Kahveyi günün hangi saatinde tüketmeyi seviyorsunuz? “Kendisi sabahlarımın vazgeçilmezi olur” diyenlere iyi bir haberim var.
Kahve ve sağlık arasındaki ilişki, kahvenin hem çok yaygın tüketilmesi hem de içerisindeki bileşenlerin sağlık etkileri nedeniyle oldukça dikkat çeken bir araştırma konusu.
Öyle ki konu ile ilgili yapılan araştırmalar da tıpkı kahve tüketimi gibi giderek artıyor.
Bugün de sizlerle çok yeni iki araştırmanın sonucunu paylaşmak istedim. European Heart Journal’da geçtiğimiz günlerde yayımlanan araştırmaya göre, sabahları kahve içen bireylerin, tüm gün kahve içenlere kıyasla kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm riski daha düşük, evet doğru duydunuz. Sabah kahve içenler gün boyu kahve tüketenlere kıyasla tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde yüzde 16, kalp hastalıklarından ölüm riskinde ise yüzde 31 daha düşük risk taşıyor.
Araştırmaya 40 bin 725 yetişkin dahil edilmiş ve katılımcıların detaylı besin tüketim kaydı alınmış. Çalışmaya katılanların yaklaşık yüzde 36’sı sabah kahvesi alışkanlığının olduğunu belirtiyor.
Kafein kan dolaşımının hızlanmasına, dolayısıyla da metabolizmayı hızlandırıcı etkiye sahip, fakat yararlarının yanında aşırı kahve tüketiminin zararları da mevcut. Günlük kafein miktarını 400 mg ile sınırlamak gerekiyor.
Gün içinde fazla alınan kafein başta uykusuzluğa, baş ağrısına, gerginliğe ve anksiyeteye sebep olabiliyor.
Sabahları aç karnına içilen kahvenin kortizol hormonunu etkileyebileceğine dair de birçok araştırma var. Benim önerim sabah uyanır uyanmaz değil, tercihen kahvaltıdan sonra tüketilmesi.
Kafein ve melatonin ikilisi
Kafeinin uyarıcı etkisi sebebi ile sirkadyen ritminiz üzerinde de söz sahibi. Öğleden sonra veya akşam kahve tüketmenin sirkadyen ritimleri ve melatonin gibi hormon seviyelerini bozabileceği ise araştırmacıların önemli notları arasında. Bunun da uzun vadede inflamasyon ve kan basıncı gibi kardiyovasküler risk faktörlerinde değişikliklere yol açabileceği belirtiliyor.
Öyle ki kafein, merkezi sinir sistemini uyarırken melatonin, vücudu rahatlatan ve uykuya hazırlayan bir hormon.
Melatonin üretimini ve etkisini dolaylı yoldan etkileyerek sirkadiyen ritim ve uyku-uyanıklık döngüsü üzerinde önemli bir rol oynayabiliyor.
Özellikle akşam saatlerinde tüketilen kahve, uykuya dalmayı zorlaştırabilir. Uyku kalitenizi desteklemek için kahve tüketiminizi sabah saatlerine bırakabilir, akşamüstü ve sonrasında melisa, papatya, yeşil çay gibi bitki çaylarından faydalanabilirsiniz.
Bilişsel yaş üzerinde etkili
Kahve ve kalp sağlığı üzerinde pek çok çalışma mevcut. American Heart Association Dergisi’nde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, her gün düzenli kahve tüketimi düzensiz kalp ritmine sahip kişilerde bilişsel işlevlere yardımcı olabiliyor.
Ortalama yaşları 73 olan 2 bin 400’den fazla atriyal fibrilasyon hastasının değerlendirildiği bu araştırmada en fazla kahve tüketenlerin bilişsel yaşının, en az içenlere göre altı, yedi yıl daha genç olduğu hesaplanmış. Atriyal fibrilasyon düzensiz ve hızlı kalp atımları ile karakterize bir ritim bozukluğu olarak tanımlanabilir. Çalışmanın ilgi çekici sonuçlarından biri ise günde beş fincan kahve içen katılımcıların inflamasyon belirteçlerinin, günde bir fincandan az kahve içen katılımcılara göre yüzde 20’den fazla daha düşük olarak bulunmuş.
Dünya Sağlık Örgütü ve diğer otoriteler günlük kafein alımını yaklaşık 300 mg ile sınırlıyor. Sürekli yeni makale okuduğumuz bu günlerde ben de tüm bilgilerimi yeniden sorguladığımı ifade etmek istiyorum.
Günlük kahve miktarınızı üç, dört fincanla sınırlı tutmanızı öneriyorum.