Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, üç yeni düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bunlardan birincisi uzlaşma. İkincisi taahhüt. Üçüncüsü ise ihmal edilebilir rekabet ihlalleri. Bunlar olursa daha proaktif çalışabiliriz” dedi.
Rekabet Kurumu’nun değerlendirme yaparken bilgi, belge ve bulguya ihtiyacı olduğunu belirten Kurum Başkanı Ömer Torlak, “Rekabet Kurumu, daha makro düzeydeki konulara yoğunlaşıyor. Burada da aslında daha uzun vadede ortaya çıkan sonucun katkısı hepimize oluyor. 2014-2016 yılları arasındaki, 24 kararımızı analiz ettik. OECD parametrelerini kullanarak yaptığımız analiz sonucunda, aldığımız kararların tüketicinin cebine 9,9 milyar lira tasarruf sağladığını gördük” dedi.
Son dönemde patates, ekmek, soğan fiyatlarındaki aşırıya varan artış, buna bağlı stokçuluk iddialarının ardından göreve çağrılan kurumlardan biri de Rekabet Kurumu oldu. Google Android, sahibinden.com gibi dijital platform kararlarıyla da gözlerin çevrildiği Rekabet Kurumu’nun (RK) Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak kendilerinden beklentileri ve bunları ne ölçüde karşılayabileceklerini konuştuk.
- 2018 yılını dünyada bu alandaki gelişmeler de dikkate alındığında rekabet hukuku ve uygulamaları
31 Mart seçimlerine giderken bir kez daha partilerin inişli çıkışlı ittifak görüşmelerine tanıklık ediliyor. Aslında, hem 7 Haziran 2015 genel seçiminin ortaya çıkardığı hem de 16 Nisan 2017 referandum süreciyle pekişen “açık ittifaklara” tanıklık.
7 Haziran sonrası koalisyon arayışı için başlayan istikşafi görüşmelerin yerini, partiler arası ikili, üçlü ittifak müzakereleri aldı. Peş peşe gidilen seçimlerle birlikte müzakere süreçlerinden partiler, liderler ve adaylar açısından çıkarılabilecek ders notları da çoğalıyor.
Partiler açısından
Örneğin liderlerin, kurmayların ve tabanın beklenti, açık talep ve uyarılarını göz ardı eden kararlar alabildiklerini, bunlarda diretebildiklerini görüyoruz.
Tüm partilerde ittifakı zorunlu bulanlarla a, b, c, d partisiyle ittifak kurulması/kurulmaması gerektiğini düşünenlerin ya da partinin tek başına seçime girmesini savunanların hemen hemen eşit oranda olabildiğini görüyoruz.
Bu nedenle söz konusu görüşlerden herhangi birini savunanların önce kendi aralarında karşı karşıya gelebildiğini görüyoruz.
Ayrıca bu görüşlerde olanların son ana kadar süreci etkilemek, yönetmek, yönlendirmek için var güçleri ile çalıştığını görüyoruz.
Hem parti içini hem de m
Türkiye 3 yıl aradan sonra Reform Eylem Grubu’nu ağustos ayında toplayarak AB üyeliği yolunda reform sürecini tekrar başlattı. Bu adım ile 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra neredeyse duran diyalog mekanizmaları yavaş yavaş tekrar harekete geçiyor. 1,5 yıl sonra, 22 Kasım’da Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog toplantısının yapılması Türkiye’nin adımının karşılıksız kalmadığının da bir göstergesi. Geçen hafta da Brüksel’de üç ayrı toplantı yapıldı. AB-Türkiye Ortaklık Komitesi, Suriyeliler için vadedilen 6 milyar euroluk yardımın ikinci diliminin hangi alanlarda kullanılacağına ilişkin toplantı ve Europol ile adli işbirliği müzakereleri.
