03.06.2025 - 20:51 | Son Güncellenme:
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır CNN Türk ekranlarında gündeme ilişkin merak edilen soruları yanıtladı. Bakan Kacır'ın açıklamaları özetle şöyle: Dünyada üretim yeniden özen kazanıyor. Biz de 23 yıllık bu dönemde Türkiye olarak buna çok iyi hazırlandık.
İŞTE YENİ TEŞVİK SİSTEMİ
Hem Türkiye'nin hem dünyanın önünde çok farklı bir yol var. Ülkelerin birbirine teknolojik bilgileri satmaktan imtina ettiği bir dönemdeyiz. Biz de Türkiye'yi böyle bir döneme hazırlamak için yeni bir teşvik sistemi inşa ettik. İki ana unsuru var. Biri teknolojik atılım, diğeri de kalkınmayı 81 ilde tüm bölgelerimizde yaygınlaştırmak.
1058 öncelikli ürünümüz var. Bu ürünlerin tümü teknoloji seviyesi yüksek katma değerli ürünler. Yatırımcılarımızın KOSGEB, TÜBİTAK'ın kapısını tek tek çalmak yerine tek bir yere başvurmalarını değerli buluyorum. Milli teknoloji yolculuğumuzun önemli bir adımı bu. 160'a yakın proje ile dış ticaret açığımızı yılda 7 milyar dolar iyileştirecek yatırımları harekete geçirdik. Hedefimiz nokta atışı bu ürünlerde yatırımları harekete geçirmek.
ANADOLU'DA SANAYİLEŞME HIZLANACAK
Yerel kalkınma programı da önemli bir bileşen. 81 ilimizde kalkınmayı hızlandırmayı amaçlıyoruz. Sanayileşme Anadolu'da daha da hızlanacak. Terörsüz Türkiye 81 şehrimizde yatırımların hızlanması demek. Doğu illerinde daha güçlü harekete geçmesi demek yatırımların. Önümüzdeki 30 yıl boyunca Türkiye'nin küresel ulaştırmada edineceği konumu gibi Anadolu'yu baştan sona tarıyoruz. Sanayi bölgelerinin bir özelliği var. Bunlar mevcut sanayi bölgelerinin 100 misli büyüklüğünde. İçinde eğitim kurumlarının planladığı tüm sosyal donatıları ile Anadolu'da yeni bir sanayi aksı oluşturuyoruz. Kalkınma yolunun uzantısı olan bölgelerde çalışacağız. Sanayicilerimize büyük şehirlerimizde atıl makinelerini Anadolu şehirlerine taşımaları ve istihdam desteklerinden yararlanmaları gibi bir uygulama getirdik.
"TERSİNE GÖÇ HIZLANACAK"
Bahsettiğimiz istihdam destekleri azımsanmayacak ölçüde. Biz özellikle sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi en geride olan şehirlerimizde 14 yıl boyunca yatırımcılara çalışanlarının sigorta işveren paylarını ödeme taahhüt veriyoruz. On yıl boyunca da yine çalışanlarının sigorta primi çalışan paylarını biz bakanlık olarak ödüyoruz. Dolayısıyla arzumuz hem tersine göçü hızlandırmak hem yerelde kalkınmayı güçlendirmek. Bunu başardığımız da işte topyekün kalkınmayı doğudan batıya kuzeyden güneye hayata geçirmiş olacağız.
Mardin'de 20'den fazla un tesisi, makarna tesisi var. Irak'a ciddi şekilde ihracat yapıyoruz. Ama istiyoruz ki diyelim burada noodle üretelim. Çok hızlı şekilde yükleselen bir sekter. Yeter ki biz kamu ve özel sektör olarak aynı hedefte konumlanalım. Çok nitelik bir insan kaynağımız var. Fizibilitelerimiz var, bunları yatırımcıların önüne koyuyoruz. Yeni nesil teknolojileri kullanarak kullandığımız bir yatırımınızda bu desteği alacaksınız. Dünyada bir ölçek yarışı da var. Bugünün dünyasında verimliliğin anahtarı dijital dönüşüm.
