Kıdem tazminatı çalışma hayatının en önemli ve hassas konularından biri. Çalışanlar için kıdem tazminatı işyerinden ayrılmanın sonrasında elde edilen ve işsiz kalınan dönemde veya emeklilikte pek çok eksiği kapatan parasal bir hak. İşverenler açısından ise işçi çalıştırmanın maliyetleri arasında. Bu nedenle, işveren ve işçi tarafının kıdem tazminatına bakış açıları çok farklı. Kıdem tazminatı açısından teknik bir detay ise yılbaşında ve Temmuz ayında tavanın artması. Peki kıdem tazminatı tavanının artması ne anlama geliyor.
Kimler hak kazanabilir?
Kıdem tazminatı hakkı işçilere tanınmış bir haktır. Bu kapsamda 4/a’lılar, yani eski adıyla SSK’lılar var. Borçlar Kanunu’na tabi olarak çalışan işçiler hariç tüm işçilerin kıdem tazminatı alma hakkı bulunuyor. Diğer yandan, Bağ-Kur’luların ve memurların kıdem tazminatı alma hakları yok. Basın İş ve Deniz İş Kanunu’na tabi çalışan gazetecilerin ve gemi adamlarının da kıdem tazminatı hakları söz konusu.
Kaç yıl çalışmış olmak gerekir?
Bir işçinin iş sözleşmesinin kanunda belirtilen nedenlerle sona ermesi, kıdem tazminatı alabilmesi için yeterli değil. Bunun yanında, aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıl çalışmış olma şartı da söz konusu.
İşçi sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması, mevzuatta yapılan detaylı düzenlemelerle birlikte ancak konu hakkında farkındalığın artması halinde mümkündür.
Kültürün oluşması ve gelişmesi amacıyla yıllardır mücadele yürütülmektedir. Son dönemde atılan adımlardan biri de iş kazası yaşamayan işverenlerin ödüllendirilmesi sisteminin kurulması. Üç yıl boyunca 10’dan fazla çalışanı bulunan ve çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlik gelirinin bağlanmasına neden olan kaza yaşanmamışsa işverene prim teşviki sağlanacak. Teşvike ilişkin tebliğ 31 Aralık günü yayımlandı.
Sadece çok tehlikeliler yararlanabilir
Prim teşvikinden çok tehlikeli sınıfta yer alan ve 10’dan fazla çalışanı bulunan iş yerleri faydalanacak. İş yerleri tehlike sınıfına göre üçe ayrılıyor. Çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli... Çok tehlikeli iş yerleri madenler, inşaat gibi risk unsuru çok olan yerler. Çok tehlikeli sınıfta ve 10’dan fazla çalışanı bulunan iş yerleri teşvikten faydalanabilecek. Tehlikeli ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için teşvik söz konusu değil. Birden fazla çok tehlikeli sınıfta faaliyet gösteren iş yeri bulunan işverenlerin çalışan
Sosyal güvenlik sistemleri, kişileri gündelik veya çalışma hayatlarında karşılaşabilecekleri birtakım risklere karşı korumak amacıyla kurulmuşlardır. Bu riskler, hastalık veya iş kazası gibi kısa vadede ortaya çıkabilecek riskler olabileceği gibi, yaşlanma gibi uzun vadede de ortaya çıkabilmektedir. Riskler doğduğunda sosyal güvenlik sistemi devreye girer ve kişiye gerekli olan yardımları sağlar.
Esas sorun bu yardımların giderlerinin nasıl karşılanacağıdır. Dolayısıyla, sosyal güvenlik kurumlarının birtakım gelirlere sahip olmaları gerekmektedir. Kimi ülkeler bu geliri vergilerden karşılarken, kimi ülkeler de kişilerden aldıkları primlerle giderleri karşılamaktadır. Bizim benimsediğimiz sistem de primli sistemdir.
Primli sistemde sigortalılar ücretlerine göre belirli oranlarda prim öderler ve ödenen primler sosyal güvenlik sisteminin gelirlerini oluşturur. Prim tutarları belirlenirken sigortalının ancak belli bir miktara kadar olan ücreti dikkate alınır. Üzerinden prim kesilen ücrete, prime esas kazanç denilmektedir. Prime esas kazanç Kanunda sınırlandırılmıştır. Bir kişi çok yüksek ücret alsa da prime esas kazanç miktarı Kanunda belirtilen üst sınırı aşamayacaktır.
Tavanı aşamaz
Prim
Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu küresel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ölçmek için Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2006 yılından bu yana yayımlanıyor. 149 ülkeye ilişkin göstergelerin yer aldığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nin dört temel teması var. Söz konusu temalar ekonomik katılım ve fırsatlara erişim, eğitime erişim, sağlık ve hayatta kalma ile siyasal katılım ve güçlendirme. Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin neden olduğu sorunlara ilişkin küresel farkındalık yaratmayı amaçlayan endekste bu dört temel alanda kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar ortaya konuluyor.
CİNSİYETLER ARASINDAKİ KÜRESEL FARK YÜZDE 32
2018 yılı raporunun temel bulguları ise şu şekilde:
- Küresel düzeyde, cinsiyetler arasında ortalama olarak yüzde 32 düzeyinde farklılık söz konusu. Raporda incelenen 89 ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği açısından kaydedilen gelişmeler sayesinde bu yıl pozitif yönlü bir ilerlemeden bahsetmek mümkün.
