PazarMelodram seven toplumlar Türk yapımlarını tercih ediyor

Melodram seven toplumlar Türk yapımlarını tercih ediyor

20.04.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:

TÜİK’in açıkladığı verilere göre Türk dizi ve film sektörü 2024’te 602 milyon dolar ihracat seviyesine ulaştı. Peki, 150’yi aşkın ülkede 800 milyon insanın izlediği yapımlarda hangi diziler hangi ülkelerin favorileri? Akademisyenler Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur ve Doç. Dr. Pınar Aslan’la konuştuk.

Melodram seven toplumlar Türk yapımlarını tercih ediyor

SEYHAN AKINCI- TV dizileri uzun zamandır ekranların tek hâkimi. Bir önceki bölümün tekrarı ile başlayan akşam bir sonraki bölümün merakla beklenen fragmanına geri sayımla tamamlanıyor. İlginç olan bu yapımların benzer heyecanı dünyanın farklı noktalarında da yaratıyor olması. Bu heyecanın yarattığı ekonomik değeri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladı. TÜİK’in verilerine göre 2024’te dizi ve film sektöründe 602 milyon dolar ihracat seviyesine ulaşıldı. Yerli yapımlar, birçok platform aracılığıyla 150’yi aşkın ülkede 800 milyondan fazla seyirciye ulaştı. Ticaret Bakanlığı tarafından, dizi ve film sektörüne 2024 yılında önemli bir kısmı yurt dışı etkinlik katılım, reklam, tanıtım, pazarlama, dublaj ve altyazı desteklerini kapsayan 47 milyon liradan fazla destek ödemesi yapıldı. Bakanlık bu yıl da Türkiye’nin küresel pazarda ilk 5’teki yerini korumasına yönelik destek ve çalışmaların süreceği belirtiyor. Peki, bu rakamlar bize ne söylüyor? Hangi diziler, hangi ülkelerin favorisi? Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Pınar Aslan’la konuştuk.

Haberin Devamı

Melodram seven toplumlar Türk yapımlarını tercih ediyor

Doç. Dr. Pınar Aslan: Hayranı oldukları ünlünün kuaförünü bile biliyorlar

Bu rakamlar bize ne söylüyor?

TÜİK verilerine göre belirtilen ihracat seviyesi bize Türk dizi sektörünün ne kadar büyüdüğünü göstermesi açısından önemli. Tek bir dizi setinde yüzden fazla kişinin çalıştığı düşünülürse Türk dizi sektörü hem istihdam yaratması hem de yurt içi ve yurt dışına sürekli içerik sağlayacak altyapı ve yaratıcılığa sahip olması açısından dikkat çeken bir konuma geldi. Bu başarının artarak devam etmesinin en önemli gerekliliklerinden biri sektör ve devletin bu konuda iş birliği yapması ve uygulanabilir kültür politikalarına birlikte imza atmasıdır. Devletin Türk dizi sektörüne dair teşvik geliştirmesi, yani bu başarıyı hem sahiplenmesi hem de desteklemesi son derece olumlu bir durum. Güney Kore’nin uzun yıllardır devlet politikası olarak benimsediği “popüler kültürü üzerinden yumuşak güç yaratma” vizyonunun meyvelerini son yıllarda fazlasıyla aldığı düşünülürse, Türkiye’de de benzer bir seferberlik için tam zamanı diyebiliriz.

Haberin Devamı

Hangi diziler hangi ülkelerin favorisi?

