NE gerek var değerli okuyucularım? Ne gerek var Türkiye’yi, güzel ülkemizi, böyle bir gerilim havasına sokmaya?
Ne gerek var 70 milyonluk bir milleti korkular içinde yaşatmaya?
Ne gerek var göz bebeğimiz silahlı kuvvetlerimizi böylesine yıpratmaya?
Ne gerek var bir başörtüsünü sanki dinin en önemli kuralı ya da laik devlet düzeninin en önemli tehdidi gibi görüp, gösterip ülkemizi çağın çok gerisinde kalmış ayrılıklarla bölmeye. Nefreti körüklemeye, kini körüklemeye?
Ne gerek var?
İşim gereği çok ülke gezdim. Eminim okurlarım arasında benden çok daha fazla gezmiş, görmüş olanlarınız vardır. Doğası ve iklimini bir arada düşünün, bizim ülkemiz kadar güzeli var mı? Ne olur sanki bu tepişmeleri, öfkeyi, kini bir kenara bıraksak.
Bakın, dünya belki “1929 Büyük Buhranı”nı da küçük bırakan bir krizle mücadele ediyor. Güzel ülkemiz de bu krizin pençesinde. Merkez Bankası elinden geleni yapıyor. Artık iktidar da işin ciddiyetini kavramış çaba veriyor. Şimdi hepimiz bütün gücümüzü bu krizi müşterek ve inançlı bir gayret ile atlatmaya harcasak.
Ondan sonra da ülkemizi kalkındırmak için kavgayı dövüşü bırakıp büyük bir eğitim seferberliği başta olmak üzere ciddi bir kalkınma programını uygulamaya yoğunlaşsak.
Batımızda bizden geri ülke kalmadı. Doğumuzdakiler de bize yetişiyorlar. İran’da kızların okullaşma oranı bizden fazla! Mısır’da öğretmen başına bizden az öğrenci düşüyor! Yarın İran’ın, Suriye’nin, Mısır’ın gerisinde kalmayı da kendimize yedirecek miyiz?
Yapmayalım!
Durduralım artık bu kavgayı!
Geçmişin olaylarını deş deş hiçbir şey çıkmıyor.
“Olur mu, ihtilal yapacaklardı!” Yapacaklarsa da ellerinde olanak varken yapmamışlar. Yapmamışlar ya da yapamamışlar!
Kim önlemiş? Komplo ortaya çıkmış, yakalanmışlar da mı önlenmiş? Hayır, gene kendileri önlemiş! Sağduyu galip gelmiş. Sonuçta 29 yıldır yurdumuzda ihtilal olmamış!
Besbelli ki silahlı kuvvetler o dönemleri gerilerde bırakmış. Bu gün hala dünyanın en güzide ordularından biri olduğu dünyaca kabul görmüş bu kurumu karşı taraf yapıp, yıpratıp tahrik edip germek hangi ulusal çıkarlarımıza uyuyor?
Ordu tüm komutanları ile bir araya gelip en tepe komutanının ağzından garanti veriyor. “İçimizde ihtilalcı barındırmayız!”
Şimdi Türkiye’nin önde gelen dini liderleri, tarikatların, cemaatlerin başındaki liderler de aynı garantiyi Cumhuriyetin temel ilkeleri ile ilgili olarak verseler! Bir büyük ulusal barış olsa.
Kavgayı dövüşü bırakıp eğitimi, kültürü yüksek bir millet olmak için kenetlensek.
75 hadi bilemediniz 80 yıllık bir ömür için değer mi bu hırs? Birbirimize böyle acımasızca kıymak! Değer mi sevgili okurlarım?
Ne gerek var?!!!