Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Telsizlerin, telefonların ve diğer uzun mesafeli iletişim araçlarının icadından önce insanlar bir yerden bir yere mesajlarını iletmek için güvercinleri kullanırdı. Posta güvercini ismini verdikleri bu güvercinler, mesafe ne olursa olsun gideceği yeri de döneceği yeri de bilirdi. Güvercinlerin bu inanılmaz yetenekleri en çok savaş zamanlarında kullanılırdı. Posta güvercinlerinin karargâha geri dönme yollarını hızla bulma konusundaki muhteşem yetenekleri ve stresli koşullara karşı sarsılmaz dirençleri nedeniyle değerliydi. Mesaj taşıyan kuşlar öylesine güvenilirdi ki bu iletişim şekli 2006 yılına kadar dünyanın çeşitli bölgelerinde kullanıldı. Posta güvercinlerinin yüzyıllar boyunca bir iletişim şekli olarak kullanılması ne yazık ki kötü niyetli kişilerin aklına 'Bu kuşları farklı şekilde de kullanabiliriz' fikrini getirdi. İşte BBC'nin hazırladığı belgeselde her detayına büyük bir titizlikle yer verdiği projenin detayları.
MÜKEMMEL GÖRÜŞ VE MANEVRA KABİLİYETİNE SAHİPLERDİ
II. Dünya Savaşı sırasında, ABD ordusu posta güvercinlerinin yeteneklerini ciddiye aldı ve Project Pigeon olarak bilinen bir projeyi finanse etti. Projenin amacı güvercinleri füzeleri yönlendirmeleri için eğitmekti. Kulağa bilim kurgu gibi gelse de dönemin psikolog ve davranış bilimcisi olan Burrhus Frederic Skinner bu fikri ortaya attı. Davranışı ödüller veya cezalar kullanarak değiştiren bir yöntem olan 'edimsel koşullanma' konusundaki çalışmalarıyla ünlü olan Skinner, güvercinleri bir hedefi gagalamak üzere eğitebileceğine ve bunu yaparken bir füzenin rotasını yönlendirebileceğine inanıyordu.
Skinner, silah hedefleme sistemleri üzerinde düşünürken havada bir kuş sürüsünün uçtuğunu gördü. Sürü halinde uçan kuşlar Skinner'a ilham verdi. Birdenbire güvercinleri mükemmel görüşe ve olağanüstü manevra kabiliyetine sahip cihazlar olarak gördü. Burrhus Frederic Skinner füzeleri hedeflerine yönlendirmek için güvercinlerin kullanılmasının başarılı olabileceğini gerçek anlamda inandı ve bu yüzden güvercinleri göstereceği bir ekrandaki hedefin görüntüsünü gagalamaları için eğitmeye başladı. Proje, yetkililer için umut vadediyordu ve denemeye değerdi.
Masum hayvanları savaşa çekmenin yolunu bulan Skinner, Sovyet askerleri köpeklere patlayıcı bağlamayı düşünürken, ABD düşman şehirlerini yakmak için yarasalara zaman ayarlı yangın bombaları bağlamayı düşündü ve güvercinleri benzer bir şekilde silahlandırmaya çalıştı.
YAPACAKLARI TEK ŞEY GAGALAMAKTI
1940'lı yıllarda ABD Donanması Alman savaş gemilerine karşı koymak için yetersiz donanımdaydı. Skinner, füzeleri güvercinlerle yönlendirme planını bir çözüm olarak gördü ve aynı zamanda insanlığın hayvanlar aleminin üstün duyularına olan güveninin bir evrimi olarak gördü. Ona göre, güvercinler gelişmiş görüşleriyle füzeleri doğru bir şekilde yönlendirebilirdi ancak aynı zamanda onları insan askerlerden daha harcanabilir olarak görüyordu. Onun canlıları hiçe sayan bu görüşü oldukça tartışmalıydı.
