Dikkatinizi çekmiştir sanıyorum, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un son günlerde yaptığı açıklamalarda altını özenle çizdiği bir metafor var. Koç son olarak Jose Mourinho için Ülker Stadı'nda düzenlenen imza töreninde 'Cam Tavan'dan bahsetti. Ali Koç'un sözünü ettiği elbette otomobillerdeki cam tavan değildi!..
Başkan Ali Koç, "Seneye hepimizin arzuladığı, hedeflediği, cam tavanı kırarak ulaşacağımız şampiyonluk, önümüzdeki şampiyonlukların da habercisi olacaktır. Sezonu beklemek hepimiz için zor. İçimiz içimize sığmıyor, heyecanımız, umudumuz sonsuz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Fenerbahçe’nin önü açık olsun. Yaşa Fenerbahçe...” demişti.
Cam Tavan Sendromu ilk kez 1980'li yıllarda ABD'li toplum bilimciler tarafından gündeme getirilmiş. Kadınlar başta olmak üzere toplum içinde veya meslek gruplarında yükselmek isteyen bireylerin önüne çıkarılan soyut engellere vurgu yapılmış.
Cam Tavan bir metafor; elle tutulmayan, gözle görünmeyen toplumsal bir bariyer
Okan Buruk'un Galatasaray'da futbol oynadığı yıllardaki lakabı 'Süper Bücür'dü. 1,68 boyundaki Buruk, sağ kanat oyuncusuydu. Ele avuca sığmaz bir topçuydu. Enerjisi ve isabetli ortaları kadar hakemleri aldatmaya yönelik taklalarıyla da ünlüydü. Yere düştüğü zaman fiziğinin avantajını da iyi kullanırdı. Dönmeye başladığı zaman nerede duracağını kestirmek güçtü. Meşin yuvarlak misali döner dururdu...
Okan Buruk, Florya'da pazar gecesi yaşananlar sırasında sadece eski lakabının değil, karakterinin de 'bücür' olduğunu tüm Türkiye'ye kanıtladı. Açık konuşmak gerekirse benim bu konuda bir şüphem yoktu. Ancak yaşanan utanç verici hadiseyle birlikte tüm memleket öğrenmiş oldu...
Büyük olasılıkla zilzurna sarhoştu. Balkona koştu ve beyninde sakladıklarını böööhhh diye kustu...
"Şinanay da yavrum şina şinanay, ...... ...... Galatasaray" tezahüratını taraftarlarla birlikte söylerken pek mutlu, pek gururluydu...
Belli bir takımı hedef almadan tüm rakiplere çok ağır biçimde küfretti. Fenerbahçe,
Futbolda üst üste iki sezon "şampiyonumsu" olmak hiç kolay değildir. Zaten onlar da bu noktalara TFF' ve MHK'yi tırnaklarıyla kazıyarak geldi. Malumunuz bu iki şampiyonumsuluğun kapıları geçen sezon Sivas'ta açıldı... Sivasspor'un tertemiz golü, "ofsaytımsı" denilerek göz göre göre geçersiz sayıldı. Bu hadise ligimizde bugüne kadar görülen en büyük tezgahtı. Akıllara durgunluk veren bir skandala imza atılmıştı. Pozisyonun ofsaytla uzaktan, yakından ilgisi yoktu.
Çizgi falan çekilmedi, pozisyonun ofsayt olduğu ispat edilemedi, çünkü pozisyon asla ofsayt değildi.
VAR kayıtları açıklandığında memleketteki hakem tezgahının boyutları açık seçik ortaya döküldü.
Sivas'ın golü nizamiydi ama bir şekilde iptal edilmeliydi ve ettiler.
Üst üste iki şampiyonumsuluğun temelini böyle attılar...
Rakiplerin ayarlarını biraz daha bozdular...
Bu sezon tezgahı daha da büyüterek, bir yığın maçta onlarca fahiş hakem operasyonu yaptılar.
Mert Hakan Yandaş'ı geçmişte hem beklentileri karşılamayan futbolu hem de saha içinde rakiplerle sürekli yaşadığı tartışmalar yüzünden ben de zaman zaman eleştirdim. Vücudu sağlam, psikolojisi iyi olduğunda Fenerbahçe'ye çok ciddi katkı yapabileceğini bildiğim için yanlışlarını anlatmaya gayret ettim...
Derbiden önce Galatasaray taraftarıyla yaşadığı gerilim de gereksizdi. Fakat maç başladı ve sözde hakem Arda Kardeşler'in 22. dakikada Djiku'ya çıkardığı kırmızı karttan sonra Mert Hakan'la ilgili fikirlerim değişti...
Çünkü Arda Kardeşler'in Djiku'yu infaz ettiği pozisyon, Fenerbahçe adına son 10 yılın özetiydi...
Eldivensiz, korkmadan, çekinmeden, açık açık konuşalım...
Sözde hakem Arda Kardeşler, Djiku ile taklacı Torreira arasındaki pozisyonu sadece 3 metre mesafeden çok net gördü. Djiku'nun faul yapmadığını, taklacı Torreira'nın her zamanki gibi kendisini yere attığını çok net izledi. Ancak Kardeşler, taklacı Torreira'ya sarı kart göstermesi gereken pozisyonda Djiku'yu resmen infaz etti.
Niyeti gayet açıktı.
Kartal bu sezon Tüpraş Stadı’nda çıktığı son maçta ateş hattındaki Atakaş Hatayspor karşısında 90+7’de beraberliğe uzandı: 2-2.
