DEĞERLİ okurlarım, Bayramlar küskünlüklerin ortadan kaldırıldığı, sevginin paylaşıldığı günlerdir. Ben de bu gün sadece güzel şeylerden bahsetmek isterdim. Ama NTV’nin “Basın Odası” adlı programında öyle bir yorum yapıldı ki o yoruma ve yoruma konu olan olaya değinmeden yapamayacağım.
DTP genel Başkanı Ahmet Türk’ün İzmir’e gelişinde, DTP araçlarından oluşan konvoya infial içinde hücum eden bir grup halk ile konvoydakilerin kavgası “Basın Odası” programında yorumlanıyor. Programı Ruşen Çakır yönetiyor. Nuray Mert, Mehmet Y.Yılmaz, Mustafa Karaalioğlu olayı yorumluyorlar. Karaalioğlu’nun yorumu şöyle. Ona göre İzmir’de Kürtlere karşı büyük bir öfke birikimi olmuş. Medeni, aydın, ilerici olduğu söylenen bu kentin “medeni” insanları en ilkel silah olan taşlarla Kürt hemşehrilerine saldırıyorlar. Karaalioğlu, Kürtlere karşı böyle bir öfke ve nefretin nasıl oluştuğunu anlayamadığını vurguluyor. Ve ekliyor, bu saldırı olayının, “Kürt Açılımı” ile hükümetin ne denli doğru bir proje geliştirdiğini ortaya çıkardığını vurguluyor.
Eğer İzmir’de yaşamıyor olsam, eğer İzmir’de Kürt kökenlilerimize karşı hiçbir ayırım yapılmadığını, bu güne karar ne sokaktaki Kürt vatandaşlara, ne de Kürt mahallelerine karşı en ufak bir yan bakmanın dahi olmadığını bilmesem söylenenlere inanacağım. Dört milyonluk bir koca kent Türkiye’nin önünde nasıl böylesine ucuz harcanır? Biraz insaf!
İzmir’de PKK’nın tahrik ettiği bir avuç yüzleri poşularla örtülü genç, Nevruzlarda defalarca hiçbir neden olmadan taşlarla, sopalarla, vitrinleri kırmış, otomobilleri tahrip etmiş, polislere saldırmış, terör estirmiştir. Bu olayların hiç biri Kürt kökenlilerimize mal edilmemiştir. Olayların ertesi günü Kürt kökenlilerimiz güven içinde işlerine güçlerine, okullarına gitmiş, kimseden en ufak bir sitem işitmemişlerdir. Çünkü hiç kimsenin şüphesi olmamıştır ki onlar da Kürt Kökenli olmayanlarımız kadar PKK’nın bu tahriklerinden rahatsızdırlar.
Evet, İzmir öfkelidir. Ama İzmir’in öfkesi, Karaalioğlu’nun zannettiği gibi bizim kadar biz olan Kürt Kökenli hemşehrilerine karşı değildir. İzmirlinin, Boşnağıyla, Arnavutuyla, Türküyle, Lâzıyla, ve evet Kürtüyle, hep birlikte öfkesi, çocuklarını ölüme sürükleyen, birbirine düşman etmeye çalışan PKK‘ya ve PKK’yı reddedemiyen DTP’yedir.
Doğal olarak o öfke’nin böyle saldırılarla ifadesi fevkalade yanlıştır. Yapılması gereken, bizi düşman gibi göstermek isteyenlere inat bu güne kadar olduğundan daha da çok birbirimize sevgi ile kenetlenmek. Kürt, Boşnak, Laz, Arnavut, Türk demeden bir olmak, beraber olmaktır.
Bu bayram İzmir’deki sivil toplum örgütlerine bu sevgiyi, bu birlikteliği göstermek için ne güzel bir fırsattı. Kürt kökenlilerimizin yoğun yerleştiği mahallelere bayram tebriki ziyaretleri yapmak ne hoş olurdu.
Bayramınız kutlu olsun değerli okurlarım.