6740 sayılı Kanunla 10.08.2016 tarihinde 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununa eklenen madde gereğince; Türk vatandaşı veya mavi kartlı olup, 45 yaşının altındaki tüm 4-a ve 4-c kapsamındaki çalışanlar ve çalışmaya yeni başlayacaklar, otomatik katılımlı bireysel emeklilik sistemine (BES) dahil edilmişlerdi.
Otomatik katılımlı BES nedir?
Otomatik katılımlı BES, çalışanların çalışma döneminde sahip oldukları hayat standartlarını emeklilik döneminde de koruyabilmeleri amacıyla emekliliğe yönelik tasarrufu teşvik eden işyeri bazlı bir sistem. Otomatik katılımlı BES’te 45 yaşını doldurmamış, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Emekli Sandığı’na bağlı mevcut çalışanlar ile yeni işe başlayanlar, çalıştıkları işyerleri aracılığıyla sisteme dahil oluyorlar.
5 ila 9 çalışanı bulunan işyerleri için kritik tarih
Kanunda getirilen düzenlemeye göre, otomatik katılımlı BES’e kademeli bir geçiş süreci söz konusu.
Yani, özel sektör çalışanları işyeri büyüklüğü dikkate alınarak sisteme dahil ediliyor. Bu kapsamda, çalışan sayısı beş ve üzerinde olan bir işverene bağlı olarak çalışanlar 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren sisteme dahil edilecekler. Bu sistemdeki son genişleme olacak.
Yen
Stajyerlik, çalışma hayatında uzun soluklu bir kariyerin başlangıcı olabilir. Staj dönemi, sadece uygulamaya ilişkin esasları öğrenmek anlamına gelmiyor, aynı zamanda staj gören öğrencilerin yeteneklerini ve özgeçmişlerini geliştirebilecekleri, iş hayatını tanıyabilecekleri ve profesyonel çalışanlarla iletişim kurabilecekleri bir fırsat.
Mevzuat gereğince, bazı firmaların stajyer çalıştırma zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca, stajyer çalıştıran işverenlerin zorunlu staj döneminde stajyerlere ücret ödeme yükümlülüğü de söz konusu.
Hangi işletmeler stajyer çalıştırma zorunluluğu kapsamında?
Hangi işletmelerde mesleki eğitim gören veya staj yapan öğrencilerin çalıştırılması gerektiği 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile belirlenmiş durumda. Buna göre, mesleki eğitim kapsamında olan ve 10 ve daha fazla sayıda çalışanı bulunan işletmelerde mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi, mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumu öğrencilerine staj ve tamamlayıcı eğitim ya da mesleki ve teknik eğitim veren yükseköğretim kurumu öğrencilerine staj yaptırılması gerekiyor. Bu kapsamda, çalışan sayısının en az yüzde 5’i kadar öğrenci işletmede beceri eğitimi, tamamlayıcı
Yıllık ücretli izin çalışanların dinlenmesi için olmazsa olmaz bir hak. Bununla birlikte işyerlerinin büyük bir bölümünde yıllık izinlerin biriktiği görülüyor. Biriken yıllık izinler her ne kadar çalışanlarda işten ayrılmaları halinde ödenecek bir ek tazminat algısı yaratsa da hukuka aykırı bir uygulamadır. Esas olan yıllık iznin hak edildiği yıl içerisinde kullandırılmasıdır. Burada amaçlanan çalışanın yıllık olarak dinlendirilmesi ve iş sağlığı bakımından düzgün şekilde çalışabilir hale gelmesidir.
İşten ayrılan biriken izin parası alabilir
Çalışanlar çoğu zaman, “İzin kullanmayayım işveren bana iznin parasını versin” diyebiliyorlar. İşverenlerse biriken yıllık izinlerin ilerde maliyeti daha da artıracağını düşünerek, biriken yıllık izinlerin parasını aralıklarla ödeyerek o dönemi tasfiye etmek isteyebiliyorlar. Ne var ki bu mümkün değil, yıllık iznin muhakkak boş zaman olarak kullanılması gerekiyor. Çalışanlar bu haktan kendi istekleriyle bile vazgeçemezler. Ancak iş sözleşmesi sona ermişse, işte o zaman işçiler kullanılmadıkları izinlerinin paraya çevrilmesini isteyebilirler. İşten ayrıldıkları tarihteki brüt ücret üzerinden kullanılmamış yıllık izinlerini para olarak
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağıdır. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır. Çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olan kişiler malulen emekli olabilir. Ancak malulen başka şartlar da var.
Öncelikle rapor şart
İlk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporu almak için ilk olarak SGK merkezlerine başvurmak ve yetkili hastaneye sevk edilmeleri gerekir. Doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmeli. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim ödemesini borçlanma ile 1.800 güne tamamlayamıyorsa malullük aylığı alamaz.
İkinci şart, kişinin malullük için gerekli sağlık kurulu raporunu almak üzere SGK’ya başvurduğu tarihte en az 1.800 gün ödenmiş priminin olmasıdır. Malullük talep eden kişilerin SGK’ya başvurdukları tarihte en az 5 yıl prim ödemiş olmaları gerekmektedir.
1.800 gün borçlanma
Malulen emekli olma talebinde bulunan kişinin başvuru tarihinde 1.800 gün primi yok fakat
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yeni yayınlanan Küresel Ücret Raporu 2018/19, küresel düzeyde ücret artışının 2008’den beri en düşük seviyede olduğunu ve kadınların hala erkeklere göre yüzde 20 daha az kazandığını ortaya koyuyor. “Cinsiyete Dayalı Ücret Farklılıklarını Anlamak” teması ile yayınlanan raporda küresel ücret artışının zayıf ve dünya genelinde yüzde 20 civarında olan toplumsal cinsiyet farkının da kabul edilemeyecek kadar yüksek olduğu vurgulanıyor.