Yapılacaklar listesi
AB Türkiye Delegasyonu bu üç toplantı vesilesiyle Türkiye-AB ilişkilerindeki son durumu her iki tarafın penceresinden aktarmak üzere bir grup gazeteci ile AB ve Türk yetkilileri bir araya getirdi.
Görünen o ki uzun süredir beklemede bırakılan konular yeniden takvimlendiriliyor. Örneğin, Türkiye’nin vize serbestisi için gerekli 72 kriterden geriye kalan 6’sı arasında yer alan yolsuzlukla mücadele başlığı altında bir yol haritası sunması gerekiyor. Burada referans Avrupa Konseyi’nin yolsuzlukla mücadele birimi GRECO’nun
Türkiye ile AB, Suriyeliler için verilecek ikinci 3 milyar euro’nun görüşmelerine başladı. İkinci 3 milyar euro’luk dilimde Suriyelilerin entegrasyonunu destekleyecek sürdürülebilir projelere ağırlık verilecek.
Brüksel
Türkiye, Avrupa Birliği ile Suriyelilerin desteklenmesi amacıyla verilecek toplam 6 milyar Euro kaynağın ikinci dilimini oluşturan 3 milyar Euro’nun görüşmelerine başladı. İkinci dilimin kullanımındaki temel yaklaşımı ise yaklaşık 3 buçuk milyon Suriyelinin ülkelerine dönmeyeceği ya da uzun vadede de geri döneceği kabulü oluşturdu. Bu nedenle ikinci 3 milyar Euroluk dilimde Suriyelilerin entegrasyonunu destekleyecek sürdürülebilir projelere ağırlık verilecek. Ankara’nın gündeminde ayrıca Suriyelilerin ülkelerinde yani İdlib ve Cerablus’da AB tarafından desteklenmesi var. Ancak AB yetkililerine göre bunun için koşullar şu anda uygun değil.
Meslek edindirme
Türkiye’deki Suriyelilerin büyük kısmını genç nüfus oluşturuyor. Eğitilmemeleri halinde hem suça karışma, hem istihdam, hem de genel olarak entegrasyon açısından sorun yaşayacağı düşünülen genç nüfusa dönük projelere ağırlık verilecek. Bu nedenle hem AB hem Türkiye tarafı, bu nüfusun Türkiye’ye entegrasyonunun yanı
Türkiye, vatandaşlarının vizesiz Avrupa seyahati için görüşmelerini sürdürürken, yerine getirilmesi gereken altı kriterden biri için Kosova modelini gündeme taşıyabilir...
Brüksel
Türkiye, son dönemde Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini yeniden ivme kazandırma gayretinde. Türkiye bir yandan 18 Mart Mutabakatı çerçevesinde yer alan vize serbestisi kapsamında yerine getirmesi gereken 72 kriterden geriye kalan altısı üzerinde çalışırken, bir yandan da AB ile görüşmelerini sürdürüyor.
AB Komisyonu Göç, İçişleri ve Vatandaşlık İşlerinden Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos, Brüksel’de bir araya geldiği gazetecilere, “Vize serbestisi konusunda pozitif sinyaller var” dedi. Altı kriterden birinde daha, Europol ile yapılması gereken anlaşmada, Türkiye’nin önüne yine Güney Kıbrıs Rum Kesimi engeli çıkabilir. Adli iş birliği anlaşması olarak da anılan kritere göre, Türkiye’nin tüm üye ülkelerle adli iş birliği yapması gerekiyor. Buna ilişkin müzakereler bugün başlayacak. Ancak burada Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin vetosunun gündeme gelebileceği düşünülüyor.
