WikiLeaks’in anatomisi...

11 Aralık 2010

SEVGİLİ Okurlarım, bugün de WikiLeaks olayının daha hafif bir yönüne değineceğim. Bu karmaşık olayın “anatomi”sini özetleyeceğim!
* WikiLeaks nedir? “WikiLeaks” kendisine sunulan ve normalde kamuya açıklanmamış belge ve bilgileri kamuya duyurmak için kurulmuş kar gayesi gütmeyen bir medya kuruluşudur. WikiLeaks adlı web sitesi 2006’da kurulmuş ve Sunshine Press adlı kuruluş tarafından yönetilmektedir. WikiLeaks, kurucularının Çinli rejim muhalifleri, gazeteciler, matematikçiler ve Amerika, Avrupa, Tayvan ve Güney Afrikalı “kuruluş teknolojistleri” olduğunu ifade etmektedir.
* WikiLeaks yönetimi ve aldığı ödüller: Birçok basın kuruluşu ve köşe yazarı WikiLeaks’in Julian Assange adlı “İnternet Aktivist”i tarafından yönetildiğini ifade etmektedir. 2008 yılında Economist dergisi WikiLeaks’a “Yeni Medya” ödülünü vermiştir. 2009 yılında da Uluslararası Af Örgütü, Kenya’daki Polis Cinayetleri ile ilgili yayınladığı bir belge nedeni ile Birleşik Krallık (İngiltere) Medya Ödülünü “Yeni medya” kategorisinde WikiLeaks’e vermiştir.
* WikiLeaks kelimesinin anlamı nedir? WikiLeaks ilk kurulduğunda, herkesin belge girebileceği bir site iken artık gönderilen belgeler site yönetiminin

Yazının Devamı

Başbakan’a teşekkür!...

7 Aralık 2010

SEVGİLİ okurlarım, senelerdir söylemekten dilimde tüy, kalemimde mürekkep bitti:
* “Ekonomide bütün kötülüklerün anası sıcak paradır.”
* “Sıcak paranın kaynağı ABD’nin 1970’li yıllardan bu yana verdiği yılda 600 700 milyar dolarlık dış ticaret açığını karşılamak için dünya piyasalarına pompaladığı dövizlerdir.”
* “Bu sıcak para bir ülkeye girerken döviz fiyatları düşüyor, o ülkenin parasının da fiyatı yükseliyor. Ülke üretimi rekabet edemiyor. İthalat, işsizlik ve dış ticaret açığı artıyor! Bu olayın adı Hollanda Hastalığıdır!”
* “Sonunda sıcak para panikleyip ülkeden hızla çıkarken de döviz fiyatları, faizler artıyor, borsa çöküyor, ülke parasının değeri çöküyor. Halkın paniklemesi ile ile talep, üretim ve milli gelir çöküyor. Bu olayın adı da adı ekonomik krizdir!”
* “Dünyada yılda el değiştiren döviz 1 katrilyon 200 trilyon lira. Bunun sadece 15 trilyonu ülkeler arası ticarette el değiştiriyor. Geri kalanı likidite işlemleri, spekülasyon, sıcak para!”
* “Sıcak para yabancı sermaye değildir, bu parayı yöneten fonlar borsaları ve döviz fiyatlarını manipüle eden, sırtımızdan para kazanan sülüklerdir!”

Yazının Devamı

“WikiLeaks ” belgeleri önemsiz mi?

4 Aralık 2010

SEVGİLİ okuyucularım, WikiLeaks olayının ortaya çıkması ile birlikte sızan belgelerle ilgili çok yoğun bir kampanya başlatıldı. Kampanyayı, bir bölüm gazete ve televizyonlarla, bazı yazar ve televizyon yorumcuları başlattı. Kampanyanın amacı, her ne bahasına olursa olsun bu belgelerin güvenilmez, üzerinde durmaya değmeyen belgeler olduğuna kamuoyunu inandırmak.
Bu belgeler hakkındaki iddiaları teker teker ele alalım:

