Tek Neden Hakem Hataları!

1 Şubat 2018

Aykut Kocaman’ın “bunca yıllık tecrübem” veya “her şeyi biliyorum” gibi açıklamalarını zaman zaman işitiyoruz; tıpkı dün olduğu gibi. Bir teknik direktörden Sokrates bilgeliğini beklemek haksızlık olur ama çok genel olarak ve konudan bağımsız, bir insanın ne kadar bilge olduğunu, onun bildiklerinin değil bilmediklerinin farkında olması gösterir.

Aykut Hoca’nın zaman zaman kullandığı bir ifade de “çok net gözüküyor”. Sene başında bu sözün ardından “şampiyon olacağız” derken bugün Kocaman “şampiyon olamayacağız” diyor ve nedeni de hakemler olarak belirliyor.

Buna iki nedenle hiç katılmıyorum.

Birincisi hakem hatalarına genel anlamda fazla itibar etmemem. Zira bu hatalar bir veya birkaç maçın skorunu etkileyebilse de, üç aşağı beş yukarı, değişik zamanlarda her takımın lehine veya aleyhine oluyor ve bu hataların uzun vadede şampiyonu belirleme kuvvetleri çok az. Ha, eğer ortada federasyonun ve tüm hakemlerin el ele vermiş Fenerbahçe’nin hakkını yemeğe çalıştığı gibi çok ciddi bir düşünce varsa o zaman da hiçbir şey yokmuş gibi idman yapıp maçlara çıkmak anlamsız; maç sonu açıklamalarıyla bu işin üstesinden gelmeye çalışmak yerine direkt mahkemeye başvurulsun.

İkinci nokta

Yazının Devamı

Sakın O Sistem Yanlış Olmasın?

29 Ocak 2018

Fenerbahçe bu sezon ligde on dokuz maç oynadı. On dokuz hafta 1.710 dakika demek ve Valbuena bu süre içinde 1.070 dakika oyunda kalıp 6 gol attı ve 7 gol pası verdi; başka bir tabirle asist.

Fotoğrafçılık tabiriyle objektifi biraz daha yakına ayarlarsak son 810 dakikanın sadece 260’ında Valbuena sahadaydı ve bu süre içinde 3 gol attı, 3 de attırdı.

Fakat ne garip ki, bırakın onu geçmeyi, kendisine gole katkı anlamında yaklaşan ikinci bir isim olmamasına karşın Valbuena Fenerbahçe’nin değişmez bir oyuncusu değil; hatta kriz derecesinde kulübe mahkûmu.

Herkesin dilinde Aykut Kocaman’ın sistem teknik direktörü olduğu, onun sisteminden hiç ödün vermediği dolanıyor. Peki, bu nasıl bir sistem ki, geçen hafta Göztepe karşısında oyun 1-1 olduktan, bu hafta da yenik duruma düşüldükten sonra bir anda değişebiliyor veya yenen bir golle yok olabiliyor?

Bir başka istatistik, ki Trabzonspor maçı da dâhil bu sezon birçok maçta bu durum çok net görüldü, Fenerbahçe ne zaman çok adamla ve çok mevki ile savunma yapmaya çalıştıysa gol yedi, ne zaman “risk aldıysa” gol attı. Velhasıl o meşhur sistemin amacı ile sonucu birbirine taban tabana zıt.

Sakın o sistem yanlış olmasın?

Maçtan

Yazının Devamı

Abdurrahim Albayrak

25 Ocak 2018

Galatasaray’daki beklenmedik ve bir o kadar da devrim benzeri yönetim değişikliğinin güzel tarafı başkan Cengiz’in yapıcı, saygılı ve sağduyulu açıklamaları. Umarım başkan, diğerleri gibi güç zehirlenmesine maruz kalmaz ve bu tutumunu değiştirmez.

Bu olumlu taraf ile birlikte yeni yönetimin bir de ilgi çekici tarafı var o da Abdurrahim Albayrak’ın bir kez daha göreve gelmesi. Hayata sıfırdan değil, eksiden başlamış, karşılaştığı her zorluğu, kelimenin tam anlamıyla tırnaklarıyla kazıyarak aşmış bir adamın bugün 100.000 kişiye istihdam sağlayan büyük bir iş adamı olması, üstüne üstlük bunu yaparken de modern yaşamın vazgeçilmezi olarak düşünülen “tahsil”in kenarından bile geçmemesi Albayrak’ın hayatını tam bir başarı öyküsü haline getiriyor.

