
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) 51. Oturumu, 43'ü bakan 5'i bakan yardımcısı olmak üzere rekor seviyede üst düzey katılımla İstanbul'da başladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir önceki DBK Dönem Başkanı Kamerun Dışişleri Bakanı Lejeune Mbella Mbella'dan toplantının başkanlığını devralarak açılış konuşmasını yaptı.
Hakan Fidan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Bu kadim şehir bugün de ortak istikbalimize dair umutlarımızın yeşerdiği bir buluşma noktasıdır. Aynı zamanda bölgesel ve küresel barış çabalarının önemli merkezlerinden biridir. Geçtiğimiz yıl boyunca dönem başkanlığı görevini layıkıyla ifaden kamu oranın cumhuriyetine şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Afrika'dan yükselen güçlü ses, İslam dünyasının çok merkezli bir diriliş sürecinde olduğunu göstermektedir. Afrika'nın sesi bizim sesimizdir. Afrika'nın hak ettiği küresel konuma ulaşmasında teşkilatımızın önemli bir rolü bulunduğuna inanıyoruz.
"ZULMÜN KARŞISINDA DİMDİK DURACAĞIZ"
Değerli misafirler, kıymetli kardeşlerim, Türkiye olarak dönem başkanlığımız süresince İslam coğrafyasının sesini daha da yükseltecek, küresel adaletin tesis edilmesini önceleyecek, zulmün karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz.
Bugün bu toplantıyı Gazze'den İran'a, Lübnan'dan Yemen'e uzanan bir kriz hattını maalesef ortasında gerçekleştiriyoruz.
İslam alemini temsil eden birçok ülkenin içinde bulunduğu bu zor günlerde bu toplantıya iştirak etmesi dayanışmamıza çok güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Ortak adımları ele alacağız. Esasen İslam İşbirliği Teşkilatı coğrafyasındaki tüm sınamalara çözüm arayışlarımızla bölgesel sahiplenmeyi geliştirmeliyiz. Unutmayalım ki parçalanan ümmetler zaafa düşer, bölünen kalpler zafer görmez. Biz ümmeti bir bütün olarak görüyoruz.
İslam dünyası ile bulundukları ülkeler arasında köprü vazifesi gören Müslüman azınlıklar ve topluluklar da bu bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Toplantımızda inşallah onların durumlarını da ele alacak, atacağımız ortak adımları istişare edeceğiz.
"KORUMACI POLİTİKALAR ULUSLARARASI İLİŞKİLERE HAKİM OLMAYA BAŞLAMIŞTIR"
Değerli Kardeşlerim, uluslararası işbirliğin temeli olan çok taraflılık, sistemin bizzat kendisinin sorgulandığı meşruiyet krizi ile karşı karşıyadır. Artan hoşgörüsüzlük, kutuplaşma ve uluslararası hukukun aşınması küresel istikrarsızlık hissini daha da derinleştirmiştir.
Korumacı politikalar uluslararası ilişkilere hakim olmaya başlamıştır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, uluslararası mekanizmaların işlevsizliğini Gazze'de süregelen vahşet tam anlamıyla gözler önüne sermiştir.
Teşkilatımız tam da bu konuda öncü rol oynamalıdır. Dünya nüfusunun dörtte birini temsil eden, muazzam kaynaklara sahip bir bloğun parçası olan İslam ülkeleri, adaleti savunan, haklı önceleyen bir küresel sistemin inşasına öncülük etmek zorundadır.
Teşkilatın ortaya çıkan yeni koşullara uyum sağlamasını hep birlikte temin etmek zorundayız.
Toplantımıza geniş katılım sağlanması, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme konusundaki kararlılığımızı ve ortak gücümüzü göstermektedir. İçinden geçirmekte olan çalkantılı dönemde İslam hepimizin acilen ihtiyaç duyduğu gerekli rehberliği sağlamaktadır.
Müslüman azınlık ve toplulukların haklarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Üye ülkelerin kapasitelerinin artılması yönünde sektörel toplantılar artarak devam edecek.