Büyükelçilerin kariyerleri
1) “Bu belgeler bazı büyükelçilerin yazdığı dedikodu mahiyetinde olaylardır. Muhtemelen doğru olmayan ıvır zıvır bilgilerdir!” Bu düşünceden daha yanlış, ve daha yanıltıcı birşey olamaz. Unutmayalım ki büyükelçilerin kariyerleri, terfileri, mesleklerinde ilerlemeleri aktardığı bilgilerin doğruluğuna ve bu bilgiler üzerindeki yorumlarının ülkelerinin dış politikalarının oluşmasına yaptığı katkıya bağlıdır. Hiçbir büyükelçi yazdığı kriptolardaki bilgileri doğrulamadan hükümetine aktarmaz.

Diplomatik cümleler değil

Yazının Devamı

Tarih içinde demokrasi ve yeni CHP!..

30 Kasım 2010

SEVGİLİ okurlarım, denetlenemeyen kudret insanoğlunu baştan çıkarır!Avrupa yüz yıllarca kudretini Tanrı’dan aldığına inanılan Papa’ların taç giydirdiği krallar tarafından yönetildi. Bunlar yüzlerce yıl insanoğlunu Tanrı’nın ilahi kanunları ile yönettiklerini savundular.
İşte bu Allah’a dayandırılan, eleştirilemez, karşı durulamaz kudrete sahip olan Papalık ve krallar yüzyıllar boyunca engizisyonlarla insanlığa etmedikleri zulüm, etmedikleri işkence bırakmadılar.
Sonuçta Hıristiyan dünyası bu Allah adına insanları idare ettiğini iddia eden despotlardan yakasını çok uzun süren büyük mücadelelerle, ayaklanmalarla ve ihtilallerle kurtardı. İlk önce 30 Yıl Savaşları (1618-1648) olarak tarihe geçen büyük kırımlar yaşandı. Katolik ve Protestan krallar arasındaki bu tükenmeyen savaşlar sonucunda din adamlarının yorumladığı kurallarla insanların yönetilemiyeceği anlaşıldı. Din ve devlet işleri ayrıldı.
Daha sonra Amerika’da koloni halklarının İngiliz Krallığı’na karşı ayaklandığı Amerikan İhtilali (1775-1783) ve Fransız halkının ayaklandığı Fransız İhtilali (1789-1799) sonucunda demokrasi yönetimleri kuruldu. Demokrasiler halkın ve özellikle ABD’de General George Washington

Yazının Devamı

Trafiğin matematiği!..

27 Kasım 2010

SEVGİLİ okurlarım, bayramdan sonraki pazartesi günü oğlum aradı. “Baba” dedi, “Bayramda trafik kazalarının bilançosu gene korkunç di mi?”
Ben bir an düşünmeden, “Evet gerçekten de korkunç. Her bayram böyle oluyor” dedim! O yüzünde dolaşan muzip gülümsemeyi hissettiren bir ses tonuyla, “Aritmetiğini yap babacım, aritmetiğini!” dedi ve telefonu kapadı.
Hadi bakalım, açarsın interneti.
Gazetelerde manşetler:
“Trafik Canavarı Bayramda Yollardaydı!..”
“Bayramda bilanço korkunç!..”
“Canavar Bayram Tatili Yapmadı!..”

Yazının Devamı

Üç kriz riski...

23 Kasım 2010

EKONOMİ bugünkü rakamlara baktığınızda iyi gidiyor. “İyi gidiyor” diyebilmemizde en önemli faktör milli gelirin, sanayi üretiminin, ve istihdam edilen işçi sayısının artıyor olması, işsizliğin de azalıyor olması.
Ekonomi iyi gidiyor ama bazı konularda önemli riskler oluşuyor, ve bu risklerle ilgili olarak hiç bir etkili önlem alınmıyor.
* * *
1. Dış Ticaret Açığı: Cari Açık Eylül ayında geçen yılın Eylül ayına oranla yüzde 300 artarak 1 milyar 19 milyon dolardan 4 milyar 79 milyon dolara erişti. Dış ticaret açığı ise 5 milyar 658 milyon dolar. O da geçen yıla oranla %104.3 artmış. İhracatın, ithalat için gerekli dövizi karşılama oranı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında peş peşe %60’ın altında. Geçmişteki bütün ulusal krizlerimiz öncesinde bu istatistik %60’ın altına düşmüştü.
* * *
2. Değerli TL/Düşük Kur: Açığın nedeninin çok büyük oranda anormal düşük olan kurlardan, yani TL’nin aşırı değerli olmasından kaynaklandığını TİM tekrar tekrar söylüyor. Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan dahi, TL’nin değerlenmesinin Türkiye’nin aleyhine olduğunu medya önünde açıklıyor. Dünyanın sanayileşmiş ülkeleri paralarının değerini düşürmek, ya da rakip ülkeleri