Albayrak’ın bu önemli özellikleri onun Galatasaray sevgisi ile birleşince onu önce sarı kırmızılıların 2000’lerin ilk yıllarında, sonra da 2014’teki Yarsuvat dönemlerinde iş başında gördük. Nitekim Albayrak’ın bu iki dönemde de takımın başarısında önemli bir rol oynaması, kendisini Cengiz’in listesine üst sıralardan dâhil etti ve Rizeli iş adamı, Galatasaray yönetimine üçüncü kez girmeyi başardı.

Çoğu işte olduğu gibi, bu işte de

Yazının Devamı

Dursun Duramadı

22 Ocak 2018

Galatasaray’ın durup dururken başkanlık seçimine neden gittiğini kimse tam olarak anlayamadı. En mantıklı tahmin, Dursun Özbek’in güvenoyu tazeleme isteğiydi ama görünen o ki evdeki hesap çarşıya hiç uymadı.

Dursun Özbek’in apar topar aldığı kongre kararı, rakiplerine doğru dürüst hazırlanma şansı vermediği ve işi bir anlamda oldubittiye getirmeye çalıştığı şeklinde yorumlanırken Mustafa Cengiz bu zorluğa karşın, on gün gibi kısa bir sürede hazırladığı liste ile yarışı kazanmayı başardı.

Bu yarışı çoğu Galatasaraylının düne kadar adını dahi bilmediği Cengiz’in kazandığını söylemek doğru olmaz; Özbek kaybetti. Peki, mevcut başkan, özellikle de Fatih Terim gibi büyük bir kozu oynadıktan sonra neden yenildi?

Özbek’in finansal karnesi maalesef çok başarısız oldu. Riva ve Florya arazilerinin satışı için zar zor aldığı yetki ile yaptığı anlaşmalar beklenildiği gibi kulübün düzlüğe çıkmasını sağlamadığı gibi, süreçte sapılan yanlış yollar kulübün önemli gelirlerden mahrum kalmasına neden oldu.

Tudor hamlesi, hem gelişi hem gidişiyle tam bir fiyasko ile sonuçlandı.

Özbek’in kardeşinin kulüp yönetiminde önemli görevlerde bulunması çok eleştirildi.

Cüneyt Tanman gibi önemli

Yazının Devamı

Cenk

18 Ocak 2018

Cenk umarım başarılı olur. Premier Lig, bana göre dünyanın en iyi ligi ama bu görüşüme katılmasanız dahi sanıyorum onun en popüler ve en göz önünde olan lig olduğu konusunda hemfikirizdir. Bu nedenle tıpkı iyi bir üniversitede okumanın, okuduğunuz bölümden bağımsız olarak, bir ayrıcalık olması gibi, oynadığınız takımdan öte Premier Lig’de top koşturmak herkese nasip olmayan bir meziyet. Belki Cenk, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü’ne giremedi ama aynı okulda işletme okumak da hiç fena değil.

Evertın’ı fazla yabana atmak istemiyorum zira Premier Lig’in kalburüstü, hatta zamanında, iki adım ötedeki Liverpul’dan daha başarılı olan mavi beyazlar bu sene gerçekten çok kötüler. Geçen seneye kıyasla başta Lukaku olmak üzere önemli isimleri kaybedip, onların eksikliklerini telafi edemediler ve tam bir orta sınıf takımı oldular. Aslında bu cümleler için “di’li geçmiş zaman” kullanmak daha doğru olur çünkü önce Cenk sonra ve daha önemlisi Valkot transferleri, ikinci yarıda çehrelerini değiştirebilecek kadar önemli işler. Valkot’un Cenk’ten daha önemli transfer oluşu, Cenk’ten daha iyi bir futbolcu olduğundan değil, Cenk’in onun gibi birine çok ihtiyacı olmasından

Yazının Devamı

Başakşehir

15 Ocak 2018

İki sene öncesine kadar pahalı bir transferi olmayan Başakşehir, geçen sezon başında, aralarında Cengiz Ünder’in de bulunduğu dört futbolcu için 8.8m avro transfer bedeli ödedi ve aynı sene sadece 900 bin avroluk oyuncu satış geliri elde etti.

Geçen sene, Cengiz Ünder’in Roma’ya rekor transferi ve diğer bir iki satış ile gelir 13.7m avro olurken yapılan transferlere 3.2m avro ödendi.

