Sezon başında, Beşiktaş’ın 22. hafta sonunda lider Galatasaray’ın 7, ikinci Fenerbahçe’nin 1 puan gerisinde 3. sırada olacağı söylenseydi kaç kişi buna burun kıvırabilirdi? Kartal yaşadığı tüm şanssızlıklara karşın kadro kalitesinin üzerinde işler başarmaktadır ve protestoyu değil, takdir görmeyi hak etmektedir
Süper Lig’in 22. haftasında yine büyük heyecanlar, sevinçler ve hüzünlere tanıklık ettik.
Lider Galatasaray, Akhisar deplasmanında Drogba kartını oynadı, Schalke maçı öncesi yeni bir cuma şoku yaşamadı. Oyuna girdikten 4 dakika sonra gol perdesini açan Fildişi Sahilli oyuncu, bir dünya yıldızı olduğunu kanıtlarken, herkesi kendine hayran bıraktı. Kalitesi ve sahadaki duruşuyla yıllardır dinlediğimiz “uyum süreci” masalının çok gerçekçi olmadığını da ispatladı.
Belarus üzerinden Rize’ye geçen Fenerbahçe, Avni Aker’e yorgun ama kararlı çıktı, üç puanı söküp aldı. Çizgiden çıkarılan top gol sayılsa ve Bamba’nın katkıları olmasaydı da sarı-lacivertliler galibiyete ulaşabilirdi. Çünkü ilk 10 dakika haricinde Trabzonspor sahada değildi.
Bravo Kafkas
Fenerbahçe’de Egemen, Emre, Gökhan, Cristian ve Kuyt maçın yıldızlarıydı, ama bizce alkışları Tolunay Kafkas
Antalya maçından farklı olarak Amrabat’ı yedeğe çekerken, Umut’a ilk 11’de forma veren Fatih Terim, belli ki geçen hafta yaşanan pozisyon kısırlığından memnun kalmamış. Terim’in bu sorunu çözmek için Drogba varken Umut’u tercih etmesi ilginç gelebilir ama Fildişili golcünün, Avrupa kıtasındaki son maçını 19 Mayıs 2012’de oynadığını hatırlatmak lazım. Galatasaray oyuna hakim olan taraftı, rakamlar da bunu söylüyor zaten. Fakat 2. yarıda Gekas’ın, bomboş Sertan’a vermeyip, auta gönderdiği ve ardından direğe nişanladığı toplar ağları bulsa, Schalke maçı öncesi Cim-Bom ağır bir darbe yiyebilirdi.
63’te oyuna giren Drogba, 67’de golünü attı. 70’te de Burak’ın sayısına büyük katkı yaparak maçı kurtarırken dünya yıldızı olduğunu kanıtladı. Drogba klasıyla maça damgasını vurdu, hakem Halis Özkahya ise acemi yönetimiyle... Özkahya böyle devam ederse, kısa süre içinde Hüseyin Göçek’e dönüşecek, bizden söylemesi...
Spor Toto Süper Lig’in 21. haftası sonunda şampiyonluk yarışı büyük ölçüde şekillendi. Lider Galatasaray, sezonun kaderinin çizileceği son 13 haftaya dev avantajla giriyor, yeniden ayağa kalkan fedakâr Beşiktaş yarışı bırakmıyor, üzerindeki kara bulutları dağıtmaya başlayan Fenerbahçe de pes etmiyor
Elazığ deplasmanına Almeida’dan yoksun giden Beşiktaş, sahadan galibiyetle ayrıldı, şampiyonluk umutlarını artırmayı başardı. FOTOĞRAF:?CENGİZ?MALGIR
Lider Galatasaray’ın yanı sıra takipçileri Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin kayıpsız kapattığı Süper Lig’in 21. haftasında zirvedeki bulanık fotoğraf nispeten netleşti. Üç büyükler ligde 8 hafta aradan sonra puan kaybı yaşamazken, Galatasaray avantajını korudu, zorlu deplasmanlardan galibiyet çıkaran Beşiktaş ve Fenerbahçe de yarışta yeni bir yara almadı.
