29 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyle hayatımız için çok önemli olan bu organımıza gelin biraz vakit ayıralım.
Gece gündüz hiç durmadan dinlenmeden bizi hayatta tutmak için sürekli çalışan kalbimiz için bizim de üzerimize düşen görev nedir diye hiç düşündünüz mü? Hatta bu dikkati göstermeye mecbur olduğumuzun farkında mısınız? Maalesef genelde bunu bilmeyip de anladığımız zaman ya çok geç oluyor ya da kalbimiz epey hasar görüp zararın neresinden dönülse kârdır misali bir takım tedbirler alınıyor. İşte marifet bu aşamaya gelmeden önlem almak, kalp sağlığını koruyabilmek. Hani genç kalma hevesi ya da modası var ya, bunu kalbimiz için de düşünmeliyiz. Yüzümüzün, vücudumuzun genç ve diri gözükmesinin temelinde de aynı yöntem vardır. Kalbiniz iyi ise hayata gülerek daha güzel bakarsınız. Bu da yüzünüze, hareketlerinize yansır. İşte size kalbinizi, damarlarınızı genç tutmak için herkesin de çok iyi bildiği birkaç ipucu:
- Sigarayı bırakın, içilen ortamlarda bulunmayın
- Stresi yönetmeyi öğrenin, sorunların ne kadar büyük ve zor olduğunu değil; nasıl çözülebileceğini düşünün ve bu konuda beklemeden harekete geçin. Hiçbir şeyi hırs haline getirmeyin. Oyun gibi düşünün ve unutmayın ki her oyunda kazanmak da vardır kaybetmek de.
- Egzersiz yapın, mümkünse açık havada her gün en az yarım saat yürüyüş yapın.
- Sağlıklı beslenin, az yiyin. Bol su için. Şekeri, tuzu azaltın. Trans yağlardan uzak durun.
- Arada tansiyonunuzu ölçün. Yüksekse mutlaka kardiyoloğa gidip ilaç kullanmaya başlayın.
- Kan yağlarınızı ölçtürün. Yüksekse diyetinize dikkat edin kardiyolog kontrolünde ilacınıza başlayın.
- Kan şekerinizi ölçtürün. İnsülin direnci var mı kontrol ettirin. Diyabet teşhisi konulmuşsa mutlaka kontrol altına alın.
- Ailenizde, birinci derece akrabalarda özellikle erken yaşta başlayan kalp damar hastalığı varsa yakın kardiyolojik takipte kalın.
- Erkeklerde 55 yaş sonrası, kadınlarda menopoz sonrası kardiyolojik kontrol yapılmalı ve kardiyoloğunuzun önerdiği sıklıkta tekrar edilmelidir.
- İçinizdeki çocuğu sürekli yaşatın, ufak tefek şeylerden mutlu olmaya çalışın. Olur olmaz şeylerden korkmayın, heyecanınızı kontrol etmeyi öğrenin.
- Çay, kahveyi kararında tüketin.
- Meyvenin suyunu içmek yerine kendisini yiyin.
- Yemeklerin pişme şekli de önemli. Buharda pişmiş, haşlanmış, yavaş pişirilmiş gıdalar besin değerlerini daha çok koruyabilir. Kızartmalar ya da ateşte yanmış gıdalar besin değerlerini kaybetmenin yanında zararlı hale gelmiş gıdalardır.
- Hobi edinin, her gün ya da fırsat buldukça buna vakit ayırın ya da her gün hobi yerine geçebilecek değişik bir uğraş bulun. Bu sevdiğiniz bir hayvanı beslemek, film izlemek, balık tutmak ya da hiçbir şey yapmayıp oturmak bile olabilir. Ama bundan keyif aldığınızı hissederek kendinize vakit ayırın.
Bu ipuçları aynı zamanda mutlu olmanızı da sağlayacaktır. Mutlu insanın kalbi de genç kalır.