Raporda dikkati çeken ilk husus, küresel ücret artışının, 2008 ekonomik krizinden önceki seviyelerin çok gerisinde olması. 136 ülkeden elde edilen verileri içeren rapor, reel olarak, yani enflasyona göre, 2016’da yüzde 2.4 düzeyinde olan küresel ücret artışının 2017 yılında yüzde 1.8’e düştüğünü ortaya koyuyor. Dahası, küresel düzeyde ücret artışı 2017 yılında, son 10 yılın en düşük seviyede gerçekleşmiş durumda.
G20 ülkelerinde ücret artışları
Ücret artışlarının analiz edildiği rapora göre, ayrıca G20 ülkelerinde 2016 yılı itibarıyla yüzde 0.9 olan reel ücret artışı 2017’de yüzde 0.4 düzeyine gerilemiş durumda. Buna karşılık, gelişmekte olan ve yükselen ekonomiler kategorisinde yer alan G20 ülkelerinde, 2016
2012’ye kadar iş sağlığı ve güvenliği alanında başlı başına tek bir kanun yoktu. 6331 sayılı yasayla önemli bir adım atıldı. Kanun maddeleri tek tek ele alındığında günümüz modern işletmecilik anlayışıyla uyumlu, teknolojik değişimleri karşılayan bir yapıda olduğu görüldü. Özellikle iş kazasının ortaya çıkmasını önleyici, koruyucu bir anlayış kanunun geneline hâkim oldu.
Mevzuat tamamlansa da maalesef iş kazaları durmak bilmedi. 2013 - 2014 yılında yaşadığımız büyük maden kazaları ve inşaatlarda meydana gelen kazalar peşi sıra geldi. Ne yazık ki iş kazaları halen daha devam etmekte, hız kaybetmemekte.
10 ayda 1640 işçi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre 2018’in ilk 10 ayında 1640 işçimizi iş kazalarında kaybettik. Ülkemizde ayda ortalama 140 işçi iş kazasında yaşamını yitiriyor. Sadece ekimde iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı 177.
Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, ticaret/büro, metal, enerji, madencilik ve belediye/genel işler iş kollarında yaşanıyor.
İSİG Meclisi raporuna göre ekim ayında meydana gelen ölümlü iş kazalarında hayatını kaybeden işçilerimizin sadece 3’ü (yüzde 1.69) sendikalı. 174 çalışan ise (yüzde 98.3) sendikalı değil.
Örgütl
İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması iş yerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin alınması kadar işçilerin dikkatli bir şekilde iş yapmalarına da bağlıdır. İşçilerin dikkatli bir şekilde iş yapmaları ise ancak yeterli düzeyde dinlenmeleri halinde mümkün olmaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda dinlenme hakkı bir anayasal hak olarak Anayasa’da düzenlenmiştir. Bu hakkın kullanımı ise başta İş Kanunu olmak üzere birçok kanunda ayrı ayrı detaylandırılmıştır. Dinlenme hakkı çalışanın günlük ara dinlenmesinden yıllık ücretli izne kadar birçok dinlenme süresini kapsamaktadır. Fakat bu dinlenme sürelerinden bir tanesi var ki iş sağlığı ve güvenliği ihtiyacını aşmakta, çalışanın ailesi ve sosyal çevresiyle vakit geçirmesinin tek kaynağı olmaktadır. Hafta tatili işçilere yedi günlük zaman dilimi içinde en az yirmi dört saat dinlenme imkânı tanıyan tatil türüdür. Bu şekilde işçilere dinlenme imkânı tanındığı gibi, ailesiyle vakit geçirme imkânı da tanınmaktadır.
ÖNCEKİ GÜNLERDE ÇALIŞILMIŞ OLMALI
Hafta tatili İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre, işçiler tatil gününden önceki işgünlerinde çalışmış olmaları koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde en az yirmi dört saat dinlendirilmek zorundadır.
Emeklilik çalışanların statülerine göre, yani SSK’lı (4-a), Bağ Kur’lu (4-b) veya devlet memuru (4-c) olmalarına göre farklılık gösterir. Her bir statü içerisinde bulunanların belirli koşulları yerine getirmesi beklenir. Ayrıca, kadın çalışanla erkek çalışan arasında da emeklilik koşullarının tamamlanması bakımından farklılıklar vardır. Bugünkü yazımızda sigortalı, yani 4-a’lı çalışanlar bakımından emeklilik koşullarını inceleyeceğiz.
Genel olarak bir veya birden fazla işverene bağlı olarak hizmet sözleşmesiyle çalışanlar için 4-a, yani eski adıyla SSK koşulları geçerlidir. Bu sigortalılar için emeklilikte üç koşulun bir arada yerine getirilmesi şarttır. Hem emeklilik için gerekli yaşı tamamlayacak-sınız, hem prim ödemeniz dolmuş olacak hem de başlangıçta erkek ve kadın için farklı olan sigortalılık süreniz tamamlanacak. İşte bu üç koşul tamamlanınca emekli aylığına hak kazanırsınız.
SSK’lılar için emekli olma şartlarını sigorta başlangıç tarihi belirliyor. Sigortaya giriş tarihinize göre emeklilik yaşınız ve ne kadar prim ödeyeceğiniz ortaya çıkıyor. Sigortalıların emeklilik koşullarında zaman içerisinde yapılan yasal değişiklikler ise farklı emeklilik tarihlerinin ortaya