Geçen sezonun çok altında bir performans sergileyen Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin, 2011-12’nin 21. haftası sonunda toplam 134 puanı vardı. Bu sezon 109 puan kazanabilen ezeli rakipler, 70 milyon euroyu aşan transfere rağmen 2011-12’nin 25 puan gerisinde kaldı.
63 lig maçına çıkan Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe sadece 29 galibiyet alabildi. Üç büyükler buna
Beklenen oldu, Wesley Sneijder ilk 11’e girince sistem değişti, 4-4-1-1’e dönüldü. Kasımpaşa’ya kaybedilen maçta 90 dakika forma giyerken, Beşiktaş ve Bursaspor maçlarında 90 dakika yedek bekleyen Burak Yılmaz dün en uçtaki adamdı. Hemen arkasında da Sneijder vardı.
Fatih Terim, Galatasaray’ı en son geçen sezonun 11. haftasında, İnönü’deki golsüz biten Beşiktaş derbisinde tek forvetle sahaya çıkarmıştı. Ertesi hafta Sivas maçıyla da şampiyonluğun kapısını açan 4-4-2’ye geçilmişti. Bu sezon beraberliğin yetebileceği Braga’da bile çift forvetten vazgeçmeyen Terim, transferi için çok da ısrarcı olmadığı Sneijder gelince orta alan kurgusunu bozmamak adına bir forvetten fedakarlık yaptı. Tek forvetli yeni dizilişin artı ve eksilerini görmek dün mümkün olmadı. Çünkü lig ikincisi Antalyaspor büyük şaşkınlık yaratan şekilde tutuk, isteksiz ve kimliksizdi.
Dünkü test geçersiz sayılır. Bakalım Akhisar deplasmanı Schalke maçı öncesi Terim’e gerekli doneleri sunabilecek mi?
Fenerbahçe, Alex’in vedasından sonra Süper Lig’de 14 maça çıkarken tam 20 puan kaybetti. Sarı-lacivertli takımın maç başına puan ortalaması 1,57 olarak gerçekleşti. Aykut Kocaman, kaptanı evine gönderirken her şeyin düzeleceğini düşünüyordu, ama her şeyi ona borçlu olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti.
Süper Lig’in 18. haftası sonunda, “Bu İşte Bir Gariplig Var” başlığını kullanmıştık panoramada. 4 büyüklerin 18. haftadaki puan kaybı 100’e ulaşmıştı çünkü. Kayıplar 20. hafta itibariyle tam 113’e yükseldi, ‘gariplig’imizde değişen hiçbir şey yok yani...
Galatasaray’ın, 2011-12 sezonunun 20. haftasında 46 puanı vardı, bugün 37 puandalar. Fenerbahçe 42 puana sahipti, şimdi 31 puanda. Beşiktaş 39’dan 32’ye, Trabzonspor ise 33’ten 27’ye düşmüş durumda. Geçen sezon 20. haftada 4 büyüklerin 160 puanı vardı, bugün 127 puandalar. Toplam 60 milyon euroyu aşan transfere rağmen 33 puan eksideler.
Galatasaray; Beşiktaş’ın 5, Fenerbahçe’nin 6 puan önünde lider. Üstelik Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya kalmış, Sneijder’i, Drogba’yı kadrosuna katmış, umutları daha da artırmış. Beşiktaş, ligi ikinci bitirerek Şampiyonlar Ligi eleme vizesi alırsa siyah-beyazlı camiada herkes bayram
Trabzonspor’a eldivenlerle 18, eldivensiz 6 büyük kupa kazandıran Şenol Güneş istifa etti, yönetimden hiç kimse, “Nereye hocam” demedi. Tolunay Kafkas’a rekor sürede imza attıran Başkan Sadri Şener, B planı olduğunu çekinmeden dile getirirken bir kez daha, “Vefa semt adıymış” dedirtti.