Yazının Devamı

‘Boyumuzdan büyük işler’e karışmak!..

20 Kasım 2010

BAYRAMDA çok sevdiğim bir akrabamdan ilginç bir elektronik posta (e-mail) aldım. Hem beni “Prospect” adlı çok zekice kaleme alınmış yazı ve haberlerin yer aldığı bir dergiyle tanıştırıyor, hem de dergide 16 Kasım’da Brian Eno tarafından yazılmış kısa bir makaleyi gönderiyordu.
Bana bu makale ilginç geldi. Özetliyerek tercüme edeceğim. Makale, toplumda işlenebilecek en büyük suçun sizi toplumun yerleştirdiği yerden daha yukarlara yükselmeye çalışmak olduğunu söylüyor. Bir pop yıldızının toplumsal ya da politik bir konuda fikir beyan etmesine karşı gösterilen küçümseyici tepki aslında kıskançlık ve darkafalılıktan beslense de, o duygular şu sözcüklerle kamufle edilir: “Onun bu konuda nasıl bir bilgisi olabilir ki?” Ya da bizde daha sık duyduğumuz, “Herkes kendi işine baksın kardeşim!”
Bu tepkiyi gösteren kafalarda şöyle bir önyargı vardır. Bir tarafta olayları “bilen” uzmanlar vardır, diğer tarafta da bunların dışında kalan biz “bilmeyenler”!.. Ancak böyle bir klişeleşmiş hükmü savunmak artık hızla zorlaşmakta! Çünkü bilgi sanal ortamda büyük bir hızla yayıldıkça “uzmanlık” da artık bir ayrıcalık olmaktan çıkıyor! Bilgiye hepimiz kolaylıkla ulaşabildiğimize göre o

Yazının Devamı

Farklı bir özgürlük anlayışı!..

16 Kasım 2010

KURBAN Bayramınız Mubarek olsun. Sevdiklerinizle birlikte sağlık ve esenlik içinde nice bayramlar idrak etmenizi dilerim.
* * *
Belki dikkat etmişsinizdir ben genelde güncel olayları ele alırken olayın biraz soğumasını beklerim. Çünkü amacım o olayın içindeki şahısları eleştirmek değil, o olaydan hep birlikte bazı sonuçlar, tabir yerinde ise toplumsal dersler, çıkarmaktır.
İlkokullarda türban konusu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de sıkacak kadar eskidi. Olayın başlangıcı şöyle. Cumhurbaşkanının eşi Londra’da yaptığı bir konuşmada ilkokul öğrencilerinin başlarını örtmesine şu cümlelerle karşı çıktı:
“İlkokul öğrencisinin kendi isteğiyle başörtüsü takması sözkonusu olamaz. Türban konusunda ilkokulda değil, karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir. Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa ortadan kaldıracağız.”
Ne yazık ki medyamız bu çok önemli sözleri de magazinleştirdi. Halbuki bence konunun üzerinde durulması gereken iki önemli yönü vardı.
1. Birincisi Cumhurbaşkanının eşinin Hükümet adına konuşma iddiası idi. “Bu konuda bir cehalet varsa ortadan kaldıracağız” yani biz ortadan kaldıracağız! Bu “biz” denilen şey aslında ya hükümeti ima etmekte ya da AKP’yi ima etmektedir.

Yazının Devamı