Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2010 yılında İstanbul Beykoz’da kurulan Türk - Alman Üniversitesi (TAÜ), Galatasaray Üniversitesi gibi devletler arası anlaşma ile güvence altına alınan “ayrıcalıklı” bir devlet üniversitesi. 

Öğrenim dili Almanca. Fen, Hukuk, İktisadi İdari Bilimler, Mühendislik, Kültür ve Sanat Bilimleri fakülteleri, Fen ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Yabancı Diller Yüksekokulu bulunuyor. Ayrıca alanında oldukça iddialı iki teknoloji parkına sahip. 4 bin 500 civarında öğrencisi var. Hedef 6 bin öğrenci… 

Rektör Prof. Dr. Cemal Yıldız gibi Almanlar tarafından görevlendirilen Genel Koordinatör Prof. Dr. Ferit Küçükay da bir hayli deneyimli. Akademik donanımlarının yanı sıra saha tecrübeleri de dikkat çekiyor. 

Haberin Devamı

Yıldız, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı mezunu. Dilbilim, metindilbilim, dil edinimi, yabancı dil ve anadili öğretimi konularında uluslararası deneyime sahip. Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği’nin yanı sıra MEB Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü’nde bulundu. Prof. Dr. Küçükay ise ön akademik kariyerini Münih Teknik Üniversitesi’nde tamamlayıp, Braunschweig Teknik Üniversitesi’ne profesör olarak atandıktan sonra, Taşıt Araçları Teknolojisi Enstitüsü Başkanlığı, Makine ve Elektrik Mühendisliği Fakültesi Dekanlığı ve Saksonya Eyaleti Bilimsel Otomotiv Araştırma Merkezinin (NFF) kurucu yönetim kurulu üyeliğini üstlenmiş. Bu arada Almanya ve çeşitli Avrupa ülkelerinin yanı sıra özellikle ABD, Çin ve Japonya’da sanayi ve teknoloji danışmanlığı yapmış. 

Yönetim ve öğretim kadrosu da yine titizlikle seçilmiş. Öğrenci profili de çok yeni bir üniversite olmasına rağmen birkaç bölüm dışında puan sıralamasında ilk 10’u hedef alanlar arasında… 

TAÜ öğrencileri, iki ülke arasındaki akademik bağlantılar sayesinde 38 Alman üniversitesi ve DAAD’nin (Alman Akademik Değişim Servisi) desteği ile değişim, burs, staj, yaz okulu ve benzeri avantajlara da sahip… 

Neden TAÜ? 

Gözlemlerimize geçmeden önce gelinisterseniz “Türk - Alman Üniversitesini tercih etmek için 10 neden”e bir göz atalım: 

Haberin Devamı

■ Devlet üniversitesi avantajları: Türkiye’deki liselerden mezunsanız katkı payı ödemeden, uluslararası öğrenci iseniz uygun ekonomik koşullar ile öğrenim olanağı. 

■ Akademik bağlantılar: Alman üniversiteler ve ilgili kurumlar ile değişim ve burs olanakları. 

■ Türk- Alman iş birliği: İki ülke üniversite

geleneklerinin en yüksek başarıları üzerine kurulmuş eğitim programlarından yararlanma. 

■ Seçkin akademik kadro: İki ülkenin tanınmış akademisyenleri tarafından hazırlanan ve yürütülen derslere katılım. 

■ Çok dillilik: İleri düzeyde Almanca ve İngilizce eğitim. 

■ Uluslararası deneyim: Almanya’daki yaz kurslarına katılım ve bir veya iki dönem partner üniversitelerde öğrenim. 

■ Özel fırsatlar: Almanca eğitim veren liselerin mezunlarına ayrılmış özel kontenjanlar. 

■ Staj avantajları: Türk ve Alman kuruluşlarında staj olanakları. 

■ Denklik ve çift diploma: Almanya’daki eğitim kuruluşlarınca tanınmış bir üniversitede eğitim görerek, çift depolama edinme. 

■ Yeşil kampüs: Beykoz’da doğa ile bütünleşmiş, öğrenci ve akademisyenlerin yakın iletim içerisinde olduğu bir kampüs yaşamı! 

Haberin Devamı

Madalyonun öteki yüzü 

Ülkemizde üniversiteleri en fazla ziyaret edenlerden birisi olarak, en az 10 yıl geçmeden, taşlar yerli yerine oturmadan üniversitelere gitmiyorum. 

İlk birkaç yıl barakalarda eğitim yaptığı için “ölü doğdu” yönünde bir algı oluşsa da yeni modern kampüsü ile ilk bakışta göz kamaştırıyor.

Detaylara girdiğinizde ise daha alınacak çok yolun olduğu görülüyor. Evet orman içerisinde ama tam bir beton yığını görüntüsünde ve tepesindeki ormanlık alan ise devasa bir şantiyeye dönüşmüş durumda. Yakın çevresinde hiçbir yerleşim birimi olmamasına rağmen Şehir Hastanesi yapılıyor! 

Kampüslerinin kuruluş aşamasında üniversitelere sınırsız mali destek sağlayan devletin olaylara şaşı bakış açısı hiç değişmemiş! 

Dağ başındaki kampüslerde yarısı boş devasa binalara kaynak ayırırken, öğrenci yurdu ve lojman söz konusu olduğunda hâlâ “cimri ötesi” olması anlaşılır gibi değil. Hiç değişmeyen bir başka ritüel ise inşaat kalitesi!.. Öğrenciler arasındaki puan uçurumu ve hazırlık sınıfında çok fire verilmesi de üzerinde kafa yorulması gereken bir durum. 

Alman eğitim kurumlarının soğuk yüzü TAÜ’ye de yansımış. Cıvıl cıvıl bir kampüs, öğrencilerin olduğu kadar öğretim kadrosunun da hoşuna gidecektir. Sanayi devi Almanya Bilişim Çağı’nı kaçırdığının hâlâ farkında değil ki hâlâ geçmişiyle övünüyor, keşke çok daha yoğun bir şekilde geleceğe de odaklansa ve bunu TAÜ’ye de yansıtsa… 

Özetin özeti: Büyük hayaller ile kurulmuş, çok önemli bir proje. Eminiz ki her geçen yıl çok daha güçlenecek ama önce kafalarını kumdan çıkartmaları ve ilk yıllardaki desteğin artarak devam etmesi gerekiyor.