Oğlumla yeni yıl öncesi annemi ziyarete Ankara’ya gidiyoruz. Atatürk havaalanındayız. THY’den biniş kartlarımızı alıyoruz.
Etrafımızda bir sürü genç. Hepsi, ellerinde çantaları, yüzlerinde şaşkınlık, biniş kartlarını almaya çalışıyorlar.
Çoğu, belki de hepsi, hayatlarında ilk defa uçağa biniyorlar. Hepsi de, belli, yoksul gençler. Askere gidiyorlar.
Çocuklarımız ölmesin
Oğlum, üniversite ikinci sınıf öğrencisi. 1993 doğumlu. Bu gençlerle aynı yaşta. Oğluma bakıyorum, bir de askere giden, aynı yaştaki etrafımdaki gençlere. Bilmedikleri bir yerde askerlik yapmaya giden gençlere, yoksul gençlere.
Askerliğe giden gençler...
Biliyorum, bazıları ölüme gidiyorlar. Bir gün, TV ekranlarında, gazete sayfalarında resimlerini görebiliriz. Sonra unutulacaklar. Olan onlara ve ailelerine olacak.
Kabul edelim; Türkiye, bugüne kadar ölen çocuklarını unuttu. Çoğu yoksul bir sürü çocuk öldü ve unutuldu. Geriye ağlayan acı içindeki aileleri kaldı.
İçime, her zaman olduğu gibi ağırlık çöküyor.
PKK örgütünden ölenleri de biliyoruz. Onlar da gençler, yoksul gençler, çocuklarımız yaşında olan gençler. PKK sorununun ilk ve son kertede en yalın gerçeği bu; çocuklarımız ölüyor.
Artık bu savaş bitsin, bitmeli. Bu çocuklar ölmemeli. Silahlar sussun. Bu kanlı savaş bitsin. PKK silah bıraksın ve PKK sorunu bitsin.
Silah ve şiddet olmadan, Kürt sorununu tartışalım. Siyasi olarak, başta Meclis olmak üzere, kamusal alanda tartışalım.Acı olmadan, ölüm olmadan, Kürt sorununu tartışalım, demokratik müzakere yoluyla çözüm sürecine sokalım.
2013’ün, silahların bırakıldığı ve çocuklarımızın ölmediği bir yıl olması, farklılıklarımız içinde bir toplum olarak ve bireyler olarak dileyelim. PKK’nın silah bırakmasını, bu kanlı savaşın bitmesini, siyasetin silahın yerini ve müzakerenin şiddetin yerini almasını talep edelim.
PKK silah bırakabilir
PKK’nın silah bırakması için çok önemli bir eşikteyiz. Başbakan Erdoğan’ın ve AK Parti hükümeti üst yöneticilerinin, son dönemde, söyledikleri kadar yaptıklarına da baktığımız zaman, 2013’ün ilk çeyreğinde, PKK’nın silah bırakması için ciddi bir çabanın, iradenin, girişimin ve müzakerenin yapılacağını ve bu sürecin başladığını görüyoruz.
Bu köşede 12 Aralık 2012’de çıkan “AK Parti PKK sorununu çözebilir (mi)?” başlıklı yazımda da, Başbakan’ın ve hükümetin 2013’te PKK’ya silah bıraktırmak istediklerini ve bu temelde müzakerelerin başladığını belirtmiştim.
Yurtdışı basında ve yayımlanan çalışmalarda, 2013’ün çatışmalı bir yıl olacağı ve bu çatışmaların birinin de Türkiye-PKK çatışması olacağı noktası vurgulanıyor. Bu analizler ve çatışma vurgusu, gerçekçi. Dikkate almalıyız.
Ama, PKK’nın silah bırakması olasılığı da bir o kadar gerçekçi.
Başbakan ve AK Parti, çok önemli seçimlerin yaşanacağı 2014 yılına PKK sorunuyla girmek istemiyor. PKK’nın silah bırakması için, başta yargı ve müzakere alanlarında ciddi bir çaba içindeler.
Son dönemde, 870 ila 1100 arasında değişen üyesini kaybetmiş PKK’nın da, silah bırakıp, siyaset alanını tercih etmesi de düşük bir olasılık değil.
Arap Baharı’nın değiştirdiği Ortadoğu dengeleri için de, Amerika’nın da, PKK’nın silah bırakması yönünde ciddi adımlar atmasını bekleyebiliriz.
Tüm bu noktalar bize, 2013’te, PKK’nın silah bırakabileceği olasılığını gösteriyor.
Ama, altını çizmemiz gereken gerçek şu: PKK’nın silah bırakması Kürt sorununun çözümü değil. Tam aksine, PKK silah bıraktığı zaman, Kürt sorunu gerçeğiyle yüzleşeceğiz. Ve Türkiye, hükümeti ve muhalefetiyle, buna hazır değil. PKK’nın silah bırakması, çocuklarımızın ölmemesi için çok önemli. Ama, Kürt sorununun çözümü değil. PKK’nın silah bırakmasından Kürt sorununa çözüme geçiş için ne yapılmalı? Bu soruya, gelecek yazımda yanıt arayacağız.