Sneijder ile yatıp, Drogba ile kalktık geçtiğimiz hafta boyunca. Önce Sneijder rüzgarı doldurdu Süper Lig’in yelkenlerini, ardından Drogba imzayı bastı Galatasaray’a.
İki dev nikaha şahitlik ederken, iki büyük vedayı da izledik ligimizin 19. haftasında. Önce Şenol Güneş, “Vakit tamam” dedi. Sonra Ertuğrul Sağlam, “Yeniden gelebilmek için şimdi gidiyorum” diyerek veda etti.
Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz fakat, “Trabzon” denilince akla ilk gelendir Şenol Güneş. Karadeniz’den, çaydan, yağmurdan, fındıktan, hamsiden, Sümela’dan, kemençeden, Kazım Koyuncu’dan önce onu hatırlarız. Bordo-mavili takımın kalecisi ve kaptanı olarak 6 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası, 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 Başbakanlık Kupası kaldırdı. Hocalık dönemlerinde ise 2 Türkiye Kupası, 1 Cumhurbaşkanlığı, 2 Başbakanlık, 1 Süper Kupa kazandı. Toplam 24 kupaya alınteri ve mutluluk gözyaşı akıttı...
Elazığspor
Ezeli rakiplerin yedek listeleri çok şey anlatıyordu maç öncesi futbol severlere. Galatasaray’da, 25 milyon euro maliyetli Sneijder ile gol kralı Burak yedek, Beşiktaş’ta “B sınıfı” diye tanımlanabilecek Mehmet Akgün, Veli ve Hilbert ise ilk 11’deydi. Samet Aybaba’nın, “belki de iyi oynar” diyerek sahaya sürdüğü eldeki tek A plus oyuncu Fernandes ise uzun sakatlık dönemi ardından tanınmayacak haldeydi. Portekizli özellikle ilk yarıda Güiza’nın orta sahada oynayan hali gibiydi!
Özetle maçın ismi derbiydi, ama hiçbir şey eşit değildi. Galatasaray son yarım saatte 10 kişi oynamasına rağmen zorlanmadan kazandı, Beşiktaş son bölümlerdeki çabasına karşın puan almayı başaramadı. Derbide kalite yoktu, sadece heyecan vardı. Ama kuru, yalın, tat vermeyen bir heyecandı. Sneijder stresine girmiş gibi görünen Melo davranışlarıyla oyunu çirkinleştirmese her şey güzel olabilirdi.
Süper Lig’in 2. yarısı sürprizlerle başladı, galibiyet yüzü göremeyen dört büyükler dip yaptı. Tel, tel dökülen, Galatasaray 2, Beşiktaş 3, Fenerbahçe 4, Trabzonspor 6 isabetli şut attı, 18. hafta sonunda ezeli rakiplerin toplam puan kaybı ise 100’e çıktı
Galatasaray çekinerek gittiği Kasımpaşa deplasmanında ilk yarım saat dışında hiçbir varlık ortaya koyamadı, sahadan eli boş ayrıldı. FOTOĞRAF:?FEHİM KAYACAN
Süper Lig’in ikinci yarısı 4 büyükler için kâbus gibi başladı.
Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor, 18. haftada galibiyet yüzü göremezken, 2 yenilgi, 2 beraberlikle tam 10 puan bıraktı. Ligin büyükleri geride kalan 18 haftada 72 lig sınavına çıktı, 30 galibiyet aldı. 26 kez sahadan beraberlikle ayrılan 4 büyükler, 16 defa da mağlup oldu.
Özetle puan cetveline neresinden bakarsanız, bakın tablo felaket. Çünkü 72 maçta 116 puan toplayabilen ezeli rakiplerin 18. hafta sonunda kaybettikleri puanların toplamı 100’e ulaştı. Üç puanlı sisteme geçilen 1987-88’den bu yana en kötü karne bu. Dört büyüklerin dibe vurmasını, Anadolu takımlarının toparlanmasına bağlayanlara katılmıyoruz. Neden mi? Açıklayalım...
* Dört büyükler 18. haftada rakip kalelere toplam