Kıymetli katılımcılar, İsrail'in devam eden saldırganlığı ve işgal politikaları, bölgemize artık ele alınması gereken bir İsrail sorunu bulunduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.
HAKAN FİDAN: BÖLGEMİZDE İSRAİL SORUNU VAR
Bu sorun ne Filistin, ne Lübnan, ne Suriye, ne Yemen, ne de İran sorunudur. Bu sorun apaçık İsrail sorunudur. İran'ın nükleer sorumlusuyla ilgili müzakerelerin devam ettiği bir zamanda, İsrail tarafından İran'a gerçekleştiren saldırıları şiddetle kınıyoruz.
Bölgemiz için felaketle sonuçlanabilecek ve diğer bölgelere de pek çok menfi yansımaları olacak bu hukuk dışı saldırılara derhal son verilmesi gerekmektedir. Uluslararası toplumun ilk önceliği, mevcut durumun bölgesel ve küresel güvenliği daha da tehlikeye atacak bir şiddet sarmalına dönüşmesini önlemek olmalıdır.
"TÜRKİYE OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ"
Türkiye olarak üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerginliğin daha da tırmanmasını önlemek için atılacak her türlü diplomatik adımı destekliyor, yoğun temas trafiğimizi sürdürüyoruz.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin İsrail'in bu eylemlerine karşı birlik içinde hareket etmeleri ve İran'la gerçek bir dayanışma sergilemeleri gerektiğine inanıyoruz. İsrail, Filistin halkına yönelik soykırım politikalarına ve insanlık suçlarına devam ediyor. Sadece Gazze değil, Batı Şeria'da bir savaş bölgesine dönüştürülüyor.
İsrail'in amacı Filistinlileri evlerinden sürmek ve iki devletli çözüm vizyonunu sona erdirmektir. Kalıcı ateşkes, rehinelerin ve tutukların serbest bırakılması ve Gazze'ye kesintisiz insani erişim sağlanması önceliğimizdir.
Bu amaçla devam eden müzakereleri güçlü bir şekilde destekliyoruz. Katar ve Mısır'a bu konudaki gayretler için bir kez daha teşekkür ediyorum. İki devletli çözümün adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için uygulanabilir tek yol olduğu açıktır.
Filistin topraklarında devam eden işgalin, bölgemizdeki tüm çatışmaların kökeninde yatan neden olduğu artık çok daha net bir hale gelmiştir. Filistin davası ve Kudüs'ün sahiplenilmesi, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın varoluş nedenidir.
"SURİYE HALKININ ARKASINDA DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Değerli kardeşlerim, ortak çabalarımız sayesinde bugün Suriyeli kardeşlerimizle istikrarlı ve müreffeh bir Suriye hedefi doğrultusunda gerekli adımları atmamız mümkün olmuştur. Suriye'nin teşkilatımıza dönmüş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Devam eden yaptırımların hafifletilmesi süreciyle eş zamanlı olarak hep birlikte Suriye halkının arkasında durmaya devam edeceğiz.
İslam coğrafyasının kadim bir parçası olan Balkanlar, sadece tarihi bağlarımızın değil, aynı zamanda ortak medeniyetimizin ve kardeşliğimizin de derin izlerini taşımaktadır. Bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimiz geçmişte nice sınamalardan geçtiler. Bugün de parçalanma tehlikesine karşı dirayetle, vakarla mücadele etmekteler. Onların yalnız olmadığını, İslam aleminin Bosnalı kardeşlerimize sahip çıktığını göstermek ortak görevimizdir.
Bölgedeki ayrımcı, ayrılıkçı ve nefret temelli söylemleri, dini ve etnik revizyonist yaklaşımları en güçlü şekilde kırıyoruz.
"SUDANLI KARDEŞLERİMİZ İÇİN YÜREKLERİMİZ SIZLAMAKTADIR"
Öte yandan, 3 yıla aşkın süren devam eden çatışmaların getirdiği derin acıları yaşayan Sudanlı kardeşlerimiz için yüreklerimiz sızlamaktadır. Türkiye olarak bu krizi sona erdirmek için tüm bölgesel ve uluslararası barış çabalarını güçlü bir şekilde destekliyoruz.