- Mevcut eğilimlerin geleceğe de yansıması durumunda, küresel cinsiyet eşitsizliği farkının ancak 108 yıl içinde kapanacağı tahmin ediliyor. Cinsiyetler arasında kapanması en zor açık, ekonomik katılım ile siyasi katılım ve güçlendirme. Ekonomik
İşverenler çalışanlarının yaptıkları fazla çalışmalara karşılık fazla çalışma ücreti ödemek zorunda. İş Kanunu, fazla çalışmayı haftada 45 saat üzerinde yapılan çalışmalar olarak tanımlıyor. Buna göre kişi haftada 45 saatin üzerinde çalışıyorsa ‘fazla çalışma’ yapmış oluyor. Birçok işyerinde çalışanın 45 saati aşıp aşmadığı haftalık olarak değerlendiriliyor, haftanın bitiminde 45 saat aşıldıysa aşılan süre kadar fazla çalışma doğuyor. İşyerinde denkleştirme uygulanıyorsa haftalar arasında ortalama alınıyor, ortalamanın 45 saati aşması halinde fazla çalışma ücreti ödeme zorunluluğu doğuyor. Fakat uygulamada bazı işyerlerinde fazla çalışma ücretinin ödenmediği, kişinin fazladan yaptığı işin, daha fazla prim almak için yapıldığı düşünülerek sadece prim ödendiği görülüyor.
Yargıtay ne diyor?
Ücret İş Kanununun 32. maddesi uyarınca bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Kanunda ücret eklerine ilişkin tanımlama yapılmasa da Kanunda yer alan ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemeler ifadesinden prim ve ikramiyenin ücret eki olduğu sonucu doğmaktadır. Yargıtay’a göre; işçinin mal veya hizmet üretiminde
2019 yılı için asgari ücret net 2.020,9 TL olarak belirlendi. Asgari ücret çalışma hayatındaki pek çok konu için temel gösterge niteliğinde. Yani, asgari ücret artınca yalnızca asgari ücretlinin eline geçen net rakamda değil, çalışma hayatındaki pek çok noktada değişiklik oldu. 65 yaş aylığı alanlar, gelir testi yaptıracaklar, borçlanma yapacaklar bile asgari ücretteki değişimden etkilendiler. Çalışma hayatında asgari ücretle birlikte değişen hususları ve asgari ücretteki değişimden hangi kesimlerin nasıl etkilendiğini aktaracağım.
Temmuzda artacak mı?
Asgari ücret 2016 yılına kadar yılda bir kez ancak altışar aylık dönemler için belirleniyordu. Ocak ayından temmuz ayına kadar ilk altı aylık dönem için belirlenen miktar, temmuz ayında artıyor ve aralık ayına kadar ikinci altı aylık dönemde asgari ücret değişiyordu. 2016 yılından itibaren ise asgari ücret yıllık olarak belirlenmeye başlandı. 2019 yılı için de asgari ücret yıllık olarak belirlendi. Yani temmuz ayında asgari ücret artmayacak.
Bağ Kur primi etkilenir mi?
Eski adıyla Bağ Kur, yeni adıyla 4/b’liler her ay SGK’ya primlerini kendileri öderler. Bağ Kur’lunun ödeyeceği prim miktarı da gelirinden bağımsız olarak kendisi
18 Aralık, Birleşmiş Milletler tarafından her yıl göçmenlerin sosyo- ekonomik, siyasi, psikolojik ve hukuki sorunlarını vurgulamak amacıyla “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak kutlanıyor.
Uluslararası göçmen, yabancı bir ülkede doğmuş veya doğum yeri bilgisi bulunmayan yabancı kişi anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi tarafından yayınlanan göçmenlere ilişkin verilere göre, dünyada 258 milyon uluslararası göçmen bulunuyor.
234 milyonu çalışma çağında
Göçmen işgücü, halihazırda ikamet ettikleri ülkede çalışmakta veya işsiz olan çalışma çağındaki yabancıları ifade ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, göçmenlerin 234 milyonu 15 yaş ve üzerinde, yani çalışma çağında. Çalışma çağındaki göçmenler, 15 yaş ve üzerindeki küresel nüfusun yüzde 4.2’sini oluşturuyor. Bununla birlikte, 164 milyon göçmen de istihdamda yer alıyor. Göçmen işçiler de küresel düzeyde tüm çalışanların yüzde 4.7’sini temsil ediyor. Diğer taraftan, göçmenlerin bulundukları ülkeler itibarıyla işgücüne katılım oranları (yüzde 70), yerel vatandaşlarınkine (yüzde 61.6) oranla daha yüksek.
2017’de uluslararası göçmen sayısı arttı
Uluslararası göçmenlere ilişkin Uluslararası Çalışma
İş ilişkisinin sona ermesi halinde işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmaları iş ilişkisinin sona erme nedenine bağlıdır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi, kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin işten ayrılmasıyla işverenin işçiyi işten çıkarmasını birbirinden ayırmıştır. İşverenin işçiyi işten çıkardığı durumlarda, işçinin İş Kanunu’nun 25/II. maddesinde sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan bir davranışı bulunmuyorsa, çalışana kıdem tazminatı ödenmek zorundadır. Bu nedenle işveren işçiyi ister bildirimli olarak, isterse 25. maddede sayılan diğer sağlık nedenleri, zorlayıcı nedenler ya da tutukluluk nedeniyle derhal çıkarsın, kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. İşçi açısındansa tam tersi bir düzenleme getirilmiş, işçinin ancak İş Kanunu’nun 24. maddesinde sayılan haklı nedenlerden birine dayanarak işten ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı kabul edilmiştir. Haklı nedenler dışında işçi ancak üç nedenden birine dayanarak işten ayrılırsa kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.
Evlilikte, askerlikte ve emeklilikte kıdem tazminatı var
İşçinin kabul edilen ifadeyle istifa etmesi halinde kural olarak kıdem tazminatı hakkı bulunmamaktadır.