BF Skinner, Project Pigeon'ın merkezi aygıtını güvercinlerin günlük olarak sergilediği bir yetenek etrafında tasarladı: Bir şeyleri gagalamak. Güvercinin füze olarak yapacağı tek şey gagalamayı bilmekti. Sonunda güvercin projesinin başlama tuşuna basıldı. Yapılan ilk simülasyon testinde, güvercinler bir füzenin ucundaki bölüme yerleştirildi ve bu bölümde güvercinler gagalamalarıyla füzenin yönünü kontrol edecek ve hedefe doğru ilerlemesini sağlayacaktı. Bomba hedefe doğru geri dönerken, güvercinler tekrar görüntüyü takip ederek ekranı tekrar ortalanmış konuma getirecekti. Bu şekilde güvercinler rotadaki herhangi bir sapmayı düzeltecek ve bombayı süzülme yolunda tutacaktı. Simülasyon testi başarıyla tamamlandı. Deney uygulanabilir görünüyordu ve güvercinlerin bir füzeyi etkili bir şekilde yönlendirebileceği kanıtlanmıştı. Ancak ulusal savunma araştırma komitesi bu yöntemi sağlıklı bulmadı. B.F Skinner deneyde elde ettiği başarılı hafife alınca sinirlendi ve sitemkar bir dille "Sorunumuz bizi kimsenin ciddiye almaması" diyerek projeyi uygulamama kararı aldı. B.F Skinner çalışmasının başarılı bulunmaması ile hazırladığı bu projeden vazgeçtiğinde takvimler 1944 yılını gösteriyordu.
BBC'nin hazırladığı belgesele konuşan Skinner'ın kızı Julie Vargas' göre, 1944 yılında alınan bu karardan sonra B.F Skinner projenin yeniden konuşulacağına dair ümidini kaybetmişti. Project Pigeon resmi olarak 1944'te öldü ancak ruhu daha uzun süre yaşadı. ABD ordusunun bir kolu B.F Skinner'ın önerisiyle ilgilenmese de, diğer taraf bu projeyi bir potansiyel olarak gördü.
PROJE YENİDEN GÜNDEME GELDİ
1948'de ABD Donanması, Project Pigeon'ı yeniden canlandırmak için Skinner'a yeniden geldi. Orcon Projesi olarak adlandırılan bu yeni yineleme, güvercinleri daha da gelişmiş bir teknolojiyle test etti. Güvercin kafalarına takılı kasnaklarla füzeleri kontrol etmek yerine, Skinner bu sefer güvercin gagalarına takılı yarı iletken yüzeyler ve altın elektrotlar kullandı. Projenin hayata geçeceğine dair içinde bir ümit yeşeren B.F Skinner bu kez de elektronik güdüm sistemine takıldı. Orcon projesi yerine elektronik güdüm sistemlerinin daha etkili olacağı düşünülünce güvercin projesi 1953 yılında ikinci ve son kez iptal edildi. Ancak güvercinleri füzelere sokma fikri 1953'te rafa kaldırılmış olsa da Skinner'ın gerçekleştirdiği çalışma, radar operatörlerinin sadece ekranlarına dokunarak radar blip'lerini bildirmelerine olanak tanıyan donanmanın 'Pick-off Display Converters'ının önünü açmaya yardımcı oldu.
Skinner füzeleri manevra etmek için güvercin kullanmaktan vazgeçmek zorunda kalsa bile güvercin kullanmaktan asla vazgeçmedi. Projelerden kalan birçok kuşu sakladı ve onları ara sıra tekrar test etti. Project Pigeon sona erdikten 6 yıl sonra dahi denekleri tüm eğitimlerini korudu. Dahası, Skinner öğrendiklerini daha fazla öğretim makinesi geliştirmek için kullandı. 1957'de Harvard öğrencilerine doğa bilimleri öğretmek için tasarlanmış bir makine yaptı. Yıllar içinde birçok çalışmasında güvercinleri kullanmaktan vazgeçmeyen Skinner'dan geriye ise sadece yaptığı çalışmalar kaldı.