DEĞERLİ okuyucularım ben bu “Kürt Açılımı” söylemine şaşırıyorum. Türkiye’nin insan hakları ile ilgili alacak çok yolu var.
Burada bir açılım yapacaksak onu anlarım.
Türkiye’nin demokrasi ile ilgili alacak çok yolu var. Orda bir açılımı da anlarım. Ama Kürt açılımını kesinlikle anlamam! Çünkü, o zaman sorarım, “Laz açılımına, Çerkez açılımına, Arnavut, Boşnak, Ermeni, Arap, Gürcü açılımlarına ve evet Türk açılımına ne oldu?” diye!
“Efendim, bizim bebeklerimize kendi dilimizde isim koymamız engellendi!”
Engellendi de bu Rojin’ler, Sitare’ler, Berfin’ler, Helin’ler nedir? Peki, kısa süren bir askeri yönetimde Kürtlerin engellendi de Arnavutların, Çerkezlerin, Boşnakların, Arapların engellenmedi mi? Ama bu da çoktan düzeldi!
“Efendim, bizim dilimizi kültürümüzü Türkler yok etmek istedi!” Peki de, hiç orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerine gittin mi? Orda konuşulan Türkçe’yi bizim anlamamıza olanak yok. Müzik bambaşka! En çok etnik Türklerin kültürü değişmiş! Bir de aç oku Musa Anter’in anılarını, “Ben her istediğimi hiçbir yabancı kelime kullanmadan Kürtçe anlatabilirim, ama yabancı kelimeler kullanmadan Türkçe’de bir fikri anlatmak mümkün değildir!”
Evet mümkün değildir. Değildir ama Türkçe’ye girmiş Lazca, Kürtçe, Arapça, Rumca kelimeleri ırkçı bir bağnazlıkla reddetmek yerine dilimizin zenginliği olarak kabulleniriz!
Anter’in yazdıklarını yazıp sonra da “Türkler bizi asimile ediyor” diyebilir misin? Dersen de ayıp olur, insafsızlık olur!
Değerli okuyucularım, Güneydoğu illerimizi geniş bir biçimde köyüyle, kentiyle dolaştım. Kahvelere girdim, sünnet düğünlerine gittim, gelin alaylarına karıştım. Güneydoğu’da Kürt asıllı vatandaşlarımızda vatan sevgisi sımsıcak devam ediyor. İstekleri bu terör belâsından kurtulup işlerine güçlerine bakmak. Şikâyetleri ise İzmir’in köylüsünün, İzmir’in kentlisinin şikâyeti neyse o! Geçim derdi, hortumculuk, haksızlık! Kimsede PKK’yı kurtarıcı görme yok. Korku var! Siz onun dertlerine eğilin, sevgisini kazanın yeter. Korku’nun sevgiyi yendiği nerede görülmüş?!
Esasen hiçbir açılım Abdullah Öcalan ve PKK’yı tatmin etmez. Gazeteleri okuyun, bakın ne diyor. “Kürtler demokratik bir ulus olarak varlık kazanacak. Kendi sporunu, eğitimini, dini örgütlenmelerini, meclisini, belediyelerini yapabilirse kendisi yapacak, kuracak. Hatta kendi öz savunması bile olacak. Kendi ihtilaflarını çözecek bir savunma gücü olacak. Federasyon deseler ben bunu kabul etmem. Benim çözümüm bunu aşıyor. ”
Yumuşatma cümlelerini atın, istenen ordusu, meclisi, bayrağı ile devlettir! Açılımınızda bunları verecek misiniz? Vermezseniz anlaşma olanağı yok! PKK dağdan sesleniyor, “Öcalan dinlenmezse çok daha yoğun biçimde hücuma geçeriz!”
Yok vermeye niyetleniyorsak, o zaman da sormak gerek değerli okurlarım, “Ordumuz PPK’ya mağlup oldu da bizim mi haberimiz olmadı?!”