ABD Başkanı Donald Trump’ın Rus lider Vladimir Putin’e sert sözleri sonrası Moskova manevrasını yaptı ve Ukrayna’yı bir kez daha masaya çağırdı. 2 Haziran önerisinin adresi yine İstanbul’du. Fakat nasıl ki 15 Mayıs’ta tarafların görüşüp görüşmeyeceği bir türlü netleşemediyse şu anda da buna benzer bir tablo var.
Bu yazının yazıldığı Cuma saat 18:00 itibariyle durum şuydu: Rusya Ukrayna’dan ‘2 Haziran İstanbul teklifine’ yanıt; Ukrayna da Rusya’nın ‘ateşkes pozisyon kağıdını’ kendisine göndermesini bekliyordu. (Ukrayna 28 Mayıs’ta belgesini Moskova’ya göndermişti.) Ancak Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha 30 Mayıs Cuma sabah saatlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı basın toplantısında ‘Görüşmelerin öncesinde bu kâğıdı almak önemli’ diyordu.
Rus tarafı ise ‘bir kamu diplomasisi’ taktiğiyle, Fidan- Sybiha basın toplantısı devam ederken ‘Pazartesi görüşmelerine hazırız, toplantıda ateşkes tasarıları görüşülecek, detaylar kamuoyuna açıklanmayacak.’ diyordu. Muhtemelen bu sebepledir ki 27 Mayıs’ta Moskova’ya, 30 Mayıs’ta ise Ukrayna’ya giden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan basın toplantısında İstanbul buluşması için net konuşamıyordu. Akşam saatlerinde Devlet Başkanı Zelenski de hala ‘Rusya’dan kendilerine kağıdın gelmemesinden’ şikayet ediyordu.
Rusya’nın talepleri
Hiç kuşku yok ki taraflar masaya oturduğunda elini yüksekten açacak. Ukrayna ’30 günlük şartsız ateşkes ve Kırım dahil işgal edilmiş tüm topraklarını geri almak isteyecek’. Moskova ise ‘savaşı ortaya çıkaran kök sorunları’ alt alta yazacak. ‘Kiev’in Donetsk, Luhansk, Zaporizhia ve Kherson bölgelerinden çekilmesi, NATO üyeliğinden vazgeçmesi, Rusça konuşan Ukraynalıların korunması’ gibi taleplerin yanı sıra, Moskova’ya yönelik bazı Batı yaptırımlarının kaldırılması, dondurulmuş Rus varlıklarının serbest bırakılmasını da talep edecek. Ateşkes süresince Batı’nın Ukrayna’ya askeri yardımlarının durdurması da listede kuvvetle muhtemel olacak. Kırılma noktası ise Rusya’nın istediği, Batı füzelerinden kendini koruyacak ‘tampon bölge’ önerisi olacak.
Tampon bölge/hat önerisi
Rusya ‘tampon bölge’ talebini aslında bir yıl önce gündeme getirmişti. Geçen haftalarda Putin’in yeniden dillendirdiği bir öneri oldu. 20 Mayıs’ta geri aldıkları, sınır hattındaki Sumi bölgesinde 15 km genişliğinde bir tampon bölge oluşturulmasını önermişti. Ertesi gün de Ukrayna içinde bir tampon bölge oluşturulmasını talep etti.
İşi büyütense Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev’in 25 Mayıs’ta yayınladığı haritaydı. O harita Ukraynalıları dehşete düşürmüştü çünkü bu tampon bölge, Polonya sınırındaki Volyn ve Lviv’in küçük bir dar şeridi dışında tüm Ukrayna’yı kapsıyordu. Ruslara göre bunun mantığı da ‘Uzun menzilli İngiliz-Fransız Storm Shadow gibi gelişmiş Batı füzeleri tehdidini bertaraf edebilmekti’. Medvedev, bir de üstüne ‘‘Rusya orada bulunmalı: 550 km’ye artı olarak güvenli olması için 70 ila 100 km daha.’ demişti. Ukrayna’nın kuzeyinde de ayrıca tampon bölgelerden bahsetmişti. Eğer bir ateşkes sağlanacaksa ve Batı’nın Ukrayna’ya silah desteğini o sürede kesilmeyecekse, Rusya’nın ‘savaşa sebep gördüğü’ koşulları ortadan kaldırmanın formülü tampon bölge ve hatlardan geçiyor. O bölgeler kurulduğunda denetim kimde olacak gibi konular ise meselenin alt başlıkları.
30 günden uzun ateşkes çabası
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ‘tarafların pozisyonlarının tadil edilebilir’ olduğu görüşünde. Basın toplantılarında verilen mesajlardan anladığımız hedefi ‘uzun süreli’ bir ateşkes. Zaten Ukraynalı Dışişleri Bakanı’nın basın toplantısındaki ‘30-50-100, kaç günlük bir ateşkes olacaksa Ruslarla direkt konuşmak istiyoruz.’ sözleri de esneyebileceklerinin göstergesi. Türkiye’nin dörtlü liderler önerisi de (ABD-TR-Rusya-Ukrayna) Ukrayna’nın Putin ile görüşme talebiyle Rus lider Putin’in meseleyi ABD ile çözmek istemesinin ara formülü niteliğinde.