II. Dünya savaşı denince akla gelen isimlerden biri değil mutlaka 'Krystyna Skarbek' Hatta bazılarımız ilk kez duyuyorsa da şaşmamak gerek; çünkü 'Dunkirk tahliyesi' hakkında bile film çeken 'Hollywood'ın da dikkatini çekmemiş olacak ki böylesi bir savaştan sağ çıkan bu kadın ajanı hiçbirimiz tanımıyoruz.
8 Mart vesilesi ile, II. Dünya savaşının seyrini değiştiren, Hitler Almanyasının korkulu rüyası olan Polonyalı ajan Skarbek'in trajik hikayesine yolculuk yapalım istedim.
Krystyna Skarbek 1908’de Polonya’da doğdu. Ailesi varlıklıydı, bu sayede iyi bir eğitim aldı. Doğa sporlarına olan ilgisinin yaklaşmakta olan büyük dünya harbinde işine yarayacağından habersizdi.Tarih 1939'u gösterdiğinde Almanya, Polonya'yı işgal etti. Skarbek ve ailesi Polonya'dan kaçmak zorunda kaldı.
Yolu bu sayede İngiltere'ye düşen Skarbek (İngiltere'de Christine Granvill ismiyle tanınır) İngiliz Gizli İstihbarat Servisi (SOE) için çalışmaya başladı.
Dönemin mevcut koşullarından dolayı kritik öneme sahip istihbarat yarışında Müttefikler'e büyük avantajlar kazandırdı.
POLONYA'YA SAYISIZ KERE GİRİŞ ÇIKIŞ YAPTI
Cesareti ve zekası Krystyna Skarbek'i kusursuz bir ajan yaptı. Nazi işgali altındaki Polonya’ya girip çıkmayı başaran ilk ajan oldu.
Dağcılık ve kayak konusundaki yeteneklerini kullanarak, kış şartlarında Alpler’i aşarak Polonya’ya gizlice giriş yaptı. Burada yerel direnişçilerle temas kurarak İngiliz istihbaratına önemli bilgiler ulaştırdı.
ÖLÜMLE DANS
Ancak 1941 yılında işler yolunda gitmedi. Macaristan'da gizli görev esnasında Gestapo (Nazi Almanyası ve Alman işgali altındaki Avrupa'da gizli polis teşkilatı.) tarafından yakalandı.
Ancak acımasız Gestapo'yı kıvrak zekası ile kandırmayı başardı. Tüberküloz hastası taklidi yaparak serbest bırakıldı. Yıl 1944'ü gösterdiğinde Fransa'daki direnişe destek vermek üzere görevlendirildi. Burada Gestapo'nun eline düşen ajanları kurtarmayı başardı.
NAZİLERİ KANDIRDI
Ona uluslarası ün getiren olay da Fransa'daki bu olaydı. Fransız Direniş üyelerinin serbest bırakılması için Alman yetkilileri tehdit etti. Skarbek, Nazi Subaylarını Müttefiklerin yaklaşmakta olduğuna ikna etti ve mahkûmların salıverilmesini sağladı. İşte böylesine güçlü bir ikna yeteneğine sahipti.
TRAJİK SON
Savaşın sona ermesiyle birlikte, Skarbek’in kahramanlıkları unutulmaya yüz tuttu. Zorlu geçen savaş yılları sonrası birçok arkadaşı ve aile yakınını kaybeden Skarbek bunalıma girdi.
1952 yılında, uzun süredir kendisine takıntılı şekilde âşık olan eski meslektaşı Dennis Muldowney, Skarbek ile görüşmek istedi. O sıralarda kaldığı otelin lobisinde Muldowney ile buluşan Skarbek eski meslektaşı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Muldowney mahkemede çok tanıdık olduğumuz bir savunma yaptı. Skarbek’i "Ya benim olacaktı ya da kimsenin" diyerek öldürdüğünü itiraf etti.
II. Dünya Savaşı'nın adeta seyrini değiştiren, Nazi Subaylarının korkulu rüyası olan bu kadın, barış zamanı bir erkek tarafından öldürüldü. James Bond serisinin yazarı Ian Fleming’e bile ilham verdiği söylenen Skarbek, Fleming’in ünlü Bond karakteri Vesper Lynd karakterinin de temelini oluşturdu.
Skarbek’in trajik ölümü, kadınların hayatın her alanında mücadele etmek zorunda kaldığını da bir kez daha hatırlatıyor. Kadınların yalnızca savaş meydanlarında değil, barış zamanında da hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda bırakıldığını acı bir şekilde gösteriyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, cesaretiyle tarihe yön veren Skarbek ve onun gibi nice kadını anarken, hiçbir kadının hikâyesinin korku ve şiddetle sona ermediği bir dünyanın umudunu taşıyoruz.
Akciğer kanseriyle mücadele eden usta sanatçı İlhan Şeşen'in sağlık durumu hakkında yeğeni Burhan Şeşen yeni bilgiler verdi.