Eylül şehre dönüş ayı. Yaz rehavetinden kurtulup bol bol sosyalleşme zamanı.
Özellikle kültür-sanata doyacağımız, açılışlardan sergilere gezebileceğimiz bir ay. İşte şimdi öne çıkanlar...
Ayın ilk heyecanlı sanat etkinliği bu yıl beşinci edisyonu gerçekleşen Artweeks@Akaretler. UBS ana sponsorluğunda, Bilgili Holding desteğiyle düzenlenen Artweeks@Akaretler, 8 Eylül Çarşamba günü Sıraevler’de açıldı.
Artweeks@Akaretler, sanat koleksiyonerlerini ve sanat takipçilerini tanınmış yerli ve yabancı sanatçıların eserleriyle bir araya getiriyor.
Akaretler Sıraevler’de gerçekleşecek sergiler, 19 Eylül’e kadar devam edecek.
Ücretsiz gezilebilir
Artweeks@Akaretler’de; A11’de Zilberman Gallery, A19’da AICA Türkiye Başkanı Sinan Eren Erk küratörlüğünde Yıldız Holding Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan bir kesit, A25-27’de Sanatorium, Mine Sanat, Empire Project, Martch Art Project, artSumer, X-ist, A35’de Vision Art Platform, A37-39’da Pi Artworks, Merkur, Pilevneli, Ferda Art Platform, Mixer,
Tam iki yıl önce bu zamanlarda İstanbul’un önde gelen koleksiyonerleri, sanatçıları, sanat galerisi sahipleri ve yerli ve yabancı basından isimlerle Söğütlüçeşme hızlı tren istasyonunda buluşmuş, hep birlikte Eskişehir’e gitmiştik.
Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) açılışı için.
Bu vesileyle hem Eskişehir’i hem de UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alan Odunpazarı evlerini de görme şansımız olmuştu.
Erol Tabanca’nın Eskişehir’e kazandırdığı OMM, koleksiyonuyla olduğu kadar bu yıl olimpiyatlara ev sahipliği yapan Tokyo Olimpiyat Stadı’na da imza atan, şimdi Haruki Murakami’nin kütüphane projesi üzerinde çalışan Japon mimar Kengo Kuma imzalı mimarisiyle de dikkati çekiyor.
Müzenin mimarisinin yanı sıra Kağıthane’nin kurucusu Emine Tusavul imzalı logo tasarımı da çok başarılı.
OMM çalışanlarının kıyafetlerini ise Londra’da yaşayan Türk moda tasarımcısı Dilara Fındıkoğlu tasarlamış.
Müzenin açılışında Erol Tabanca koleksiyonundan bir seçki, Haldun Dostoğlu küra
Türkiye’nin önemli sanatçıları ve sanat kurumları dün aynı etiketi paylaştı sosyal medyada.
Sanatı birlikte yaşayabilmek için sizleri aşı olmaya ve sağlıklı bir şekilde salonlarımızda buluşmaya davet ediyoruz notuyla birlikte.
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, “Çok önemli. Bilim insanları aşının önemini vurguluyor. Rakamlarda şunu gösteriyor ki aşı olursak hastalığa yakalanma riskimiz azalıyor. Kültür sanat dünyası için izleyicilerin aşılanması ve salonlara aşılı gelmesi çok önemli” diyor.
Tüm sanat kurumlarının hep birlikte hareket etmesi de dün başlayan aşı kartı ya da PCR testi zorunluluğu da sevindirici. Ancak unutmamak lazım, PCR testler her zaman doğru sonuç vermiyor.
Üstelik testi yaptırdıktan sonra da virüse yakalanma riski var.
Ve işte bu durumda en koruyucu önlem aşı olmak.
Koronavirüse yakalanma durumunda bile bu süreci minimum hasarla atlatabilmek için.
Geçen yaz pandemiye rağmen harika geçmişti, bu yaz daha da iyi geçti diyen işletmeciler de var, çok fazla yeni mekân açıldığı ve orman yangınlarıyla moraller bozulduğu için işler de olumsuz etkilendi diyenler de…
6 Eylül’de okulların açılmasıyla Bodrum’da yaz da erken bitiyor. Trafik azaldı, uçaklarda kolay yer bulunuyor ve en önemlisi Lucca’da bile yer bulmak mümkün oluyor.
2021 yaz sezonunu geç açmış olsam da görüyorum, kiminle konuşsam herkes aynı şeyi söylüyor: Bu yaz Bodrum’un kazananı Lucca. Ne Maça Kızı ne Papermoon ne de Novikov ve Sakhalin gibi Rusya kökenli restoranlar Lucca’yla aşık atabildi. Hatta birçok popüler mekânın sahibi de en azından akşamüstlerini Lucca’da geçirdi. Tabii bir de süper yatlarla Bodrum’a gelen yabancılar da Lucca’yı anında keşfetti.
