AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği etkinlikte medya temsilcileriyle bir araya geldi. ABD’nin PKK terör örgütünün üç yöneticisi için milyon dolarlık ödül koymasını, “olumlu, ancak geç kalmış bir hareket” sözleriyle değerlendiren Kurtulmuş, “PKK’yı terör örgütü olarak kabul edip PYD’yi meşru örgüt olarak tanımaya doğru adım atmak, her şeyden evvel ikiyüzlülüktür, anlaşılır bir şey değildir” dedi. Kurtulmuş, PYD/YPG’nin terör örgütü olarak kabul edilmemesinin, akıllara, Suriye’nin kuzeyini ve Irak’ı kısmen içine alacak bir terör devleti yaklaşımını getirdiğini kaydetti. Kurtulmuş, “PKK dediğimiz örgüt, öyle anlaşılıyor ki bir süre sonra unutturulacak. Ama PKK, bu kadar silahı nereden aldı? Türkiye terör mücadelesinde 40 bin insanı kaybetti. Bunun hesabını kim verecek? ‘PKK’yı çöp tenekesine atacağız onun yerine başka bir örgüt’. Türkiye bu oyunu görüyor, biliyor” dedi.
Suudi Arabistan’a hatırlatma
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine de değinen Kurtulmuş, “Böylesine gaddarca, zalim bir şekilde karanlık bir cinayetin işlenmesi, herhangi bir siyasetin konusu olarak üzerine gitmekten vazgeçilebilecek bir durum değildir” dedi. Bir
AK Parti’de 5 Kasım’da başlayan aday adaylığı başvuru süreci devam ederken, Erdoğan başkanlığındaki Aday Tespit Komisyonu önceki akşam ilk toplantısını yaptı. Komisyon yerel yönetim, teşkilat ve seçim işlerinden gelen verileri değerlendirip adayları tespit edecek
Partilerin belediye başkan aday adaylarının isimleri son iki haftadır artık açıkça zikredilmeye başlandı. Ama bir bakıyorsunuz, kimi sadece gönülden geçen, kimi tahmin. Ölçme, değerlendirme devam ediyor. Çünkü Ankara, İstanbul, İzmir gibi kritik büyükşehirler için adaylar, rakiplerin kimi çıkaracağına göre belirlenecek. Dolayısıyla siyaseti yakından izleyenler de biliyor ki, bazı isimler ortaya atılarak aslında kamuoyunda nabız yoklanıyor ya da diğer partilere mesaj veriliyor. Deneyimli bir siyasetçi adı dolaşan bazı adayların ne kadar gerçekçi olduğu konusunda, “Doğru olup olmamasının önemi yok. Burada söylenen bir söz, bir isim Anadolu’da çok farklı okunur. ‘Demek bunlar merkez sağdan bir ismi de düşünebilirim demek istiyor’ diye okunur mesela. Söylenen sözün doğru olmadığı ortaya çıkana kadar bir sürü anlam çıkarılmış olur” diyor.
Gerçek olan ise kendisi belediye başkanlığını düşünenlerin genel merkezlerde daha sık boy
Kanser ilaçlarının temininde tekel konumunda olan bir firma ağustos ayında dövizdeki fırlamanın ardından fiyatlarında yüzde 30-40’a varan oranda güncelleme talebinde bulundu. Üç bakanlık bir araya gelerek ithalat zincirine iki firmayı da dahil edince artış isteyen firma yüzde 70 indirim yaptı
Sağlık personelinin uzun süredir beklediği düzenleme eğer son anda bir değişiklik olmazsa bugün Meclis Sağlık, Aile ve Çalışma Komisyonu’nda görüşülecek. Sağlık personeline şiddet uygulayanların artık karakolda bir ifadeyle serbest bırakılmasını sona erdiren teklifle ayrıca taşıyıcı anneliğe 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. AK Parti’nin sağlık kökenli milletvekillerinin imzasını taşıyan teklifte hastaları, hastaneleri, eczaneleri, ecza depolarını ilgilendiren başka maddeler de var.