Hatayspor 27’de üstünlüğü yakaladı. Rui Pedro’nun kullandığı kornerde arka direkteki Massanga gelişine vurdu, topu filelerle buluşturdu: 0-1.
33’te Chamberlain çaprazdan şutunu attı, Bekaj topu çeldi. Pozisyonu takip eden Demir Ege’nin vuruşunda çizgi üzerindeki Kilama kafayla topu uzaklaştırdı. 39’da Al Musrati defansın arkasına çok şık bir pas gönderdi, Cenk’in şutunda top üstten auta gitti.
Beşiktaş 50’de beraberliği yakaladı. Semih’in pasıyla buluşan Gedson ceza sahası dışından müthiş bir şutla topu 90’a göndererek tribünleri ayağa kaldırdı: 1-1.
Hatayspor 55’te yeniden öne geçti. Soldan çizgiye inen Strandberg yerden gönderdi, Dele Bashiru’nun ayak koyduğu meşin yuvarlak filelere gitti. Yardımcı hakemin ofsayt bayrağı nedeniyle hakem Cihan Aydın endirekt vuruş verdi ancak Portekizli VAR hakemi Gustavo Correia’nın yaptığı incelemenin ardından gol kararı
Beşiktaş 3’ü cezalı, 8’i sakat, 1’i hasta olmak üzere tam 12 eksikle çıktığı zorlu Alanyaspor deplasmanında üstünlüğünü koruyamayınca bir puana razı oldu: 1-1.
Muçi’nin düşürülmesiyle kaleye yaklaşık 25 metre mesafeden kazanılan frikiği Masuaku kullandı. Deneyimli oyuncunun müthiş şutunda top üst direğe çarparak auta çıktı. 29’da Jo Hwang sol çaprazdan direk dibine vuruşunu yaptı, kaleci Mert topu son anda kornere çelmeyi başardı. 32’de Eduardo sol çaprazda Mert’le karşı karşıya kaldı. Eduardo’nun şutunu son anda bloklayan Salih tehlikeyi uzaklaştırdı.
38’de Oğuz Aydın yerden ceza sahasına gönderdi, Jo Hwang gelişine vurdu, top yandan auta çıktı. 40’da çalımlarla ceza alanına giren Oğuz Aydın yerden vurdu, savunma geçit vermedi. İlk yarı golsüz kapandı.
54’te Oğuz Aydın yakın mesafeden şutunu attı, Mert topu kornere tokatladı. Beşiktaş 61’de üstünlüğü yakaladı. Onur sağdan etkili ortaladı, Muleka’nın uçarak yaptığı kafa vuruşunda meşin
Ülker Stadı'nda 3 Haziran 2018'de rekor katılımla gerçekleşen genel kurulda 16 bin 92 oy almıştı yeni başkan Ali Koç. Koltuğunu kaybetmesi neredeyse kesin olan görevdeki başkan Aziz Yıldırım'a ise 4 bin 644 kişi oy vermişti. Aradaki fark 11 bin 448'di. Koç, Yıldırım'a karşı rekor oy ve rekor farkla kazanmıştı. Ülker Stadı, "Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon" tezahüratlarıyla inliyordu...
"Topunuz gelin" diyerek hem Aziz Yıldırım'a hem de tüm rakiplere meydan okuyan Ali Koç çok mutlu ve gururluydu. Çocukluk hayali gerçek olmuştu...
Sonrası malum...
Sonrası hüzün ve keder...
Unuttuk sanmayın, Ali Koç'un ilk yılında Fenerbahçe neredeyse küme düşüyordu. 18 takımlı ligde bitime 4 hafta kala 14. sıradaki Fenerbahçe'nin 34, 16. sıradaki Bursaspor'un 30 puanı vardı. Alay konusuydu Fenerbahçe, sakız olmuştu milletin diline...
Fenerbahçe, Ali Koç'un ikinci yılında ciddi bir gelişme gösterdi ve sezonu 7. sırada bitirdi! Milyon eurolar yine sokağa atılmış, yine alay konusu olmuştu sarı-lacivertliler...
Fenerbahçe, Ali Koç'un
Beşiktaş 90+7’de bulduğu mucizevi golle Çaykur Rizespor’u 3-2 yenmeyi başardı.
Kartal 2. dakikada tehlikeli geldi. Muçi kaleyi karşısına aldıktan sonra sert vurdu, Tarık gole izin vermedi. Çaykur Rize 5. dakikada öne geçti. Shelvey’in kullandığı kornerde Emirhan topu aşırttı, Olawoyin fileleri havalandırdı: 0-1. Sadece iki dakika sonra Beşiktaş’ın golü geldi. Salih kafayla indirdi, Colley’in vuruşunda skor eşitlendi: 1-1.
10’da Ghezzal arka direğe kesti, Salih çizgiden çevirdi, Semih’in ayak koyduğu top ağlara gitti. Önce orta noktayı gösteren Ali Şansalan, VAR incelemesinin ardından topun dışarıdan çevrildiği gerekçesiyle golü iptal ederek oyunu autla başlattı. Ghezzal 38’de ceza sahası dışından harika vurdu, Tarık’ın müdahale edemediği top üst direkte patladı. 60’da Salih ortaladı, Muleka’nın kafasında top Tarık’ta kaldı. Beşiktaş 65’te üstünlüğü yakaladı. Ghezzal çizgiye kadar inerek ortaladı, Rashica’nın kafasında top Tarık’ın müdahalesine rağmen ağlara gitti: 2-1.
68&