Dünyada popüler Türk dizilerini listelerken öncelikle ikonik dizilerden bahsetmek gerekiyor bence. Örneğin, “Binbir Gece” Latin Amerika’da yayınlanmış ilk Türk dizisi olmanın da verdiği avantajla bir sansasyona dönüşmüş durumda. Tekrar tekrar gösterilmiş dizinin oyuncuları Latin Amerika’da hâlâ çok iyi tanınıyor çok da seviliyor ve takip ediliyor. Sonrasında gösterime giren “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisi ise sarsıcı hikâyesi nedeniyle yayınlandığı hemen her ülkede büyük bir başarıya ulaşmış durumda. Bu nedenle de ikonik diziler arasında sayılması gerektiğini düşünüyorum. Türk dizilerinin Arap coğrafyasında yayılmasına önayak olan “Gümüş” dizisi de kesinlikle ikonik diziler arasında, yalı dizilerinin iyi bir örneği olarak Türk dizi tarihi için de önemli bir gelişmeydi. Ödüllü dizilerimizden “Kara Sevda” da gösterime girdiği ülkelerde büyük başarılara imza atıyor ve izleyicilerin Türk dizilerini izlemeye devam etmesini sağlaması açısından önemli bir içerik sunuyor. Bunların yanında “Muhteşem Yüzyıl” da Türkiye’nin başarıyla ürettiği tarihî diziler kategorisinde ilk olması nedeniyle oldukça ünlü. İkonik dizi kategorisinde değerlendirebileceğim onlarca dizi var açıkçası: “İstanbullu Gelin”, “Adını Feriha Koydum”, “Medcezir”, “Kara Para Aşk”, “Ezel” gibi Türk dizi tarihinde önemli bir yer edinmiş dizilerimizin çoğu Türkiye’deki başarısına benzer sayılabilecek sebeplerden ötürü yurt dışında da seyircisini buluyor. Bu dizilerin yanında dünyanın farklı bölgelerinden görüştüğüm Türk dizisi hayranları için ilk izledikleri Türk dizisi her zaman çok özel oluyor. Bu diziye bir platform üzerinden ulaşmış veya arkadaş tavsiyesi üzerine izlemeye başladıkları içeriğe hayran kalmış olabiliyorlar. Bu da onlarda günceli takip etme isteği uyandırıyor. Yani yaşadıkları ülkenin televizyonunda yayınlanan dizilerin yanı sıra internet ve sosyal medyayı da aktif kullanıyorlar. Biz Türkiye’de yayınlanan dizileri güncel olarak izlemelerine şaşırıyorken onlar hayranı oldukları ünlünün kuaförünün kim olduğunu bile takip edecek kadar yakından izliyorlar tüm gelişmeleri.

Haberin Devamı

Dizi çiftlerinin bu rakamlardaki etkisi nedir, nasıl yorumlanabilir?

Haberin Devamı

Dizi çiftlerinin “kimyasının tutması” veya tutmaması, seyircinin en çok ahkam kesebildiği konulardan biri. Bir diziyi izleyip izlemeyeceklerine karar verme konusunda bazen hikâye kadar etkili olabiliyor. Bu nedenle de hem sektör hem de izleyici beğendiği çiftlere zaman yatırımı yapmak gibi bir seçimi risksiz buluyor sanki. Kimyası tutan bir çifti bir sonraki projede de yan yana görmek bizi artık şaşırtmıyor. Ayrıca dizi çiftleri arasındaki bu çekim sosyal medya paylaşımlarıyla da destekleniyor, oyuncuların kişisel hesaplarından yaptıkları paylaşımlarda gerçek hayatta da çiftlermiş izlenimi verdiklerine sık sık şahit oluyoruz. Dizi çiftlerinin sıradan bir hikâyeyi kurtarabileceğini düşünmüyorum. Yakın dönemde de başarılı olması kaçınılmaz birçok dizi çiftinin düşük reytingler aldığını gördük. Öte yandan, sadece başrollerin değil yan rollerin de birbirine yakıştığı hikâyeleri izlemek kesinlikle daha keyifli oluyor. Türk dizilerinin başarılı olmasının sebeplerinden birinin de tüm karakterlerin gerçekçiliği olduğunu düşünürsek, “kimyası gerçekten tutan gerçekçi karakterler” seyir zevkini ve buna bağlı olarak başarı ihtimalini artırıyor.

