DEĞERLİ okurlarım, Türkiye’deki Ermeni kökenlilerimiz Türk diplomatlarının Asala adındaki kanlı terör örgütü tarafından teker teker katledildikleri dönemde, çok önemli bir görev ifa ettiler. Patrikleri ve cemaatlerinin önde gelen üyeleri ile bu kanlı terör örgütünün cinayetlerine karşı çıktılar. Bu karşı çıkışlarının ve yurt dışında diaspora ile yürüttükleri sessiz görüşmelerin Asala terörünün sona ermesinde çok önemli rolü oldu. Bütün dünya gördü ki; Türkiye Ermenileri, kendi atalarının kanı adına yürütülen kanlı terörü tasvip etmiyorlar.
Belki de Ermeni olmayan bizler ne kadar 1914’te atalarımızın bilinçli, planlı bir soy kırım yapmadığına inanıyorsak, Asala terörüne karşı çıkan Türkiye’deki Ermeni önderler de atalarının bir soy kırıma uğradığına samimiyetle inanmışlardı. Ama bu, onların 80 - 90 yıl önce olan olaylar için bu gün masum Türklerin öldürülmelerine karşı çıkmalarını engellemedi.
Yahudi kökenlilerimiz de gene defalarca Amerika’da ve Avrupa’da Türkiye’nin tezlerini desteklemek için ciddi çabalar harcadılar. Kıbrıs konusu, AB konusu, soykırım konusu bunlardan bazılarıdır. Bu konularda Üzeyir Garihlerin, İshak Alatonların, Jak Kamhilerin ve daha nicelerinin verdikleri fedakârca uğraşa ben de bizzat şahit olmuşumdur.
Ermeni ve Yahudi kökenlilerimizin bu çabalarını fevkalade normal karşılıyorum. Çünkü burası Ermeni veya Yahudi kökenli olmayanlarımızın ne kadar anayurdu ise Emeni ve Yahudi kökenlilerimizin de o kadar anayurdu.
İşte aynen bu nedenlerle ben Kürt kökenlilerimizin de PKK’nın öldürdüğü o gencecik askerlerimiz, molotof kokteylleri ile yaktıkları 17 yaşındaki melek yüzlü “bi- günah” kızımız Serap için acı duymalarını, bunu yapanlara karşı çıkmalarını, yeter artık demelerini bekliyorum. Hiç şüpheniz olmasın ki, Kürt kökenlilerimiz, bu anlamsız kan döküşlere etkili oldukları sivil toplum örgütleri ile yurt içinde ve yurt dışında güçlü bir karşı duruş sergileseler çatışmaların sonu gelir.
Böyle bir karşı çıkış olmadan,
- “biz bölünmek istemiyoruz”,
- “bölünme korkusu boş bir vehimdir”,
- “biz etle tırnak gibiyiz”,
- “biz kardeşiz”, sözlerinin hepsinin içi boş kalır.
Eğer Kürt kökenliler bu söylemlerinin içini doldurmak istiyorlarsa orta yere çıkıp bu cinayetlere, bu kana tavır almak zorundadırlar.
Bu tavır alışı, artık DTP’den beklemiyorum, PKK’nın diğer yan örgütlerinden de beklemiyorum. Ama gerçek kardeşlik yanlısı Kürt kökenlilerimizden bekliyorum! Ermeni ve Yahudi kökenlilerimizin yaptığını onların da yapmasını beklemezsek Kürt kökenlilerimize haksızlık yapmış olmaz mıyız?
Kan ve yanık kokusu artık herkesin midesini bulandırıyor!
Edi bese kardeşlerim, edi bese!