Teklifin komisyondaki görüşmeleri sırasında düzenlemelerin yanı sıra mutlaka ağustos ayından bu yana dövizdeki yükselişin sağlık sektörüne etkileri de tartışılacak.
Son dönemde bazı hastanelerde acil ameliyatların ertelendiği, malzeme sıkıntısı çekildiği, bazı ilaçların temininde güçlük yaşandığı biliniyor. Bu başlıklar milletvekilleri tarafından da gündeme taşınacak.
Cumhurbaşkanına yetki
Teklifin dikkat çeken
AK Parti ile MHP’nin yerel seçimde ittifak arayışının sonlanmasıyla her iki parti de müstakil çalışmalarına yoğunlaştı. Kulislerde dolaşan aday adayı sayısı hızla arttı mesela. Değil büyükşehirler, iller, beldeler bazında stratejik hesapların yapılacağı bir sürece girildi. Çünkü gelecek seçim, ittifak arayışının bitmesiyle birlikte özellikle AK Parti ve MHP açısından tek başına gücünü ispat mücadelesine doğru gidiyor. Partiler arası arka kapı diplomasinin ne ölçüde işleyip işlemeyeceğini ise zaman gösterecek.
Yeni yüz talebi
AK Parti, mart seçimlerinde adaylarında 5 temel kriteri esas alacağını açıkladı. Mütevazılık, adalet, ehliyet, liyakat, sadakat. Bu vasıflara sahip adaylar çıkarılması hedeflenirken, tabandan gelen en temel talebin ise “değişim” olduğu vurgulanıyor; “yeni bir heyecan dalgası için yeni yüzler isteniyor” deniliyor. Bu nedenle de Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat gerekli görüp istisna uygulamaması dışında üç dönemini dolduran belediye başkanlarının aday gösterilmeyeceği belirtiliyor. Geçmişte sadece 2 belediye başkanı, Melih Gökçek ve Mehmet Özhaseki için istisna uygulandığı da hatırlatılıyor.
‘Esnaf’ adaylar
AK Partili
2019 martında yapılacak yerel seçimde yeni aşama ittifakların netleşmesi ve adayların resmen ilanı. MHP aday ilanı sürecini ilk başlatan parti oldu. AK Parti ile ittifak görüşmeleri başlamadan önce elindeki iki büyükşehir ve iki ilçede adaylarını açıklayarak adeta ‘buralar benim’ mesajı verdi. Kulislerde ‘MHP ön aldı’ yorumu yapıldı. İstanbul’da aday çıkarmayacağını açıklaması, AK Parti tarafından ‘nezaket’ olarak tanımlandı ama ittifak görüşmelerinin başlaması için acele de edilmedi. Son olarak CHP’nin elindeki Aydın’da da adayını ilan eden MHP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘aday göstermemeyi tabanıma nasıl anlatırım’ sözünden sonra, İstanbul hariç her yerde aday çıkaracağını duyurdu. Kulislerde, eğer Erdoğan o sözü sarfetmemiş olsaydı, MHP’nin Ankara’da da aday çıkarmayacağını açıklamaya hazırlandığı konuşuluyor. Bazı MHP kaynakları, bu iddianın doğru olmadığını, başından bu yana sadece İstanbul için bunun geçerli olduğunu söylüyor. Sonuçta, MHP de aday ilanını şimdilik durdurdu.
CHP ve İYİ Parti cephesi
CHP’de aday adaylığı başvurusu yapanlar da meydana çıkmaya başladı. CHP, zaten bu hafta adaylığını netleştirdiği, tamamı ilçe ve belde belediyeleri olmak üzere 100’ün
Sadece biz değil, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul’daki başkonsolosluğuna girip ortadan “kaybolması” hikâyesini dünya takip ediyor. Olayın uluslararası basının gündemine gelmesi, başka zaman ve mekânlarda gerçekleşen benzer tuhaf kayboluşların da tekrar hatırlanmasını sağladı. Bir araya geldiklerinde “Suudlar bunu hep yapıyor” dedirten bir tablo var karşımızda. TBMM Başkanı Binali Yıldırım ile birlikte Parlamentolararası Birlik (PAB) Toplantısı için gittiğimiz Cenevre’de bir diplomat Le Temps gazetesinde yıllar önce ortadan kaybolan Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz’in öyküsünün Kaşıkçı olayından sonra kaleme alındığını aktardı.
