Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şam, sonunda düştü. Beklenenden çok geç, beklenmediği kadar da hızlı.

27 Kasım’dan bu yana olup bitenler henüz sindirilemeden Suriye için yeni dönem başladı bile. Televizyon ekranlarında telaşlı yorumcuların ağızlarından daha şimdiden Suriye’yi nelerin beklediğine dair kesin yargı cümleleri dökülüyor. Her şeye olağanüstü vakıf olunması şaşırtıcı. Daha düne kadar Suriyeli muhalifler arasında domino etkisini yaratan Heyet Tahrir eş Şam’ın (HTŞ) kapasitesine dair bilgi sahibi olmayanlar bugün gayet fikir sahibi.

Haberin Devamı

Kanımca Suriye’de bundan sonraki değişim ve dönüşümü izlerken HTŞ’nin oynayacağı rolü yakından izlemek gerekecek. O yüzden evvel emirde önceyi iyi anlamaya çalışalım.

HTŞ, İdlib’den çıkıp Halep’e doğru ilerlerken örgütün lideri Ebu Muhammed Colani lakaplı Ahmed Hüseyin el-Şara’nın operasyon odasından yansıyan görüntülerinde dikkat çeken bazı ayrıntılar vardı. Propoganda görüntülerinde vurgu yapılan Colani’ydi ancak masa üzerindeki telefonlar, cihazlar ve hatta üzerlerindeki tek tip üniformalar deyim yerindeyse gıcır gıcırdı. Operasyonda İHA’ların kullanıldığına dair bilgiler vardı. İHA kullanımı Suriye sahasında yeni bir şey değildi ama bu kadar çok olmasına vurgu yapılıyordu.

Türkiye’nin Suriye’deki son büyükelçisi Ömer Önhon’un 1 Aralık tarihli “Suriye’de Kaos: Rejim bazı mevzileri YPG’ye bırakıyor, Türkiye tetikte” makalesindeki “Harekâta katılan grupların çoğu tek tip üniformalı ve ordu düzeninde hareket ediyorlar. İyi silahlara sahipler ve bu kez, silahlı insansız hava araçları da kullanıyorlar” ifadesi gözlemimi teyit etti. Örgütün destek gördüğüne şüphe yoktu mesele kimlerden olduğuydu. Nitekim; Ruslara sorarsanız bunlar ABD ve İngiltere’nin başını çektiği batılı güçler, İranlılara sorarsanız ABD ve İsrail’in öncülük ettiği batılı güçler...

HTŞ’nin bugüne 4 yıldır hazırlandığı söyleniyor. Suriye’ye dair gelişmeleri bizzat sahada izleyerek aktaran, bir kaç kez çalışmalarını köşeme de taşıdığım, Prof. Dr. Serhat Erkmen’in fayn.press’te yayınlanan “Suriye neden şimdi ve bir anda karıştı?” başlıklı söyleşisini meraklılara öneririm. Erkmen orada, Ağustos/Eylül aylarında Ukraynalı bir askerî grubun bölgeyi (İdlib) ziyaret ederek görüşmeler yaptıktan sonra HTŞ’nin operasyon hazırlığı yapmaya başladığının konuşulduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Ukrayna’nın ne ilgisi var?

Erkmen, ara başlıktaki soruya 2024 ortalarında Ukrayna kökenli bazı haber kaynaklarında Ukrayna Özel Kuvvetleri’nin Rus askerlerine Suriye’de saldırı düzenlediğinin bile iddia edildiğini hatırlatarak yanıt veriyor. ABD’de Trump göreve başladığında Ukrayna - Rusya barış görüşmelerinin gündeme gelmesi beklendiğini söyleyen Erkmen, şunları ilave ediyor:

“O görüşmeler başladığı anda, kim nereyi kontrol ediyorsa muhtemelen ateşkes hattı da orası olacak. O halde, Rusya’nın geriletilmesi lazım. Bu nasıl mümkün olabilir?”

Cevap belli, Moskova’nın güçlerinin bir kısmının Suriye’ye geri gönderilmesiyle. Bu cevap, Rusya’nın neden Esad yönetimine beklenen desteğin gelmediğine verilebilecek yanıtlardan biri.

Erkmen de söyleşisinde, HTŞ’nin elindeki kamikaze dronlara değiniyor ve şöyle diyor:

Haberin Devamı

“HTŞ’nin “Şahin” adını verdiği bu kamikaze dronlar 27 Kasım’dan beri Suriye Ordusu’nu en kritik yerlerde darmadağın ediyor. Nereden geliyor bu dronlar? Ukrayna’nın arkasında bulunan, Rusya’yı durdurmak isteyen ve HTŞ’yi İdlib’de harekete geçiren güçlerden”

Colani tarihe karışacak mı?

Colani, ABD’li yayın kuruluşu CNN’e röportaj verirken lakabını değil kendi adını kullandı. Aşırıcı bazı grupların geçmişte yaptıklarını yanlış bulduğunu anlattı. Colani, “Suriye’yi inşa etmekten bahsediyoruz. Heyet Tahrir el-Şam bu diyaloğun yalnızca bir parçasıdır ve her an dağılabilir. Kendi içinde bir amaç değil, bir görevi yerine getirmek için bir araçtır” dedi. Yani örgütünü dağıtmaktan bile bahsetti. Colani’nin El Şara’ya, HTŞ’nin başka bir adla sivil bir yapıya dönüşmesi olasılığı şimdiden konuşulmaya başlandı. Bu olursa terör örgütü statüsü ne olacak? HTŞ’ye kamikaze dronları sağlayanlar dönüşüme desteği esirgeyecek mi? Esad rejimini bunca yıl destekleyen İran ve Rusya bunları seyredecek mi? Taze başlangıcın da sorusu çok.