‘İrade varsa yol vardır’
Brüksel’de gazetecilerle bir araya gelen Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı’ya göre, böyle bir engel çıkması hal
Yerel seçimde ittifak yapmayacaklarını ancak Cumhur İttifakı’nın süreceğini açıklayan AK Parti ve MHP liderleri, genel tabloyu dikkat alarak yerelde iş birliği arayışında ikinci turu başlatıyor
Partilerinin 23 Ekim Salı günü gerçekleşen Meclis grup toplantılarında yerelde ittifak arayışına son verdiklerini açıklayan MHP ve AK Parti Genel Başkanları, yaklaşık bir ay sonra baş başa görüşmede bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi davet edecek. Liderlerin ikinci tur için partilerin yerel yönetimlerden sorumlu isimleri Mehmet Özhaseki ve Sadir Durmaz’ı görevlendirmesi öngörülüyor. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde genel bir ittifakın zorluğunu tespit eden taraflar, daha lokal işbirliklerini görüşecek.
AK Parti ve MHP’nin 31 Mart 2019 yerel seçimleri için başlattığı ittifak arayışı, af ve Danıştay’ın Andımız kararına iki partinin farklı yaklaşımının da etkisiyle 23 Ekim Salı günü sonlandı. MHP lideri Bahçeli o gün grup toplantısında, “Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler, heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu
AK Parti ve MHP yerel seçimde ittifak arayışına “zorluğu” gerekçesiyle şimdilik virgül koydu. CHP ve İYİ Parti ise “resmi olarak” konuşmaya yeni başladı. Görünen o ki görüşme halkasına önümüzdeki hafta Saadet Partisi de (SP) eklenecek. Taraflar, trafiği teknik çalışma olarak niteliyor. CHP üst yönetiminden bazı isimlere göre, bu çabanın sonuç üretip üretmeyeceği henüz belli değil. Yani işbirliği kararı çıkabilir de çıkmayabilir de diyorlar. Çünkü Meral Akşener’in 24 Haziran sürecinde Abdullah Gül’ün adaylığı konusundaki tutumuna benzer bir tavır takınabileceği beklentisi var. Akşener, o zaman her parti kendi adayını çıkarsın demişti, şimdi de “bizim olsun” diyeceği il sayısını fazla tutabilir. Yerel seçimlerde genel seçime oranla oyunu yükseltme becerisi olan CHP’nin İYİ Parti ve SP gibi sağ partilerle ittifak kurmaksızın seçime girmesi gerektiğini savunanlar olduğu da dikkate alındığında, ittifakın netleşmesi için biraz daha beklemek gerekecek. Muhtemelen en geç aralık ayının ortasına kadar.
CHP ve İYİ Parti genel başkanları, adı her iki partiden de Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak geçen Mansur Yavaş’ın “ortak aday” çağrısından sonra görüşseler de CHP kaynakları
Haftaya damga vuran gelişmelerden biri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler’in, İtalya’nın ev sahipliğinde Palermo’da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı’ndan çekilmesiydi. Çekilmenin ardında, Türkiye’nin ve Katar’ın dışarıda bırakıldığı gayri resmi bir toplantı ve İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin bu toplantıya ilişkin paylaştığı fotoğrafın altında yazan bir ifade var. Türkiye’nin tepkisini anlayabilmek için iki şeyi hatırlamak gerekiyor. Önce Libya’daki durumu ve Türkiye’nin Libya dosyasındaki pozisyonunu.
Libya’da 42 yıllık Kaddafi yönetimi, 2011 Şubat’ında başlayan ayaklanma ile sona erdi. Kaddafi dönemi bitti ama ülke de geride kalan 7 senede siyasi istikrara ve barışa kavuşamadı.
İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin Twitter’dan paylaştığı bu fotoğraf krize neden olmuştu.
İki ayrı meclis var
Libya’da biri Tobruk’ta, diğeri Trablus’ta iki ayrı meclis ve rakip yönetim var. Karşıt gruplar arasında çatışmalar da sürüyor. Palermo’daki konferansın amacı, Libya’nın içerisinde bulunduğu krizden kurtulması için uluslararası toplumun desteğini sağlamaktı. Toplantı, mayısta Fransa’nın ev sahipliğinde düzenlenen toplantının da devamı