Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BAYRAMDA çok sevdiğim bir akrabamdan ilginç bir elektronik posta (e-mail) aldım. Hem beni “Prospect” adlı çok zekice kaleme alınmış yazı ve haberlerin yer aldığı bir dergiyle tanıştırıyor, hem de dergide 16 Kasım’da Brian Eno tarafından yazılmış kısa bir makaleyi gönderiyordu.
Bana bu makale ilginç geldi. Özetliyerek tercüme edeceğim. Makale, toplumda işlenebilecek en büyük suçun sizi toplumun yerleştirdiği yerden daha yukarlara yükselmeye çalışmak olduğunu söylüyor. Bir pop yıldızının toplumsal ya da politik bir konuda fikir beyan etmesine karşı gösterilen küçümseyici tepki aslında kıskançlık ve darkafalılıktan beslense de, o duygular şu sözcüklerle kamufle edilir: “Onun bu konuda nasıl bir bilgisi olabilir ki?” Ya da bizde daha sık duyduğumuz, “Herkes kendi işine baksın kardeşim!”
Bu tepkiyi gösteren kafalarda şöyle bir önyargı vardır. Bir tarafta olayları “bilen” uzmanlar vardır, diğer tarafta da bunların dışında kalan biz “bilmeyenler”!.. Ancak böyle bir klişeleşmiş hükmü savunmak artık hızla zorlaşmakta! Çünkü bilgi sanal ortamda büyük bir hızla yayıldıkça “uzmanlık” da artık bir ayrıcalık olmaktan çıkıyor! Bilgiye hepimiz kolaylıkla ulaşabildiğimize göre o bilgiden yararlanabilme yeteneği önemli hale geliyor. Yani, “bilgi” anahtar olmaktan çıkıyor, onun yerini “muhakeme” alıyor.
Bu gelişme bir devrim olarak yayılmakta. Artık hepimiz yerleştirildiğimiz yerden yükselebiliriz. “Boyumuzdan büyük” konularla igilenebiliriz! Bunu gören birçok şirket, ar-ge faaliyetlerini sanal ortamda dünyanın her tarafından herkesin katkıda bulunabileceği platformlara taşıyorlar. Biliyorlar ki birçok serbest çalışan programcı hiçbir ücret de talep etmeden konuya katkıda bulunacaklar. Bunun en canlı örneği olarak meşhur bilgisayar devi Apple, oluşturduğu bir platformda iPhone’a herkesin uygulamalı programlar geliştirmesine kolaylık tanıdı. Bu gün iPhone için bu platformda sizin benim gibi insanların geliştirdiği 100 binin üzerinde uygulama programı var.
Bu, “kullanmayı arzu eden herkesin eline ilgili araç-gereçleri verme olanağı”, olarak adlandırılabilecek “devrim” artık bir temel kural olarak kabul görüyor. Internetteki “e-demokrasi” web sitelerinin demokrasinin daha iyi işlemesine yaptığı katkıyı düşünün. Yazar, İngiltere için örnekler veriyor. Ulusal politikacıları denetlemek için kurulmuş birçok site, yerel yönetimleri ve yöneticileri denetlemek için kurulmuş birçok site. Sorumluluk taşıyan vatandaşlar kendilerinin çok üzerinde, meslek ve ihtisaslarının da çok dışında konuları öğreniyor ve bu bilgileri daha iyi bir toplum için kullanıyor. Çok daha büyük sayıda vatandaş politikayla iç içe bir yaşam sürüyor.
Makale şöyle bir benzetmeyle son buluyor:
“Birçok zaman, politika salama benzetilir, ‘nasıl yapıldığını görmemek en iyisidir,’ denir. Ama bu günlerde insanlar salamlarının içinde nelerin olduğunu görmek istiyor, hatta onu kendileri yapmak istiyor!”
Vatandaşı yerine oturtup, “sen ne anlarsın, kendi işine bak, herşeyi biz biliriz” yutturmacılığı ulusal değil global bir davranış biçimi imiş, değerli okurlarım!