"KEŞMİR MESELESİ VE BÖLGEDEKİ İHTİLAFLAR ÇÖZÜLMEDİKÇE GERİLİM BAKİ KALACAKTIR"
Diğer yandan, Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan çatışma, Güney Asya'daki barış ve istikrarın kırılganlığını bir kez daha ortaya koymuştur. Taraflar arasındaki ateşkes kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu fırsatın diyalog yoluyla sorunları çözmek için değerlendirilebileceğini ümit ediyoruz.
Keşmir meselesi başta olmak üzere bölgedeki ihtilaflar çözülmedikçe gerilim potansiyeli baki kalacaktır. Diyalog kanallarının işler hale getirilmesi lazımdır. Doğrudan ve sağlıklı bir diyalogun Güney Asya'da barışa, güvenliğe ve istikrara katkıda bulunacağına inanıyoruz.
"TÜM ÜYE ÜLKELERİ KIBRISLI TÜRKLERİN DOĞAL HAKLARINI DESTEKLEMEYE VE TEMAS KURMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
Kıbrıs adasında iki halk ve iki devlet bulunmakta. İslam dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk Devleti, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemci olarak temsil edilmektedir. Ancak ne yazık ki Kıbrıslı Türkler onlarca yıldır kendilerine dayatılan haksız ve insanlık dışı izolasyon altında yaşamaya devam etmekteler.
Tüm üye ülkeleri Kıbrıslı Türklerin doğal haklarını desteklemeye ve onlarla doğrudan temas kurmaya çağırıyoruz. Batı Trakya'daki Türk Müslüman azınlığı ve Yunanistan'daki 12 adalardaki Türk nüfusu en temel hak ve özgürlüklerden bile yararlanmalarını engelleyen bir yapıya karşı karşıyayız.
Teşkilatımızın tek vücut, tek ses olma günüdür.
Sözlerimi bitirmeden önce Bakanlığımız mensuplarına ve Genel Sekreterlik yetkililerine bu toplantının düzenlenmesinde gösterdikleri özverili çalışmadan dolayı işten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Toplantı süresince yapacağımız görüş alışverişlerin ve müzakerelerin hayırlı sonuçlar vereceğine inanıyorum. Dönem başkanlığımız süresince tüm üye devletlerle yakın iş birliğimizi sürdüreceğiz. Değerli desteğiniz için şimdiden hepinize teşekkür ederim.
ERDOĞAN, TOPLANTI KAPSAMINDA YOĞUN BİR DİPLOMASİ TRAFİĞİ DE YÜRÜTECEK
Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya gelecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Moratinos ve BM Filistinlilere Yardım Ajansı Genel Komiseri Philippe Lazzarini ile de görüşecek.
Ardından, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Syed Asım Münir ile Başbakan Yardımcısı Muhammed İshak Dar'ı kabul edecek.
ERDOĞAN, İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ABBAS ARAKÇİ'YLE GÖRÜŞECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir önemli görüşmesi de İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yle olacak. İran ile İsrail arasındaki çatışmanın ortaya çıkardığı kritik dönemde gerçekleştirilecek toplantıya katılmak üzere 40'tan fazla dışişleri bakanı İstanbul'a gelecek.
REKOR KATILIM
Fidan'ın ev sahipliğinde, 21-22 Haziran'da "Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı" temasıyla İstanbul'da düzenlenecek İİT Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumuna daha önceki toplantılara kıyasla rekor sayıda üst düzey katılım söz konusu.
Toplantıda İİT üyesi 57 ülkenin yanı sıra Teşkilata bağlı kuruluşlar, gözlemci ülkeler ve diğer uluslararası teşkilatlardan 1000 civarında katılımcının yer alması bekleniyor.
İİT 51. DBK TOPLANTISI
51. DBK toplantısında Konsey Dönem Başkanlığını bir yıllığına devralacak Türkiye, daha önce 1976, 1991 ve 2004'te düzenlenen DBK toplantılarına ev sahipliği yaptı.