GENELKURMAY Başkanı, darbe soruşturması kapsamında tutuklanan iki generali ziyaret etmek üzere bir tuğgenerali görevlendirmişti. Ben de 7.9.2008’de “Bir Ziyaret Üzerine” başlığıyla yazdığım köşe yazısında şunları söylemiştim,
“Derin bir nefes aldım! Türkiye artık huzur ve güven veren bir Genelkurmay Başkanı’na sahip. Bunu da sadece İlker Başbuğ’un devir teslim törenindeki konuşmasında Atatürk, laiklik, ulus devlet gibi kavramları vurguladığı için söylemiyorum. Konuşması yukardan aşağıya bilgi, akıl ve muhakeme dolu olduğu için de söylüyorum.”
Başbuğ, o günden beri yaptığı her konuşmada sağduyunun ve devlet adamlığının sesi oldu.
Türkiye’de, Türk Ordusu’na her ne bahasına olursa olsun cephe alan bir takım bağnazların bulunduğunu biliyoruz. Bunlardan bazıları, yaşı 70’e ulaşmış, tutukluluk şartlarında hastalanmış komutanları tedavi eden Haydarpaşa GATA Hastanesi için dahi, “Orada ‘Gata-kulliler’ oluyor!” diyebiliyorlar. Kendilerine “Liberal”, “İkinci Cumhuriyetçi” diyen bir takım “aydınlar(!)” da şeriat heveslilerle söz birliği içinde orduya saldırıyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en makul, en demokrasiden yana söylemlerine dahi, “Bütün bunlarla ilgili birşey söylemeye ne hakları var?” diyebiliyorlar!
Org.Başbuğ’un geçtiğimiz çarşamba günü medya temsilcilerine yaptığı, sağduyulu, medeni ve ordunun demokrasiye bağlılığını “altını çizerek” vurguladığı toplantıya dahi dil uzatılabiliyor.
Org.İlker Başbuğ bir konuşmasında J.F. Kennedy’den bir alıntı yapmıştı. Kennedy şöyle diyor:
“Siz, profesyonel askerler strateji, taktik ve lojistik konuları mutlaka bilmelisiniz. Bunun yanında ekonomi, siyaset, diplomasi ve tarihi de bilmelisiniz. Günümüzdeki sorunların, tek başına asker güçle tam olarak ortadan kaldırılmayacağını da anlamalısınız.”
Kennedy kendi ordusunun subaylarına, “ekonomiyi, siyaseti ve diplomasiyi jimnastik olsun diye öğrenin” demiyordu!
Belki hatırlayacaksınız, İngiltere’de de Genel Kurmay Başkanı Richard Danatt, Daily Mirror gazetesine Ekim 1996’da, “İngiltere Irak’taki kuvvetlerini indirmeli ve sonunda da Irak’tan çekilmelidir” diye beyanat vermişti. Politikacılar itiraz edecek gibi olduklarında da kuvvet komutanları Danatt’ı desteklemişlerdi. Sonuçta İngiltere Irak’tan asker çekti, o zamanki Başbakan Tony Blair de 27 Haziran 2007’de başbakanlıktan ayrıldı.
Amerika’da Nixon’un istifasından önceki zorlu aylarda Genelkurmay Başkanı Alexander Haig ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Beyaz Saray’da görevlendirilmiş, Nixon’un emirlerinin bunların imzası olmadan uygulanması yasaklanmıştı.
Dünyanın her yerinde silahlı kuvvetler demokrasinin son çaresi ve onu korumakla görevli bekçileridir değerli okuyucularım.
Türkiye’de de öyledir!