Sarı-lacivertli takım son dönemde sonuca gitmekte zorlansa da fizik kalitesini ortaya koyarak maçlarını kazanıyor, takipçileriyle arasındaki puan farkını açmaya devam ediyor. Kasımpaşa’ya 8, Beşiktaş ve Galatasaray’a 9’ar puan fark yapan Süper Lig lideri, sezonun ikinci yarısındaki zorlu fikstür nedeniyle çok ihtiyaç duyabileceği avantajı şimdiden ele geçirdi
Aykut Kocaman’ın vedası ardından akıllara gelen ilk isimdi Ersun Yanal. Ertesi gün Başkan Aziz Yıldırım’ın kafasındaki teknik direktörün Yanal olduğunu, Senad Ok imzalı haberle Milliyet’te okumuştunuz. Yanılmadık, Yıldırım uzun yıllardır oynattığı futbolu ve bilimsel çalışma yöntemlerini takdir ettiği tecrübeli hocaya, Kocaman’ın üç yıldır oturduğu koltuğu teslim etti.
Ancak yeni sezon hiç de düşünüldüğü gibi başlamadı. 11 Ağustos’ta TFF Süper Kupa’da Galatasaray’a 1-0, 17 Ağustos’ta 2-0 öne geçtiği ligin ilk haftasında Torku Konyaspor’a 3-2 ve 21 Ağustos’ta Arsenal’e 3-0 yenilen Fenerbahçe şoktaydı. Devre arası bile gelmeden Ersun Yanal’la yolların ayrılacağı yüksek sesle konuşuluyordu o günlerde.
2-0 kaybettikleri Arsenal deplasmanında, Konya’da yedek bekleyen Egemen ve Caner’in yanı sıra sakatlığı geçen Gökhan
Ersun Yanal, sarı-lacivertli yönetici Mahmut Uslu ve Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın tek taraflı eleştirdiği Cüneyt Çakır’a, “Dünya çapında bir hakem” diyerek sahip çıktı. Futbolun konuşulmasını isteyen başarılı teknik direktör verdiği pozitif mesajlarla örnek bir spor adamı portresi çizerken, alkışları da topladı
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, ilk dakikasından son düdüğüne kadar nefesleri kesen bir kapışmaydı. Raul Meireles’in, Veli Kavlak’a darbesi bile gölgeleyemedi futbol adına sergilenen güzellikleri ve mücadeleyi... Hakem Cüneyt Çakır’ın çaldığı, çalmadığı düdükler, çıkardığı, çıkarmadığı kartlar çok konuşuldu, çok tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor.
Cüneyt Çakır’a yönelik ilk tepki Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu’dan geldi. Uslu maç çıkışında başkalarından da yüzlerce kez duyduğumuz, duyduğunuz basma kalıp cümlelerle Çakır’ı eleştirdi, “Lige heyecan katmak istiyorlar ama şampiyon olmamız engellenemez” dedi. Kuyt’ın golünde Sow’un santimlerle ofsayt olduğunu hiç düşünmeden, Bruno Alves’in 2 kez kırmızı kartlık faul yapmasına rağmen sarı kart bile görmemesini “es” geçerek konuşuyordu. Belli ki Cüneyt Çakır’ın bu pozisyonlarda hata yapması hiç dert değildi Uslu
Sarı-lacivertli takım tamamını deplasmanda oynadığı maçlarda Kasımpaşa, K.Erciyes, Bursa ve Antalya’ya karşı rakamlarda bariz bir üstünlük sağladı. Topla oynamada ve pas sayısında rakiplerine fark atan Süper Lig’in lideri toplamda 28 kez gol pozisyonuna girerken, 62 şut attı, 28 defa da korner kullandı
Kasımpaşa’yı 90+4’te, Kayseri Erciyes’i 90+5’te, Bursaspor’u 90+3’te attığı gollerle mağlup eden Fenerbahçe’nin, Antalyaspor deplasmanından da Sow’un 90. dakikada attığı golle 3 puan çıkarması için kimileri, “büyük şans” dedi. Teknik Direktör Ersun Yanal ise “Son dakika golleri şans değil. Şans istemektir, kovalamaktır. Biz de bunları yapıyoruz. Futbolcularımı oyunu bırakmadıkları için kutluyorum. Maçı kazanma arzuları ve ortaya koydukları emek takdire şayan” yorumunu yaptı.
