BİR ekonomi yazarı “tüneller üzerine” başlığıyla yazı yazarsa ekonominin içine girdiği karanlıktan bahsediyor diye düşünülür! Yanılma olmasın diye, başlığa “gerçek” sözcüğünü de ekledim!
Değerli okurlarım, İzmir-Aydın Otoyolu üzerine bir, İzmir’in kuzeyinde yer alan çevre yolu üzerine de iki tane tünel yapıldı. Doğrusu bu tünellere yaklaşım ikaz ışıklandırmaları, tüneller içinde her 100 metreye yerleştirilmiş acil durum telefonları, gidiş ve geliş şerit tüplerinin birbirlerinden ayrı olması, her 500 metrede bir tüneller arasında geçiş kapıları, tüm radyo frekanslarına girerek otomobilinizin içine yapılan ikazlar, hepsi dünyanın en ileri ülkelerini özendirecek bir çağdaşlıkta. Göreceli olarak kısa olan çevre yolu tünellerinde sürat limiti 90 kilometre. Üç kilometre uzunluğundaki 75. Yıl Selâtin (otoyolun bulunduğu yerdeki köyün adı) Tüneli‘nde ise hız limiti 80 kilometre. Tünelde araç farlarının yakılması, geçme yasağı, sürat limitleriyle ilgili her tarafta ışıklı ve sesli olarak defalarca uyarılıyorsunuz!
* * *
Tünellerde neden kurallara bu denli hassasiyet gösteriliyor:
1. Tünel kazalarında yangın çıkması sadece kazaya uğrayanları değil, o esnada tünel içinde olanların hemen hepsi için ölümcül tehlike yaratıyor. Çünkü: (a) Tünelin içi çok kısa bir süre içinde “taş fırına” dönüşüyor. İnsanlar da araçlarının içinde oğlak çevirmeye dönüyorlar (b) Yanan araçların boya, plastik aksam ve kumaşlarından çıkan zehirli dumanlar tünelin içindeki canlıları zehirliyor.
2. Işıklarınızın yakılması isteniyor, çünkü herhangi bir elektrik arızasında tünelin içi zifiri karanlığa gömülüyor ve araçlar birbirine giriyor. Bu nedenle park ışıklarını ya da flâşörlerini yakıp yola devam etmek de yeterli değil.
3. Bir de dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi tünellerde çıkan yangınlı kazalarda onlarca bazen de yüzün üzerinde feci ölümler oluyor.
* * *
Bizim tünellerde de bu nedenle her şey fevkalade çağdaş. Ancak gelin görün ki, bu tüneli kullananlar içinde çok sayıda bu kuralları bilerek ve gerçekten tehlikeli bir ilkellik sergileyerek ihlal edenler var.
Ben her geçtiğimde anormal hızlı seyreden kamyonlara ve otobüslere, birbirleriyle yarışan, itişen ya da ışıklarını açmamış araçlara, ciddi hayati tehlike arz eden şerit ihlallerine rastlıyorum. Ama tek bir defa dahi kontrol yapan trafik polislerine rastlamıyorum. Bir gün çok büyük bir felaketle karşılaşacağımızdan endişe ediyorum.
Hâlbuki ne kadar basit! 500 metre aralıklarla tavanlara radarlı kameralar yerleştirilse, kural ihlallerinde otomatik birer fotoğraf çekilse. Tünel çıkışında polis olduğu zamanlarda anında, olmadığı zamanlarda da adrese postalanarak cezalandırılsa bu ciddi tehlike engellenir.
Trafik kuralları insanlar için sevgili okuyucularım, diğerlerini bağlamıyor!