Elon Musk ve Twitter konusunda sular durulmuyor. Şimdi de Twitter yatırımcıları, 44 milyar dolar’lık satın alma anlaşmasını askıya alan Elon Musk ve Twitter’a dava açtı.
Davada, Elon Musk yanlış beyanlar ve piyasa manipülasyonu ile Twitter’ın San Francisco’daki ana merkezinde kaos yaratması nedeniyle görevi kötüye kullanmakla suçlanıyor.
Hatırlayacaksınız, Elon Musk bir süre önce şirketi satın almak üzere hisse başına 54.20 dolar teklif etmişti.
Ancak Elon Musk’ın teklifini askıya almasıyla Twitter hisseleri yaklaşık yüzde 27 oranında düştü. Davada ayrıca Elon Musk’ın Twitter’daki hissesini ve şirketin yönetim kurulu üyesi olma planını açıklamayı geciktirerek finansal olarak fayda sağladığı da belirtiliyor.
Bununla da bitmiyor, 95 milyondan fazla takipçisi olan Elon Musk tarafından yapılan bazı paylaşımların da yanıltıcı olduğu iddia ediliyor.
Tabii en başta Elon Musk’ın sahte hesapların sayısıyla ilgili şüphelerini dile getirdiği ve satış anlaşmasını askıya aldığını ilan ettiği tweet’i de var.
Davada, Elon Musk’ın 13 Mayıs tarihinde
Hayatımızı güzelleştiren en önemli kurumların başında geliyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV).
Kâr amacı gütmeyen İKSV, 2022’de dile kolay tam 50. yılını kutluyor.
Önceki akşam Four Seasons Bosphorus’ta gerçekleşen 50. yıl kutlamasında Halit Ergenç, Cem Yılmaz ve Kenan Doğulu gibi popüler isimler de sahnedeydi.
Christie’s müzayede evinin yönettiği destek yarışında şimdiye kadar Venedik’teki Türkiye Pavyonu’nda işleri yer alan sanatçılardan Sarkis, Ayşe Erkmen, İnci Eviner, Ali Kazma ve Cevdet Erek’in bağışladıkları eserler satıldı.
Elde edilen gelir Venedik’teki bir sonraki Türkiye Pavyonu’na destek sağlayacak.
Aslında her şey Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın İstanbul için kurduğu bir festival hayalinin somutlaşmasıyla 1972’de başladı.
Tek bir İstanbul Festivali’nden 50 yılda güncel ve klasik müzik, sinema, sahne sanatları, güncel sanat ve tasarım alanlarında düzenlediği binlerce etkinlikte on iki milyonu aşkın izleyiciyi ağırlayan bir kuruma dönüştü.
Türkiye’de festival ve bienal olgusunun ye
Frieze New York’un ön izleme günü hıncahınç kalabalıktı.
Ön izleme gününde ilk saatlerde büyük satışlar yapıldı, ama tabii daha önceki yıllara kıyasla bu satışlar düşük kaldı.
Koleksiyonerler Art Basel’de son iki yılda yaşadıklarımızın yarattığı farkı görememelerine rağmen Frieze’de bunu görebildiklerini anlatıyordu geçen yıl.
Bu yıl da aynı durum geçerliydi.
Londra’da 1991’de bir kültür-sanat dergisi olarak başladı Frieze, daha sonra ise her yıl farklı zamanlarda Londra, New York ve Los Angeles’ta düzenlenen çok önemli bir fuar haline geldi.
Sanat koleksiyonerleri için eserleri Frieze’den almak da bir artı değer oldu.
Koleksiyonerlerin bir sanat eserini neden özellikle Frieze’den almayı tercih ettiklerini, Frieze’in bir ölçü ya da sanatla tanışma aracı olup olmadığını daha önce kurucusu Matthew Slotover ile konuşmuştum.
Matthew Slotover, bunu aslında Frieze’in değil, takipçilerinin belirlediğini anlatmıştı.
Ünlü bir blogger iken her şeyi geride bırakan Garance Dore’un tüm kariyerinden vazgeçmesi şaşırtıcıydı. Şimdi ise Garance Dore kendi cilt bakım markasıyla karşımıza çıkıyor.
2010’da modayla ilgilenenlerin yakından tanıdığı, dünyanın en etkili bloggerları, yani o dönemki influencerları Garance Dore ve Scott Schuman İstanbul’a geldi. O zaman favorilerimdendi Garance Dore. Tam 16 yıl önce illüstrasyonlarla başlıyor bloguna, sonra yorumlar ekliyor, en son da erkek arkadaşının da desteğiyle fotoğraf çekiyor. Fotoğraflar ve yorumlar illüstrasyonlardan daha çok ses getiriyor ve Garance Dore moda dünyasında önemli bir isim haline geliyor.
O zamanki erkek arkadaşı da kendisi gibi ünlü bir bloggerdı. Hatırlayacaksınız, Scott Schuman’ın “Sartorialist” adlı bir blogu var. Sartorialist’te daha çok farklı şehirlerden sokak modası fotoğrafları yer alıyor. Hatta önemli moda tasarımcıları Sartorialist’teki fotoğraflardan ilham aldıklarını itiraf ediyor.