Bir takımın, uzun lig maratonu boyunca iyi futbol oynadığı, çok pozisyona girdiği bütün maçları kazanma garantisi olmadığına göre 4 deplasman maçının 90 ve 90 artı dakikalarda kazanılmasında futbol şansının önemli bir payı olduğunu kabul etmek gerekir. Diarra’nın 89’da kaçırdığı büyük fırsatın dönüşünde Sow’un galibiyet golünü atması da futbolda şans ve yetenek faktörünün ne kadar değerli olduğunun
Aziz Yıldırım’ın kulüp dergisindeki fair-play çağrısı ile Galatasaray ve Roberto Mancini’nin, Ersun Yanal’a gönderdiği, “geçmiş olsun” mesajları tansiyonu bir anda düşürdü. Sahada sadece işlerini yapan futbolcular karşılaşmadan sonra sarmaş dolaş oldu, yıllar sonra bir derbi olaylarıyla değil, güzellikleriyle konuşuldu
Derbiler futbolun bayramıdır. Fenerbahçe-Galatasaray, Galatasaray-Beşiktaş, Beşiktaş-Fenerbahçe maçları çok uzun yıllardır bu ülke insanının en büyük heyecanı, en tutkulu aşkı olmuştur. Gelecek yıllarda da böyle olmaya da devam edecektir...
Özellikle son 15 yılda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray, Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinin hiçbiri olaysız, kavgasız bitmedi. Başkanlar, yöneticiler hep başrolde oldu bu gerilimde. Taraftarı gazlayıp, futbolcuları doldurdular. Sokaklar, tribünler savaş alanına, futbol sahaları boks ringine döndü. Dostluğun, kardeşliğin, fair-play’in esamesi bile okunmadı.
Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanan son derbideki dostluk görüntüleri ise herkesin yüreğine su serpti. Peki ne oldu da kavga yerine futbol, çirkinlik yerine kardeşlik sahneleri izleyebildik? Ne oldu da ezeli rakipler her şeyden önce ebedi dost olduklarını hatırladılar
Sarı-lacivertli takımın, Kasımpaşa ve Konya’dan sonra Bursaspor’u da 90’dan sonra attığı gollerle yenmesi tesadüf değil, cesaret meselesi. Terim yıllarca, “kazanmak için kaybetmekten korkma” felsefesiyle dev başarılara imza attı. Ersun Yanal bu sezon şampiyonluk hedefine ulaşırsa gelecek yıllarda Fenerbahçe’nin Fatih Terim’i olabilir
Süper Lig lideri Fenerbahçe’nin, Kasımpaşa ve Erciyes’ten sonra Bursaspor’u da 90’dan sonra attığı gollerle yenmesinde futbol şansının rolünü görmezden gelmek olmaz elbette. Webo’nun, Kasımpaşalı iki oyuncunun müthiş ikramı ardından attığı 3-2’lik galibiyeti getiren golün benzerini izlemek için uzun yıllar beklemek zorunda kalabiliriz. Emenike’nin Kayseri’de, Egemen’in Bursa’da attığı galibiyet gollerinde de futbol şansı hep sarı-lacivertlilerle birlikteydi.
İlk hafta Konya’da 2-0 öne geçen Fenerbahçe; 75, 78 ve 87’de yediği 3 golle mağlup olmuştu. Sarı-lacivertli takım bu şok mağlubiyetin ardından 8 galibiyet, 1 beraberlik alarak zirveye kuruldu. 9 karşılaşmada 25 puan (maç başına 2,7) çok başarılı bir performanstır sürprizi ve mücadelesi bol ligimizde.
İlk haftalar keyif vermeyen Fenerbahçe’nin her geçen gün aşama kaydetmesinde Ersun
O dünyanın gelmiş, geçmiş en büyük golcülerinden biri çünkü çok yetenekli. O herkesin alkışını topluyor, çünkü tam bir lider ve çok karakterli. O ne Eboue gibi numara yapar neEngin gibi hakemin yakasına yapışır ne de Caner gibi yerdeki rakibine tekme atar. O futbol için yaratılmış bir yıldız, örnek alan kârlı çıkar
Chelsea’de 3 kez Premier Lig’i kazandı. 4 defa Federasyon Kupası’nı (FA Cup), 2 kez de Lig Kupası’nı kaldırdı. Yine Chelsea ile 2012’de Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Biri penaltıdan 2 gol attığı finalin en değerli oyuncusu seçildi. 2004’te Fransa’da, 2007 ve 2010’da İngiltere’de yılın futbolcusu ödülünü aldı. 2012’de Afrika Kupası Gol Kralı oldu, 2013’te Galatasaray formasıyla Süper Lig ve Süper Kupa şampiyonluğu yaşadı...
