Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her birimizin kalbinde ayrı bir yeri var. Onlar mutluysa biz de mutluyuz, onlar huzursuzsa bizim de huzurumuz kaçar. Uzaktaki köyümüz gibidir, gitmesek de, görmesek de kalbimiz oradadır…
1974’ten sonra maddi, manevi, vicdani olarak çok önemli katkılarımız oldu. Olmaya da devam ediyor. Dünya onları tanımasa da biz tanıyoruz. Sonsuza dek de bu böyle devam edecek…
Üniversiteler, KKTC’nin dünyaya açılması için çok önemli bir projeydi, çok da başarılı oldu. Ülke olarak siyaseten tanınmasa da verdiği diplomalar, dünyanın her yanında kabul gördü. Üniversitelere keşke çok daha fazla sahip çıkabilseydik, keşke bu denli sulandırmasaydık. Hâlâ geç kalınmış değil. Sihirli bir dokunuşla, kaliteyi dibe vurduran, bilimsel rekabet yerine ekonomik anlamda birbirinin altını oyan konumdan, tüm adaya rol model olacak bir yapıya dönüşebilirler. Dönüşmeliler de…
Ülkeyi gezerken alışılagelen ya da minik gibi görünen çok önemli ayrıntılara takılıp kaldım. Neden, neden, neden sorusunu kendime ve çevremdekilere onlarca kez sormak zorunda kaldım.
İşte onlardan sadece birkaçı:
Maraş
Çok uzun yıllar kapalı kaldıktan sonra ziyarete açılan Maraş’ı gezerken yüreğim cız etti. Bir kent adeta ölüme terk edilmiş ve ölmüştü. Küllerinden yeniden doğamaz mı? Doğar. Bu ay içerisinde ülkemizi ziyaret etmesi beklenen Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile umarız bu konuda uzun uzadıya görüşülür ve Maraş yine adanın parlayan yıldızı olur…
Şampiyon melekler
Adıyaman’da yaşanan deprem faciasında onlarca “şampiyon meleğin” yaşamını yitirmesi, 74 Barış Harekatı sonrasında yaşanan en büyük felaket olarak kayıtlara geçti. Ülkenin her yerinde onların izine rastlamak mümkün. Sorumluların ve yapı denetim sistemin sorgulanması, böylesi acıların bir daha yaşanmaması çocuklarını kaybeden ailelerin en büyük dileği!
AVM’de Başkonsolosluk
KKTC’ye bugüne kadar milyarlarca dolarlık yatırım yapan ve elinin altında çok sayıda vakıf yapısı bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin Gazimağusa Başkonsolosluğu’nun cadde üstü bir AVM’de hizmet veriyor olması inanılır gibi değil! İstense adada Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır yüzlerce bina bulunabileceği söyleniyor ama sonuç ortada!..
Yaz saati
KKTC hem bizimle, hem Avrupalı! Biz bir türlü kış saati uygulamasına geçmedik ama onlar geçmiş. Günlük yaşamda TL kullanılsa da ev ve araba gibi alım satımlarda hâlâ Sterlin geçerli. Tıpkı ters yön trafik akışı gibi İngiliz izlerini fazlasıyla görmek mümkün. Son yıllarda Rus nüfusta büyük artış olmuş. Rusça tabelaların artması da o yüzdenmiş…
Susuz tarım alanları
Kendi ölçeklerinde müthiş tarım alanları var ama susuzluk ve teşvikler nedeniyle üretim yerlerde sürünüyor. Zeytin, narenciye, enginar, hayvancılık ve tarım için yüksek potansiyel var. Türkiye’den gelen su, şu an için sadece evlerde kullanılıyormuş ama yeni sulama kanalları yapılmaya başlanmış. Tarım ciddiye alınsa o da üniversiteler gibi lokomotif güçlerden biri olabilir.
Gökdelenler
Bazı bölgelerde gökdelen furyası başlamış, Yakında TOKİ de gelecekmiş. En büyük alıcıları Ruslarmış. Peki ne kadarı planlı, programlı, dayanıklı, kalkınmaya ya da farklı amaçlara yönelik? Söylenti çok! Ada beton yanına dönüşmemeli. Klasik mimarisinden vazgeçilmemeli, belediye hizmetlerine, altyapı ve barajlara öncelik verilmeli…
Moral motivasyon
Ülke genelinde moral motivasyon önceki yıllara göre çok daha iyi de değil, kötü de. Böyle gelmiş böyle gider modundalar. Çok daha iyisine layık olduklarına ve yapılması gerektiğine inanıyorlar ama tıkanmışlar. Bunun getirdiği bezginlik, duyarsızlık virüs gibi her yeri sarmış!
Balıkçı yok kebapçı çok
Bir ada ülkesinde deniz ürünlerinin olmaması mümkün değil ama yok gibi. Hemen her tarafı kebapçılar sarmış durumda ve konuda çok başarılılar. Turizmi geliştirmek istiyorlarsa gastronomiye önem vermek ve çeşitlendirmek zorundalar ama bu hiç kimsenin umurunda değildi!..
Kumar reklamı yasak ama
KKTC ne cenneti diye sorulsa, akla ilk gelen kumar cenneti olur. Her adımda onlarla ya da reklamlarıyla karşılaşıyorsunuz. Kumar reklamı yasakmış ama bulundukları otellerle anıldıkları için yol boyunca ya da şehir içlerinde her yerde otel reklamları var…
Üniversiteler SOS veriyor
Üniversiteler KKTC’nin can simidi, hayat iksiri ve en önemlisi de sürdürülebilir kalkınmanın altın anahtarı. Ciddiye alınmaları ve yapısal reformlara gitmeleri gerekir. Teknoparklar açılmalı, ticari değil bilim kurumları oldukları hatırlatılmalı, öğrenciler yolunacak kaz olarak görülmemeli, ülkeye katkıları sadece maddi olmamalı!..
Özetin özeti: KKTC için yapılacak çok iş var hem de çok. Zaman da kabahatli arama zamanı değil el ve gönül birliği ile çözüm üretme zamanı!..