Kulübün geçen seneki naklen yayın geliri 16m avro civarındaydı ve Avrupa’dan yaklaşık 6.5m kazanıldı.

Kulübün hatırı sayılır bir maç günü (kombine kart ücretleri 200-400 TL arasında) ve mağaza geliri olmadığı ve belediye ile de doğrudan bir ilişkisi kalmadığı için açıkta kalan tek kalem sponsorluk gelirleri.

Yukarıdaki rakamları alt alta yazıp topladığımız zaman ortaya 25m avro gibi bir gelir rakamı çıkıyor ki bunun da başta, senede 2.2m avro alan Adebayor olmak üzere futbolcu ve teknik heyet maaşlarına harcanacağını kestirmek zor değil.

Bu koşullar altında Başakşehir senede 6m avro maaşla Arda’yı transfer etti.

Bu arada, Arda’nın Barselona ile sözleşmesi 2020 yılında bitiyor ve kiralama 2,5 yıl için yapıldı. Bunun anlamı Barselona’nın Arda defterini kapatmış olması ve bu defter

Yazının Devamı

Ozan Tufan

8 Ocak 2018

Ozan Tufan, Fenerbahçe’ye geldiğinden beri bekleneni bir türlü veremedi; kabul. Hatta ben dâhil birçok kişi Ozan’a gerektiğinden fazla tahammül edildiğini düşünüyordu. Fakat tam da fazla kilolarından kurtulmaya, oyun içinde kendini daha fazla hissettirmeye, kısaca toparlanmaya başladığı bir dönemde önce ilk on birin, şimdi de kamp kadrosunun dışında kalması herkesi çok şaşırttı.

Ozan’ın adının üstünün neden çizildiğini resmi olarak kimse açıklamadığı için meydan dedikodulara kalmış vaziyette. Bu durumda da en hafifinden en yüz kızartıcısına kadar insanın aklına her şey geliyor. Dedikoduları önlemek için bu konuda Aykut Hoca’nın dürüst bir açıklama yapması gerek. Fakat bu açıklama “taktik icabı” sınırları içinde kalırsa kimseyi tatmin etmez zira takımda taktik icabı gözden düşecek ilk isim asla Ozan Tufan değil.

Aykut Hoca için “sistem teknik adamı” tanımı yapılır. O, kafasındaki oyun sistemini hayata geçirmek için var gücüyle çalışır, bundan taviz vermez ve herkesten de bu sisteme uygun hareket etmesini bekler. Ozan Tufan’ın taktik icabı kadro dışı kalmadığını kabul edersek, Kocaman için yapılan sistem teknik adamı tanımındaki “teknik” sözcüğünü çıkarıp “sistem adamı” demek

Yazının Devamı

Çamurlu Cenk Tosun

4 Ocak 2018

Oturduğum bölge yeni bir yerleşim yeri. Son yıllarda yapılan yeni binalar, rezidanslar, lükse yakın restoran ve eğlence merkezleri nedeniyle bölgedeki evlerin fiyatları 1-2 sene gibi kısa bir sürede çok yükseldi. Bu fiyatlar bölgenin yabancıları için çok şaşırtıcı olmasa da 20 yıldır orada oturan mahalle sakinleri olan bitene bir türlü anlam veremiyor. Onlara göre, daha düne kadar çamur tarlası olan, oradan geçerken paçalarını sıyırdıkları bölgedeki evlere bu kadar çok para verenler tabiri caizse deli olmalı!

Cenk Tosun işi buna benziyor. Cenk’in Gaziantepspor yıllarını, Beşiktaş’taki ilk dönemlerini, kaçırdığı golleri ve kendi taraftarlarına yoldurduğu saçları; bir başka deyişle çamurlu zamanlarını bilenler için 27-28 milyon sterlin veya 140 milyon lira astronomik görünüyor ama tıpkı bizim mahalle gibi Cenk de artık eski Cenk değil.

2018 model Cenk, Şampiyonlar Ligi’nde iki yıl üst üste en güzel golü alma başarısını yakalamış, gollerin güzelliği bir tarafa sayısını da geçmişle kıyaslanmayacak kadar artırmış, gollerinin yanı sıra Porto maçında yaptığı gibi asist yeteneğini de geliştirmiş ve sadece 26 yaşında olan bir santrafor.

İşin bir de “paranın değeri” boyutu” var.

Yazının Devamı