Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Berlin-İstanbul Edebiyat Günleri’nin ikincisi bu hafta düzenlendi. Bu yılki teması polisiye-noir olan ve Berlin Senatosu tarafından desteklenen festival, Türkiye ve Almanya arasında bir edebiyat köprüsü kurmayı amaçlıyor. Festivalin kurucusu Burcu Argat, danışmanlığını ise Barbaros Altuğ yapıyor. Türkiye’den Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Mehmet Murat Somer’in katıldığı festivalde Almanya’dan da polisiye yazarları ve eleştirmenler konuşma yaptılar üç gün boyunca. Son gün karşımızda Ayşe Kulin vardı. Kulin ile Barbaros Altuğ konuştu. Altuğ, moderasyonuna “Adı Aylin”den başlayarak “Gizli Anların Yolcusu”na, “Her Yerde Kan Var”a uzanan çizgide Kulin’in hemen hemen her kitabındaki polisiye örgüye dikkat çekerek başladı; Kulin’i “Gizli polisiye yazarı” olarak niteledi

Haberin Devamı

Berlin’e özgü bir İstanbul

Ayşe Kulin, Aylin’in esrarengiz ölümünü hatırlatarak romanda polisin bu cinayetin içinden çıkamadığını vurguladı. “Her Yerde Kan Var” romanında Abdülaziz’in şaibeli ölümünü işlediğini, intihar mı etti yoksa öldürüldü mü sorusunun peşine düştüğünü anlattı. “Demek ki benim ruhumda bir dedektif yatıyor” sözleriyle romancılığının bu yönünün altını çizdi. Yine polisiye kurgusu olan “Gizli Anların Yolcusu” adlı romanında Türkiye’de bir kadın yazar olarak eşcinsellerin aşk hayatına el attığını, aldığı tepkilere tepki olarak “Bora’nın Kitabı”nı yazdığını söyleyen Kulin “Ben, cesur bir yazarım” dedi. Ayşe Kulin “Bir Varmış Bir Yokmuş” adlı kitabında bir cinayeti bir kedinin gözlerinden anlattığını da sözlerine ekledi.

Barbaros Altuğ, Kulin’in şu an büyük bir roman yazdığının müjdesini verdi. Ama adı da içeriği de sır gibi saklı. Kulin “Şu anda açık etmek istemiyorum. Çünkü kolay bir kitap değil. Onu bitirmeye çalışıyorum. O benim benden bu romanı isteyen yayıncıma vefa borcum” dedi. Kitabın konusunu Berlin’e aynı uçakta gittiğimiz Kulin’den dinleme fırsatım oldu. Altuğ haklı. Büyük bir roman bu. İçinde öyle ayrıntılar var ki nefesimi kesti.

‘Yazdığın yer vatanındır’

Bu kitabın ardından son kitabını yazacağını söyledi Kulin. Adının “Bir Bunağın Hatıra Defteri” olacağını. 83 yaşında olduğunu belirten yazar, elindeki romanı bitirip yenisine başladığında 85’ine geleceğini ve artık bir yerde dur demesi gerektiğini belirtti. Çok uzun yaşayan bir aileden geldiğini, belli bir yaştan sonra demansın başladığını ifade eden yazar, “Benim de başıma gelebilir. O yüzden son kitabın adı ‘Bir Bunağın Hatıra Defteri’ olacak, okurlarım asıl o zaman görecekler ne kadar cesur bir yazar olduğumu,” dedi.

Haberin Devamı

Kulin’in ardından festivalin son konuğu Ahmet Ümit sahneye geldi. Burcu Argat’ın moderasyonunu yaptığı söyleşide yazarın Berlin merkezli romanı “Kayıp Tanrılar Ülkesi”nin Almancaya çevrildiğini öğrendik. Yeni yazdığı romanı için Roma’da bulunan Ümit, söyleşiye katılmak üzere Berlin’e gelmişti. Argat yazarın “Kayıp Tanrılar Ülkesi” romanındaki Berlin Cinayet Masası Başkomiseri Yıldız Karasu’nun da Ümit’le birlikte Roma’da olup olmadığını sorunca “Evet” cevabını aldı yazardan. Ahmet Ümit, Karasu’nun yeni macerasının Roma’da geçtiğini söyledi. Başkomiser Nevzat’ın da romanın Türkiye bölümünde ekibe katılacağını… Berlin ve İstanbul’un polisiyeye çok uygun iki kent olduğunu vurgulayan Argat, “Kayıp Tanrılar Ülkesi” romanının yazılış sürecini sordu Ahmet Ümit’e. Yazar 2007’de Berlin’e geldiğinde Pergamon Müzesi’nden çok etkilendiğini, birkaç yıl sonra bir psikoloji kongresi için gittiği Pergamon’da tapınağın bulunduğu yeri görünce kitabı yazmaya karar verdiğini söyledi. 10 yıl boyunca, neredeyse her yıl Berlin’e geldiğini vurguladı. Ahmet Ümit, Berlin’in kendisi için önemini şöyle özetledi: “Türkiye’de bir atasözü vardır. Doğduğun yer değil, doyduğun yer vatanındır derler. Ama biz yazarlar için bunu şöyle değiştirmemiz gerekiyor. Doğduğun yer değil, doyduğun yer de değil yazdığın yer senin vatanındır. O anlamda Berlin de benim şehirlerimden biri oldu”.

Haberin Devamı

Yıldız Karasu karakterini yaratmada Türkiye’den, Moskova’dan, Almanya’dan tanıdığı kadınların, annesinin, eşinin, kızının, bildiği tüm kadınların etkisi olduğunu söyleyen Ahmet Ümit, hepimizin içerisinde potansiyel olarak bütün insanlığın bulunduğunu yaratıcı olanların içlerinden onları çıkarıp ete kemiğe büründürebileceğine dikkat çekti. Ve ekledi: “Hiç cinayet işlemedim ama bir sürü katil yazdım”.

Yeni romanında Roma’da görevli olan Yıldız Karasu’yu Almanya’da mutlaka göreceğimizi belirten yazar, “Maalesef yüksek bir ırkçılık var Almanya’da. Ve bu ırkçılarla mücadele etmek için, Yıldız Karasu’yu göreve çağıracağım.”

Her iki yazarın da Türk ve Alman okurlar için kitaplarını imzalamalarının ardından festival sona erdi. Burcu Argat’ın dediği gibi “Berlin’de, Berlin’e özgü bir İstanbul yaşanıyor”. Festival Berlin’e özgü İstanbul’un semalarında bir hoş sada bıraktı bu yıl.

İyi pazarlar.