Garance Dore ve Scott Schuman, “İstanbul” konulu bir moda ve seyahat
Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Sanat 23 Mayıs Pazartesi akşamı AKM’de büyük bir konsere hazırlanıyor.
Uluslararası başarılara sahip ve dünya sahnelerinde ülkemizi temsil eden genç müzisyenler bu konserde sahneye çıkacak.
ÇEV Sanat Başkanı Berrin Yoleri’nin organize ettiği ve ünlü orkestra şefi İbrahim Yazıcı’nın yöneteceği konserde kemanda Deniz Erten İspir, Ezgi Su Apaydın, Deniz Şensoy, Doğa Altınok, Duru Önhon ve Defne Güngör perküsyonda Elman Mecid, piyanoda Damla Ece Karataş ve Fikret Uçar, violoda ise İklim Özenli Olten Filarmoni Orkestrası eşliğinde performanslarını sergileyecek.
Jamal Aliyev’in solist olarak yer alacağı konserde Aliyev, Türk enstrümanları ve çello ile doğu ve batı kültürlerini buluşturduğu yeni albümü ‘Illusion’ı ilk kez canlı seslendirecek.
Onur konuğu Haldun Dormen
Gecenin onur konuğu Haldun Dormen açılış konuşmasını yapacak.Projenin daimi gönüllüsü Halit Ergenç de gecede yer alarak genç müzisyenlere destek olacak. 23 Mayıs’ta
Mardin Bienali yarın Alman Karargâhı’nda gerçekleşecek resmi açılışla birlikte başlıyor.
Alman Karargâhı’ndan tüm sanatçı, galeri ve konukların katılacağı açılış yemeği için Maridin Otel’in avlusuna geçiliyor.
“İnsan toprağın sakladıklarını keşfettiğinde, etrafındaki uçsuz bucaksız imkânları fark etti, bizi bugüne getiren, toprağın bilgeliğini adım adım anlamak oldu. Toprağın, ortaklaştıran ama yakından bakıldığında farklarımızı da ortaya koyan gücü, yarattığımız hikâyelere ilham verdi. Toprağın sunduklarıyla kurduğumuz sofralarda toplanarak birbirimize hikâyelerimizi anlattık, paylaştık, paylaştıkça ilerledik. İşte Mardin bu kültürlerin, hikâyelerimizin birleştiği toprağın, altın bir tepside sunulduğu bir masal gibi. Bu masalı beraber keşfetmek, Mardin’in, toprağın ve binlerce yıllık kültürlerin bir arada sunduğu tüm zenginliğe ortak olarak sanatla yoğurmak için Mardin Bienali’nin açılış yemeğinde buluşuyoruz” diye özetliyorlar.
Mardin Sinema Derneği ev sahipliğinde gerçekleşen,
Yıllar önce Milano Tasarım Haftası’nda tanışmıştım ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’la.
Leonardo da Vinci Bilim ve Teknoloji Müzesi’ndeki sergisini birlikte gezmiştik.
Bir spor giyim markasıyla yaptığı iş birliğini anlatmıştı: “Ben moda tasarımcısı değilim” diyerek.
Yaptığı koleksiyonun çok amaçlı olduğunu söylemişti. Duvara açık haliyle asılabilecek bir nevi dolaba dönüşebilen bir sırt çantasıyla başladığını anlatmıştı. “Milano’ya ilk geldiğimde parkta bir bankta yatmıştım. Onu düşünerek hem gündüz işe gidilecek hem de tersini çevirip bankta yatabileceğiniz kıyafetler, paltodan uyku tulumuna dönüşen tasarımlar yaptım” demişti.
Geçen yıl ise Eczacıbaşı Grubu’na ait VitrA için ‘Liquid’ başlıklı bir banyo koleksiyonuyla karşımıza çıktı Tom Dixon.
‘Liquid’, Dixon’ın ilk banyo koleksiyonu olma özelliğini de taşıyor.
VitrA yerli ve yabancı tasarımcılarla sık sık iş birlikleri yaparak dikkat çekiyor.
Londra’da Clerkenwell’de büyük bir showroom da açtı.
Gastronomi en önemli yumuşak güçlerden biri.
Aynı zamanda ülkelerin en büyük pazarlama araçlarının da başında geliyor.
Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği’nin (TURYİD) düzenlediği 3. Global Gastroekonomi Zirvesi çarşamba günü gerçekleşti.
Zirvede, gastronominin bir kaldıraç görevi görerek Türkiye’de bu sektörün hak ettiği yere gelmesini ve gastronominin potansiyelinin açığa çıkarılması hedeflendi.
İşte konu başlıkları…
- Açılış konuşmasını TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yaptı. Kaya Demirer konuşmasında yeme-içme sektörünün pandemi sebebiyle yaşadığı sürece ve değişen dinamiklere değinerek sektörün, TURYİD’in sağladığı enformasyon kabiliyetiyle ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle pandemi sürecinden güçlenerek çıktığını anlattı. Demirer, ayrıca zirvede katılımcı olan bine yakın öğrenci olmasından dolayı mutluluk duyduğunu söyledi ve