dünyada korumacılığı artıracağını, bunun da Türkiye gibi büyümek isteyen ülkeler için dezavantaj yaracağını söyledi.
Otomotivde Mart ayının yanı sıra bu yılın ilk çeyreğindeki rakamlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan OSD Başkanı Eroldu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde otomobil üretiminde 6’ncı, hafif ticaride de bir sıra yükselerek 2. sırada bulunduğunu, dünya sıralamasındaysa 12. sıradan 13’üncülüğe sıraya gerilediğini hatırlattı. Türk otomotiv sanayiinin 2024’te de yatırımlarına devam ettiğini, kapasitesini artırdığını kaydeden Eroldu,
ABD Başkanı Donald Trump’ın ilave gümrük vergisi kararının ardından otomotiv dünyası karıştı. Çoğu üretici acil eylem planı hazırlamaya koyulurken, bazıları sevkiyatlarını durdurdu. Yüzde 10’luk vergi dilimindeki Türkiye’de ise firmalar şimdilik izlemede...
ABD’nin 185 ülkeye yüzde 10 ile yüzde 50 aralığında ilave gümrük vergisi uygulamaya başlaması, halen dünyanın ana gündemindeki yerini koruyor. Çin, Avrupa Birliği, Kanada, ABD’ye misilleme amacıyla ek vergiler açıklarken, özellikle otomotiv endüstrisinde dünya çapında bir panik havası yaşanıyor. Yüzde 10 diliminde bulunan ve geçen yıl bu ülkeye 1.2 milyar dolarlık ihracat yapan Türk otomotiv sanayinde ise şimdilik bir bekleme söz konusu.
Zor kararlar
Toz duman arasında Volkswagen, Meksika’dan ABD’ye sevkiyatlarını “fiyat belirleme” nedeniyle bir süre yavaşlatma kararı alırken, Jaguar Land Rover 2 Nisan sonrası ihracatının 4’te birini gerçekleştirdiği Amerika’ya araç göndermeyi geçici olarak durdurduğunu
ABD Başkanı Trump’ın ithal otomobil ve parçalarına yönelik yüzde 25’lik gümrük vergisine ek yeni vergiler açıklaması, küresel çapta bir sarsıntı anlamına geliyor. Zira ABD, geçen yıl 474 milyar dolarlık otomotiv ürünü ithal ederken, bunların 220 milyar dolarlık bölümü binek otomobillerdi.
Ama unutmayalım sadece ithaller değil ABD’de üretilen ve satılan yerli markalar da “zam furyasından” nasibini alacak. ABD üretimi düşük fiyatlı Honda Civic, Chevrolet Malibu ve Ford Explorer gibi modellerde artış 2.500 ile 4.500 dolar, orta sınıfta yer alan ABD üretimi Jeep, Ram ve Toyota kamyonetlerde 5 bin ile 8.500, Cadillac Escalade ve BMW X5 gibi üst sınıf SUV modellerinde de 10-12 bin dolarlık zamlar bekleniyor. ABD üretimi elektriklilerde bu artış 15 bin doları bulurken, alt sınıf Avrupalılarda 10 bin dolara, lüks sedan, SUV gibi ithal araçlarda da 20 bin doları bulan artışlar olacak.
Peki ya Türkiye?
OSD Başkanı Cengiz Eroldu’ya göre, Türkiye’ye baz seviyede ilave gümrük vergisi uygulanacak olması,
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, mevcut üyelerin toplam üretim kapasitesinin 2.2 milyon adet olduğunu belirtirken, yeni geleceklerle birlikte 3 milyona doğru genişleyeceğini belirtti, satışlarda yerli payının düşüklüğünü hatırlattı.
Otomotiv Sanayii Derneği Başkanı Cengiz Eroldu, derneğin 13 üyesinin ve 17 üretim tesisiyle, yaklaşık 2.2 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip olduğunu, bunun, önümüzdeki yıllarda yeni yatırımlarla birlikte 3 milyon adede yaklaşacağını belirtti.
Derneğin yönetim kurulu toplantısında konuşan Eroldu, “Türkiye’de 50 yılda 33 milyon araç ürettik. 20 milyon adet de araç ihraç ettik. 2024’te bir üyemizin yaptığı kapasite artışıyla toplam kapasite 2 milyondan 2.2 milyon adede çıktı. Türkiye’de kararı alınmış yatırımlar ve kararı alınacak diğer yatırımlar dikkate alınırsa, 2.8 milyon, 3 milyona yaklaşan çok ciddi bir otomotiv ölçeğine kavuşmuş olacağız” dedi. Geçtiğimiz yıl mevcut üreticilerin ciddi miktarlarda yatırımları olduğunu, ayrıca BYD’nin de 1 milyar dolarlık yatırıma