Haberin Devamı

Melodram seven toplumlar Türk yapımlarını tercih ediyor

Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur: Dizilerin sosyopolitik önemi yadsınamaz

Geçen hafta Roma’da katıldığım bir tarih konferansına Princeton’dan gelen Amerikalı bir profesör, Türkiye ve Amerika ilişkisini “Kurtlar Vadisi” dizisi üzerinden yorumladı. 2024’te TÜBİTAK projemi yürüttüğüm Universitat Autònoma de Barcelona’da ise edebiyat hocalarının gündeminde, Öykü Karayel’in başörtülü bir temizlik görevlisini canlandırdığı “Bir Başkadır” dizisi vardı. İspanyollar ile Türk dizilerinde laik ve muhafazakâr karakterlerin arasındaki kutuplaşmayı tartıştık. Yurt dışında katıldığım akademik etkinliklerde bana Türkiye’deki yazarlardan çok dizilerin sorulması, elitist sanat anlayışından uzaklaşıldığını ve bir dizinin edebiyat eseri gibi incelenebildiğini gösteriyor.

Latin Amerika kültürüyle bağdaşıyor

Latin Amerika’daki pembe diziler (telenovela) üzerine Georgia Üniversitesi’nde ders veren Dr. Carolina Acosta-Alzuru, bir sohbetimizde melodram seven toplumların Türk yapımlarını tercih ettiğini söyledi. İmkânsız aşklar, velayet davaları, aile içi şiddet ve intikam gibi temalar; bizi ağlatır, kızdırır ve böylece ekrana bağlar. Acosta-Alzuru’ya göre izleyiciler, duygularını açıkça ifade eden karakterlerle daha kolay empati kurar. Hıçkırıklarıyla iç sızlatan karakterleri, gerçekten yaşıyorlarmışçasına bağrına basar. Sevinç, öfke ve hüznü bir arada yaşatan Türk dizileri, Latin Amerika kültürüyle bağdaştığı için de sevildi.

“Evli, mutlu, çocuklu” mitini sağlamlaştıran ekran âşıkları, geleneksel aile yapısını destekleyen ülkelerin gönlünde taht kurdu. Zorluklara birlikte göğüs gererek sınıf ve politik görüş farklılıklarını aşan âşıklar, toplumsal bütünleşmeyi de destekler. Uçakta, otelde, karakolda tesadüfen tanışan çiftler, ruh ikizimizi bulma ümidi verirken âşkın evlilikle taçlanması gerektiği mesajını verir.

“Yargı”yı görmek gurur vericiydi

Her hafta çekilen iki saatlik bölümler, uzun sürelerine rağmen merak uyandıran hikâye anlatım teknikleri sayesinde izleniyor. Barselona’da televizyonu açtığımda, 2023 Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En iyi Telenovela seçilen “Yargı”yı görmek gurur vericiydi. Polisiye ve romantizmi buluşturan, karakterleri birbirlerinden farklılaştıran ve gizemli atmosfer yaratabilen dizinin temposu neredeyse hiç düşmüyor.

Türk dizilerini ilgiyle takip eden yabancıların, tatilde İstanbul’a gelmelerine şaşırmamalı. “Kara Para Aşk”ın ve “Aşk-ı Memnu”nun geçtiği yalıların önünde heyecanla fotoğraf çektirenler, dizilerin Türkiye’nin turizm tanıtımında ne kadar önemli olduğunun göstergesi.

Yüzyıllardır İstanbul, “Binbir Gece Masalları”ndaki oryantalist klişeler üzerinden hayal edildi. Türk dizilerindeki aşk masalları, artık Şehrâzâd’ın tahtını sallıyor. Tarihin “Muhteşem Yüzyıl” üzerinden tahayyül edildiği günümüzde, dizilerin sosyopolitik önemi yadsınamaz.