07.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Türk sineması yalnızca büyük bir ustasını değil, en sevilen kişiliklerinden birini kaybetti. Atıf Yılmaz’ın ustalığı yedinci sanatla sınırlı değildi, insan ilişkilerinde de bir o kadar başarılıydı.
Onun sinemadaki estetiğini takdir ettiğimiz kadar bir hayat esteti olarak duyarlığını da hep anımsayacağız. Genç kuşak yönetmenler resim eğitimi almış olan Yılmaz’ın kompozisyon, renk ve ışık bilgisini edinmeye çalışmalı. Bunun da ötesinde yaptığı iş üzerine atıp tutmayan, büyük iddialarla ortaya çıkmayan, yersiz tartışmalara girmeyen, eleştiri kaldırmayı bilen, kimseyi kırmadığı için el üstünde tutulan, sosyal hayatın içine skandallarla değil keyifle katılan, birlikte çalıştığı insanların ona adeta tapınmasını sağlayan kişiliğini mutlaka örnek almalı.
Yılmaz’ın acı haberini alır almaz onu tanımış olan herkesin birbirine başsağlığı dilemesi, her kuşaktan sinemaseverin üzüntü duyması, üstadın etrafında oluşan geniş sevgi halesinin, o büyük manevi ailenin bir göstergesi. Çocukluğundan beri Atıf Yılmaz’ı tanıyan Deniz Kıral’ın sarf ettiği sözde saklı üstadın sırrı: “O da bizim Fellini’mizdi”.
Gerçekten de Yılmaz’ın Türk sinemasındaki yeri, Fellini’nin İtalyan sinemasındaki yerine özdeştir. Duayen bir yönetmen olarak toplumun ezilen bireyinin temsili ve cinsel arzunun yalnız nesnesi değil öznesi olarak kadın karakterlere odaklı filmlerinin gerek izleyici gerek Yeşilçam üzerinde bıraktığı iz bakımından Atıf Yılmaz, Fellini gibi etkili ve onun gibi benzersizdir. Mesleğinde de, özel yaşamında da kadınları çok sevdi; kadınlar da onu çok sevdi.
Hepimiz bir Atıf Yılmaz’ız
Belki de hastalığının ilk belirtileriydi; “Eğreti Gelin”in Kastamonu’daki setine yaptığımız gezinin ilk gününde bütün ekibi yüzlerinde Atıf Yılmaz maskeleriyle çalışır durumda bulmuştuk! Yönetmenin rahatsızlanıp çekime ara vermek zorunda kalışı onları o kadar üzmüştü ki, bir fotoğrafının fotokopisini büyüterek çekip yüzlerine maske olarak takmışlar, moralini yükseltmek için “Hepimiz bir Atıf Yılmaz’ız” mesajı vermişlerdi ustaya... Bugün sevenleri, yine aynı mesajı verecek Atıf Yılmaz’a.
TÜRK SİNEMASINA EMEK VERENLER ATIF YILMAZ’I MİLLİYET’E ANLATTI
Bir dönem kapandıHülya Koçyiğit:
Cesur filmler yaptı
Türk sinemasında çok sevdiğim, önemli, değerli bir yönetmeni kaybettik. Çok verimliydi. Geniş bir yelpazede, çok farklı konuları işledi. Entelektüel, zarif bir beyefendiydi. İlkeleri vardı. Oyuncularıyla filme başlamadan önce çok güzel diyalog kurardı. Türk kadınının gelişimini sergilemek için önemli ve cesur filmler yaptı.
Kadir İnanır:
Bıraktıkları önemli
Her insan bu dünyadan göçüp gidecek. Bu yolculuk sırasında insanların geriye bıraktıklarıdır önemli olan. Yılmaz bunları fazlasıyla başardı. Önemli filmlerinin başrol oyuncusu olarak çok üzgünüm.
Filiz Akın:
'Kadın’a katkı yaptı
Hayranlık duyduğum, beraber çalışmayı çok istediğim bir yönetmendi. Türk sinemasına ve kadına olan katkıları, insani duyguları ön plana çıkarışı beni çok gururlandırmıştır.
Hale Soygazi:
Hazirana yetişseydi
Hayatımda çok önemli bir insandı. Sinemaya başladıktan epey sonra film çektim onunla. “Bir Yudum Sevgi” çok önemli bir filmdir kariyerimde. Ayrıca çok sevdiğim bir dosttu. Onunla Türk sinemasında bir dönem kapandı. Haziranda yeni filmini çekecekti, keşke yetişebilseydi. Çok önemli bir yönetmendi. Onun filmlerindeki mizah duygusu, bence en önemli niteliğiydi.
Fikret Hakan:
Yeni projeleri vardı
Son zamanlarda sağlığına kavuşmuş gibi görünüyordu. İyiydi, keyfi yerindeydi. Hatta yeni projelerinden söz etmişti. Beklenmeyen bir olaydı; yavaş yavaş eksiliyoruz...
Atilla Dorsay:
En 'genç’ yönetmen
Çifte üzüntü duyuyorum. Kişisel planda çok değerli, çok yakın ve çok sevdiğim bir dostumu kaybettim. Ama çok daha genel biçimde Türk sinemasının en yaratıcı, en üretken ve en “genç” yönetmenlerinden biri, belki de birincisi öldü. Onun kişisel serüveni, Türk sinemasının '50’lerden itibaren yaşanan serüveniyle koşut ve iç içe. Dolayısıyla ondan söz etmek ve onu anmak için çok fırsatımız olacağına inanıyorum.
'Dünya için kayıp’
PARİS AA
Yılmaz’ın ölümü, Fransa’da da üzüntüyle karşılandı. Strasbourg’da bulunan, Avrupa’nın ikinci en eski sineması olarak bilinen ve sanatsal ağırlıklı filmleri gösterime sunmasıyla tanınan Odyssee Sineması’ndan yapılan açıklamada, “100’den fazla filme imza atmış Yılmaz’ın kaybının, Türk sineması için olduğu kadar, dünya sineması için de kayıp olduğu” belirtildi.
Ünlü oyuncu Onur Tuna, yıllar önce ev arkadaşının bıçaklanarak öldürüldüğünü söyledi.