Mandarin Oriental’le yaşanılan sorunlar, ekipteki değişiklikler, pandemiyi hiçe sayan yakınlıkta kalabalığına rağmen, hatta 6 kişilik masalara 12 kişi sığdırılırken bile müdavimleri
Gastronominin turizm ve ekonomiye olan katkısı tartışılmaz. Ülkelerin en iyi pazarlama aracı. Aynı zamanda toplumun mutluluğuna ve ruh sağlığına da büyük etkisi var tabii. İşte tam da bu nedenlerden dünya gastronomiye bu kadar önem veriyor. Biz ise ne yazık ki uluslararası mecralarda şimdiye kadar gastronomiyle çok öne çıkamadık, kendi mutfağımızı dünyaya yeterince tanıtmayı başaramadık; Türk mutfağını markalaştıramadık. Artık Türkiye’de tam 40 üniversitede gastronomi bölümü var. Gastronomi eğitimine ciddi bir talep oluştu ve iyi yetişen bir kesim geliyor. ‘Masterchef’ biraz da bu yüzden bu kadar ilgiyle izleniyor. Gastroekonominin Türkiye’nin ekonomisinde kaldıraç etkisi yapabileceğini, Türkiye’nin gastroekonomi alanında yol haritası belirlemesi gerektiğini Turizm ve Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) zaman zaman hatırlatıyor.
Conde Nast Traveller’a konu olan Bodrum oteli
Bu yaz ise gastronominin turizm gelirlerine katkısının yadsınamaz boyutlara ulaştığı bir yaz sezonu yaşanıyor Bodrum’da. Artık ünlü yabancı
Dünyanın her yerinden tasarım, mobilya ve dekorasyonla az ya da çok ilgili herkes Nisan ayında Salone del Mobile fuarı ve Tasarım Haftası için yıllardır Milano’da buluşuyor.
Boşuna demiyorlar, İtalya ‘Made in Italy’ etiketinin gücünü biraz da bu haftaya borçlu.
Milano’da yılın en güzel zamanı moda haftası değil, hiç şüphesiz tasarım haftası.
Pandemi öncesi şehrin dört bir yanında sergiler düzenlenilir, Zona Tortona’dan Triennale ve Brera’ya birçok bölgede açılışlar ve partilerde sosyalleşilirdi.
2020’de Salone del Mobile ne yazık ki iptal edilmek zorunda kaldı, Nisan 2021’de gerçekleşmesi planlanan etkinlik ise 5 Eylül’e ertelendi.
Salone del Mobile bu pazar günü hem fiziksel hem dijital olarak başlıyor, 10 Eylül’e kadar devam edecek.
Bu yıl “Supersalone” başlığıyla gerçekleşecek 58. edisyonun küratörlüğünü Milano’nun Bosco Verticale adlı kulesindeki gibi dikey ormanlarıyla tanınan Milanolu mimar Stefano Boeri üstleniyor.
Bu durumda kaçınılmaz, fuarın
Bu yıl İstanbul’un önde gelen sanat galerileri Bodrum’da birer şube açtı.
Bodrum’daki her otel ve rezidans projesinin içinde bir sergi, hatta bir kısmında İstanbul’dan transfer sanat galerileri dikkat çekiyordu.
Şimdi ise Bodrum sezonu kapanmadan anlamlı bir sergi var.
Mina’nın Çocukları Projesi yarın Kolektif “Hafıza” sergisiyle Ramada Bodrum’da karşımıza çıkacak.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İstanbul Şubesi bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi’nin Ayça Okay küratörlüğündeki sergisi 11 Eylül’e kadar devam edecek.
“İçerisinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde ortak hafıza ile pozitif bir toplum tasarımı oluşturma fikriyle yola çıkan Kolektif “Hafıza” sergisi, Mina Başaran ve arkadaşlarının anısını yaşatmak amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanından dezavantajlı kız çocuklarının maddi ve manevi gelişimlerine destek olmak, kendilerine güven duymalarını, bedenlerini ve kimliklerini sevmelerini ve her türlü ayrımcılığa karşı durabilmelerini
20 yıl önce sonbahar-kış defilesinde sehpayı eteğe çevirdiği koleksiyonuyla moda tarihinde kendine yer edinmişti Hüseyin Çağlayan. Digital Pearl adlı tek kişilik yemek takımı da ilk bakışta bu sehpanın eteğe dönüştürülmesini hatırlatıyor
Hüseyin Çağlayan müthiş bir yetenek, bağımsızlığını koruyarak 27 yıldır moda dünyasında ayakta kalmayı başarabilmiş sayılı moda tasarımcısından biri. Hüseyin Çağlayan’ın işlerini takip edenler bilir; Çağlayan sadece bir moda tasarımcısı değil, aynı zamanda bir sanatçı ve endüstriyel tasarımcı.
Chalayan markasının yanı sıra başka işlerle de ilgileniyor. Marc Newson, Thomas Heatherwick ve David Adjaye gibi değerli isimlere de verilen Londra Tasarım Madalyası’nın da sahibi Hüseyin Çağlayan.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde ders veriyor, Uzak Doğu’da önemli markalarla iş birlikleri yapıyor, hatta Saddler’s Wells Tiyatrosu’nda dans gösterisi “Gravity Fatigue” (Yerçekimi Yorgunluğu) adlı bir eser bile sahneye koydu, sadece kostümlerini tasarlamakla da kalmadı,