2030'DA TÜRKİYE'NİN FABRİKALARINDA 200 BİN ROBOT ÇALIŞACAK
2030'a geldiğimizde Türkiye'nin fabrikalarında çalışan robot sayısını 5 katına çıkaracağız. Biz üretimin ne kadar kıymetlı olduğunun farkındayız. Türkiye’nin fabrikalarında 200 bin robot çalışacak. Bizim hedefimiz bu. Böylelikle önümüzdeki dönemde dijital dönüşümden otomasyondan yapay zekadan ve bu sayede elde edeceğimiz rekabet gücünden istifade edeceğiz.
Türkiye, Çin’den sonra Avrupa’ya kadar uzanan bu geniş kuşağın en üretken ülkesidir. En üretken derken iki parametreye bakıyoruz, bir en fazla ürün çeşidine sahip ülkeyiz, iki en fazla ülkeye ürünlerimizi ihraç eden ülkeyiz. Dolayısıyla aslında muazzam bir dinamizm var. Sanayimiz yapısal bir dönüşme de ihtiyacı var çünkü küresel rekabet çok hızlı. Bir Çin gerçeği var. Dolayısıyla hem ülkenin tüm ekonomik potansiyelini harekete geçirmek hem de dijital dönüşüm ve yüksek teknoloji yarışında hızlanmak zorundayız.
Türkiye’nin Avrupa birliği perspektifi Avrupa Birliği ile yürüttüğü ortaklıklar önümüzdeki dönemde daha da güçlenecek. Bunun yanında Türkiye, Amerika’nın da önemli bir ticaret ortağı ve Türk-Amerikan ilişkilerinde de önümüzdeki dönemde ekonomide teknolojide yeni iş birliği adımlarını atılabileceğini değerlendiriyoruz. Öte yandan Asya ülkelerinin özellikle Çin’in yatırımcıları için Türkiye en doğru adres. Türkiye’de yatırımlarını hızlandırabileceklerini ve Türkiye’nin sunduğu imkanlardan yararlanabileceklerini görüyorlar. Son dönemde attığımız enerji adımlarıyla Türkiye’nin kendi doğalgazını, petrolünü denizlerinden ve topraklarından çıkarması Türkiye’de nükleer santralin yakında devreye girecek olması bütün bunlar Türkiye’nin Türkiye yüzyılı yolculuğunda sanayi ile ve küresel bir üretim merkezi ve arge üssü olma kimliğiyle öne çıkacağını gösteriyor.
"OSB‘DE ÇALIŞAN SAYISI 90 BİNE YAKLAŞACAK"
6 Şubat depremlerinden bu yana iki yıl üç aylık bir zaman diliminde depremzedelerimize TOKİ’nin inşa ettiği ve teslim ettiği konut sayısı 200 binden fazla, bu yıl sonuna geldiğimizde 450 bine erişmesi hedefleniyor. Bütün bunlar aslında bizim hükümetlerimizin attığı çok kıymetli adımlar. Biz istiyoruz ki, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak özellikle organize Sanayi bölgelerinde çalışanlarımız konforlu bir yaşam imkanına sahip olsunlar, yürüyerek işyerlerine gidip gelme imkanına sahip olsunlar. Çocukları için kurulan okullar hizmet verebiliyor olsun. Organize Sanayi bölgelerinin yanı başlarında lojman bölgeleri oluşturmaya başladık ve ilk adımı Manisa’da attık. Birinci yılın sonunda 2 bine yakın konut teslim edeceğiz ve peşinden yeni temelleri de atarak nihai sayıyı 15 bine çıkaracağız. Manisa OSB‘de halihazırda 60 bine yakın çalışanımız var ve yeni yatırımlar var bu bölgede bu sayının 90 bine yaklaşmasını öngörüyoruz.