Kaldırdığı bütün kupaları, elde ettiği bütün ödülleri yazmaya kalksak belki de bu sayfa yetmeyecek. 35 yaşında üstelik, 11 Mart 2014’te de 36’sına girecek.
Şöhret deseniz aktif halde ondan şöhretli kaç oyuncu var dünyada? Messi ve Ronaldo’dan başka... Kariyer deseniz aynı şekilde, yanına yaklaşmak bile olaydır bu alemde.
Futbola ilk başladığı yıllardaki kadar istekli, hiçbir kupa kaldırmamış gibi hırslı olduğunu söylüyor Drogba.
Mustafa İlker Coşkun, Fırat Aydınus, Halis Özkahya ve Ali Palabıyık’ın kart, yorum yanlışları sonuçlar üzerinde belirleyici oldu. Bu tablo, hakemlerin maçlarda adaleti sağlayabilmek için cesaretle kuralları uygulamak zorunda oldukları gerçeğini bir kez daha ortaya koydu
Spor Toto Süper Lig’in 8. haftasında; heyecan dolu maçları ve birbirinden şık golleri yazmak isterdik, ancak hakemlerimiz gösterdikleri yönetimlerle buna izin vermediler! Sınavlarda 4 yanlış, 1 doğruyu götürür fakat hakemlikte 1 yanlış bütün doğruları silip, atıyor maalesef...
Hakemliğin dünyanın en zor işlerinden biri olduğuna inanırım. Milyonlarca göz sizin üzerinizdeyken en az futbolcular kadar koşmak, her şeyi doğru şekilde görüp, yorumlamak ve kötü niyetli birçok oyuncuya, tribün baskısına rağmen adil kararları vermek hakikaten kolay iş değil. 5-10 santimle kaçan ofsaytlara, faullerdeki yorum yanlışlarına, korner-taç hatalarına fazla takılmıyoruz. Bunlar dünyanın her yerinde oluyor, olmaya da devam edecek.
Sanırım aklınızda şu an Hoffenheim-Leverkusen maçı var. Kiessling soldan yapılan ortaya kafayı vuruyor, hedefi bulmayan top yırtık olan yan ağlardan içeri giriyor ve hakem Felix Brych, “gol” kararı
12 Mayıs'ta kalbinden bıçaklanarak öldürülen Burak Yıldırım hiç kimseye ders olmamış anlaşılan.
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ile İkinci Başkan Sebahattin Çakıroğlu söylemlerine ve eylemlerine dikkat etmek zorundadır. Taraftarların birbirine girmesini, insanların öldürülmesini istiyorsanız aynen devam edin, aksi halde artık kendinize gelin...
Kadıköy’de keyifli bir lig maçı oynanmış. Çoğunluğun ortak görüşü Fenerbahçe’nin galibiyeti kaçırdığı yönünde. Yorgun olmasına rağmen mücadelesi için Trabzonspor’a da hakkı teslim ediliyor.
Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve bazı yöneticiler maçı şeref tribününde izliyor. Laf atmalar dışında ciddi bir tatsızlık yaşanmıyor.
Bordo-mavili takım ve yöneticilerin stada nasıl gelecekleri, nasıl çıkacakları ve maçta hangi tedbirlerin uygulanacağı pazar sabahı yapılan eşgüdüm güvenlik toplantısında belirleniyor. Emniyet güçleri alınan kararları bordo-mavili kulübün temsilcisine imzalatıyor.
İbrahim Hacıosmanoğlu ve yöneticiler maçtan sonra hangi kapıdan çıkmaları gerektiğini biliyorlar. Emniyet güçleri, bordo-mavililer ile Fenerbahçeli taraftarların karşı karşıya gelmemesi için Hacıosmanoğlu’nu, E-5 tarafındaki kapıya