Luis Lema imzasıyla yayımlanan makale, Cenevre’de 2003 yılında Suudi Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz’in kayboluşunu tüm detaylarıyla anlatıyor. İşin ilginç yanı Prens Sultan iki kere “kayboluyor”. Prensin hikâyesinde, Kaşıkçı olayında kulaklarımıza çalınan bazı sözcüklerin yer alması da dikkat çekici. Yabancı bir ülke, uyuşturucu iğne, havalimanında bekleyen uçak, ekip gibi...
Maskeli adamlar
Kral Fahd’ın yeğeni olan Prens Sultan bin Turki bin Abdülaziz, Suudi Arabistan Krallığı’ndaki insan hakları ihlallerini ve yolsuzlukları
Yıldırım, "Kaşıkcı konusunda yaşanan olay nereden bakarsanız bakın kabul edilebilir değil" dedi. Brunson'ın cezasını mahkemenin kestiğini belirten Yıldırım, "Bu durumun ilişkilerin geliştirilmesine katkısı olur mu göreceğiz" diye konuştu...
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen Parlamentolararası Birlik (PAB) 139. Genel Kurul Toplantısı'nda Meclis'ten bir grup milletvekiliyle birlikte Türkiye'yi temsil etti. İsviçre'de parlamento başkanlarıyla ikili görüşmeler de yapan Yıldırım, dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtladı.
- Cemal Kaşıkçı olayı ile ilgili bundan sonra atılacak adım takınılacak tavırlar ne olacak?
- Yaşanan olay neresinden bakarsanız bakın, kabul edilebilir bir şey değil. Bir gazetecinin, herhangi bir insanın konsolosluğa işi için geldiğinde ortadan kaybolması büyük bir sorundur. Ülkemize gelen insanların can güvenliği bizim birinci derecede sorumluğumuzdadır. Bir çok iddia var. İçeride hayatını kaybettiği ya da gelen görevlilerle götürüldüğü şeklinde iddialar. Tüm bunlar araştırılacak. Suudi Arabistan'ın işbirliği içinde olması olumlu bir adım. Türkiye'yi sağ salim terk ettiyse bunu da biliriz. Bilinmeyecek bir şey değil.
Yerel seçim sürecinde sırada manifestolar aşaması var. Partilerin belediyeciliğe bakışını ve yönetim anlayışını ortaya koyan bu belgeler genellikle başkan adaylarıyla paralel açıklanıyor. Bu kez en erken harekete geçen parti MHP oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Beka, birlik, beraberlik milli belediyecilik” anlayışıyla hazırlanan, “Üretken Belediyecilik Vizyon Belgesi”ni Kızılcahamam kampında açıkladı. MHP, elindeki bazı belediyelerin adaylarını açıklayarak bu konuda da bir adım ileride. Belgede “Ayrıştıran değil, birleştiren belediyecilik”, “Devletle vatandaşı buluşturan belediyecilik”, “Aile ile konutu birleştiren belediyecilik”, “Afete karşı tedbir üreten belediyecilik” gibi başlıklar bulunuyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da 12 Ekim’deki toplantıda Yerel Seçim Strateji Belgesi ile partisinin izleyeceği yol haritasını ilan etmesi bekleniyor.
Eskiyi suçlamayalım vurgusu
AK Parti’nin hafta sonu gerçekleşen kampında da Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, katılımcılara partinin bir manifesto ile belediyecilik vizyonunu ortaya koyması gerektiğini söyledi. Özhaseki’nin son derece kapsamlı olduğu belirtilen sunumu, “gerçekçi” bulunmuş