08.03.2025 - 06:50 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
Çiğdem Yılmaz- Arzu Cansever (Boztaş), kadına yönelik şiddet haberlerinin en acı örneklerinden biri. 14 yaşında zorla evlendirilen Cansever, yıllarca şiddet gördü. 2014 yılında eşinin eve ikinci bir kadın getirmesini kabul etmediği için eşi tarafından pompalı tüfekle vuruldu. Bu korkunç saldırı nedeniyle bacaklarını kaybetti, kollarını kullanamaz hale geldi. Uzun bir süre hastanede tedavi gördü. Bu süreçte beş çocuğu devlet korumasına alındı.
Tedavisinin ardından hayata yeniden tutunmaya çalışan Cansever, düzenini kurdu ve çocuklarını yanına aldı. Sadece kendi çocuklarının değil, yurtta çocuklarıyla birlikte kalan ve kendisine “anne” diyen iki çocuğun da bakımını üstlendi. Böylece yeni hayatına yedi çocuğuyla devam etti.
Eğitimine devam etti
Ankara’da yaşamaya başlayan Boztaş, yarıda kalan eğitimine devam etti, dışarıdan ortaokul ve liseyi tamamladı. Ardından Adalet Meslek Yüksekokulu’nu bitirdi. Beş yıl bir hukuk bürosunda asistan olarak çalıştıktan sonra kendi küçük işletmesini açarak uzun süre işletti. Bugün iki oğlu ve yurttan yanına aldığı iki çocuk, devlet memuru olarak görev yapıyor. Üç kızı ise eğitim hayatlarını sürdürüyor.
‘Çaresiz hissettim’
Ailesinin hiçbir zaman yanında olmadığını belirten Cansever, “Şimdiki aklımla gençliğimde olsaydım bu hale gelmezdim. Bir kadının tek başına düzen kurabileceğini, hayata tutunabileceğini bilmiyordum. Ayrılırsam babam beni 14 yaşında nasıl verdiyse, yine başkasına verecekti. Dul olmanın bir leke olduğunu düşündürmüşlerdi bize. O yüzden hep sahipsiz ve çaresiz hissettim. O kadar bilinçsizmişim ki, vurulana kadar kadın sığınma evi olduğunu bile bilmiyordum” diyor.
‘Hâlâ tehdit ediyor’
Cansever, yaşadığı zorlukların geride kaldığını düşünürken, eski eşi Ahmet Boztaş sadece dokuz yıl kaldığı cezaevinden çıktı. Cansever, Boztaş’ın hâlâ kendisini tehdit ettiğini söylüyor: “Dışarıda olduğu için artık ne gülebiliyorum, ne çalışmak istiyorum. Hâlâ tehdit ediyor. ‘Başkasıyla evlenirsen yarım kalan işi tamamlarım’ diyor. O zaman da koruma istemiştim, beni bu hale getirdi. Şimdi de aynı şeyleri yaşıyorum. Savcılığa beni tehdit ettiğine dair ses kayıtları vermeme rağmen sadece uzaklaştırma kararı verildi. ‘Ben koruma istemiyorum, beni farklı bir ile yerleştirin’ dedim ancak bana sığınma evine gidebileceğimi önerdiler. Sığınma evine çocuklarımla nasıl gideyim? O adam benim nerede yaşadığımı biliyor ve korku içerisinde yaşıyoruz.”
MESLEKLERİNİ CİNSİYETLERİ DEĞİL, HAYALLERİ BELİRLEDİ
Kadınlar, toplumda “erkek işi” olarak görülen mesleklerde de başarıyla çalışarak yanlış algıları yıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde itfaiye eri olan Hacer Akkuş, eşinin ve erkek meslektaşlarının çok destek olduğunu belirterek, “Eşim mesleğimden dolayı benimle gurur duyuyor. Beden gücü gerektiren meslekleri sadece erkeklerin yapabileceğine inanan bir toplumda yaşıyoruz. Ama görüyorsunuz ki kadınlar da her alanda fazlasıyla güçlü. Korkmadan, çekinmeden meslek tercihlerini yapmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ‘Dünyada her şey kadının eseridir’” dedi.
İtfaiyenin tek kadın şoförü Ayet Kütükbaş ise itfaiyeye ait her türlü aracı kullanıyor. İhbar geldiği an olay yerine hızlı, sağlıklı şekilde varmak bizim sorumluluğumuzda diyen Kütükbaş, “Bir kadın olarak bu işi yaptığım için kendimle gurur duyuyorum. İsteyen herkesin de bu zorlu meslekleri yapabileceğini biliyorum” ifadelerini kullandı.
Ankara’da bahçe ve mutfak mobilyaları üretilen bir fabrikada 28 kadın marangoz olarak çalışıyor.
Marangozlardan Ayşe Karayel, çocuklarını büyüttükten sonra çalışmaya, yeni bir başlangıç yapmaya karar verdiğini anlattı: “Hiçbir iş deneyimim yoktu şimdi bir mobilya ustasıyım. Kadınların yapamayacağı bir şey yok, bütün meslekleri yapabilirler. Erkek işi diye hiçbir şey yoktur.”
OTOMOBİL TAMİRCİSİ
İzmir’de baba mesleğini sürdürerek otomobil tamirciliği yapan Meryem Garip, “Bozulan arabaları ve parçalarını tamir etmeyi severdim. Babamın teşvikiyle bu sektörde çalışmaya başladım. İlk bakışta bir erkek işi gibi görülen mesleğe son dönemde kadınlar da yöneldi. Bana göre erkeğe de kadına da aynı mesafede zor bir iş” diye konuştu.
Fatma Atabek Şahin de dokuz yıldır şehirlerarası otobüslerde direksiyon sallıyor. Şahin “Bazen tedirginlik seziyorum yolcularımız arasında ancak varış noktasına geldiğimiz zaman, ‘Bindiğimizde tedirgin olduk ama sonrasında rahatladık’ ifadelerini çok duyuyoruz” dedi.
Şarkıcı Lara'nın paylaşımında ortaya çıkan 63 öğrenci detayı herkesi duygulandırdı.