ÖYLE gözüküyor ki bir taraftan sıcak paranın yeniden Türkiye’yi karlı bir “oyun alanı” olarak görmeye başlaması, diğer taraftan mevduat faizlerinin, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine paralel olarak aşağı doğru seyretmesi, kaynakların hisse senetlerine yönelmesine neden oldu. Bu sağlıklı ve istikrarlı bir yöneliş olsa diyecek birşey yok. Ancak şunu görüyoruz ki borsamız, dünyadaki pek çok borsa gibi, benim “panikli spekülasyon sendromu” diye ad taktığım bir dönemi yeniden yaşıyor. Hızlı yükselişler, arada hızlı düşüşler arkasından daha hızlı yükselişler. Balon büyüyor!
Korkarım ki borsada şiddetli bir çöküş, Türkiye’yi çıkma çabası verdiği krizin içine yeniden sürükler. Ve de esasen çok küçülmüş bulunan ihracat hacmi, bizi döviz gereksinimlerimizi karşılamak için tekrar IMF’nin kapısına yönlendirir. Yapılan bütün kabadayılıklar unutulur ve IMF’nin “Zehirli Maşrapa”sından bir kere daha içmek zorunda kalırız.
Zehirli Maşrapa (Poisoned Chalice) lafı benim değil. İngiliz Profesör George Manbiot’un. Chalice, özellikle katolik kiliselerinde dini ritüellerde kullanılan maşrapa anlamınadır. Prof. Monbiot, 2003 yılında ünlü “The Guardian” gazetesinde “Poisoned Chalice” başlığı ile yazdığı bir köşe yazısında, IMF’nin, bizim gibi kendi ekonomisini idare edemeyen aciz ülkelere yazdığı reçetelerdeki ilacı, işte bu içinden kutsanmış şarap içilen maşrapayla sunulan “zehir”e benzetmişti. Monbiot makalesinin bir yerinde aynen şöyle söylüyordu: Hangi ülkede yazılırsa yazılsın, IMF reçetesindeki ilaç daima ekonomik krizin katlanmasına neden olmuştur. (The Guardian, 19 Ağustos 2003)
Monbiot, makalesinde, Macar iktisatçı Dr. Prognac Nagy’nin bir kitabından alıntılar yaparak, IMF’nin Macaristan’ı nasıl hiçbir neden yokken ağır bir ekonomik krize sürüklediğini, sonuçta ülkenin varının yoğunun sektör sektör yabancı şirketlerin eline geçtiğini anlatıyordu.
Dünya Bankası’nın eski Baş Ekonomi Danışmanı, Clinton’un Ekonomi Danışmanları Kurulu eski Başkanı, Nobelli iktisatçı Joseph Stiglitz de 2002 yılının yazında yayınlanan kitabında, krizlerin suçunun hareketli uluslararası likidite olduğunu açıkça ifade etmiş ve krizlere yanlış reçeteler veren IMF’yi de ağır bir dille eleştirmişti.
Stigliz ve Monbiot’un fikirleri, benim 1994 krizi öncesinden beri yazdıklarımı ve söylediklerimi öylesine destekliyordu ki ben de kendi köşemden Stiglitz ve Monbiot’un fikirlerine referans veren birçok yeni makale yazdım. Ülkemizi yönetenler belki okurlar diye.
Ama ne yazık ki yaşananlardan ders alma diye bir huyumuz yok. Ne sıcak paraya karşı bir önlem almayı düşündük. Ne de kriz patladığında IMF’nin yanlışlığı kanıklanmış reçeteleri dışında krize karşı bir ilaç geliştirdik.
O zehirli maşrapadan içmeye devam ettik.
Yeni bir krizle karşılaştığımızda, ki o yönde itiliyoruz, 1994, 1998, 2001 ve 2009 krizlerinde ülkece yaşanan felaketleri bir kere daha yaşayacağımızdan endişe ediyorum, değerli okurlarım.