Bolu Kartalkaya’daki otel yangını faciasından kurtulan vatandaş anlattı! Göz göre göre felaket
21.01.2025 - 12:41 | Son Güncellenme:
AA
Türkiye’nin en önemli kış turizmi destinasyonlarından biri olan Bolu Kartalkaya’da 12 katlı Grand Kartal Otel'de saat 03.30 sıralarında çıkan yangın faciaya dönüştü. Otel çalışanları süreci anlatırken, akıllara ‘ihmal mi var?’ sorusu geldi. İşte detaylar...
HABER MERKEZİ/ Gece yarısı başlayan yangın, otelin dış cephesinin ahşap kaplama olması nedeniyle hızla yayıldı. Ahşap otelin çökme tehlikesi olduğu da öğrenildi. Yangın sırasında panikleyenler çarşafları birbirine bağlayıp pencerelerden sarkarak aşağıya inmeye çalıştı. Pencerelerden yardım çağrısında bulunanlar oldu. Yangın faciasına ilişkin konuşan bir otel çalışanı, "Gece saat 3 civarı falandı. Çığlık sesleri geliyordu dışarıdan. Yardıma koştuk. İnsanlara yardım etmeye çalıştık elimizden geldiğince. Kim neye muhtaçsa götürmeye çalıştık. Camlardaki insanları gördüm çok üzücü bir andı benim için. Panik atak geçiren oldu, atlayan oldu" ifadelerini kullandı.
OTEL ÇALIŞANI: YANGIN MERDİVENİ VAR AMA...
Diğer otel çalışanı ise, "Herkes camdan atlıyordu. Yaşlılar gençler atladı. Bir babanın kucağındaki çocuğu vefat etmişti. Fazlasıyla ihmal var. Yangın merdiveni var ama otelin içinde, çok saçma bir yapısı var. Ve ful ahşaptan yapılmış. Küçük bir alevden yayıldı. Restorandan başladı. Otelin kendine ait bir itfaiye ve ambulans aracının olmaması çok farklı bir konu. Böyle kapsamlı bir otel. Yüzde yüz doluydu otel" diye konuştu.
"9-10'UNCU KATLARDAN ATLAYANLAR OLMUŞ"
Bolu'da yangın faciasının yaşandığı Kartalkaya'daki otel personeli Hıdır Yeşiş, yangın sonrası yaşananları anlattı. Yeşiş, "Personel kalma yerimiz 2'nci kattaydı. Saat 03.30 civarında arkadaşlarımız kapıları sert bir şekilde çaldı ve 'Yangın var' dediler. Biz de dışarıya çıktık. Biz de diğer kapıları falan çaldık. Sonra dışarıya çıktık. Sanırım 4'üncü kattan 5'inci kata doğru alev alıyordu. Daha sonra uzaklaştık. Daha sonra bağırmalar devam etti. 'İtfaiye yok mu?' diye bağıranlar, rüzgarın estiği yöne doğru nefes almaya çalışanlar, o şekildeydi. Camdan atlayanları görmedim de bizim hemşiremiz vardı. 9-10'uncu katlardan atlayanlar olmuş. 4-5'inci katlardan çarşafla kendini sarkıtanlar vardı, orada 4-5 kişi vardı. Ben de yan tarafa geldim. Ben de 8'inci kata ip attım. 13-15 kişiyi kurtardık. Oraya gelenler iple ya da atlayarak aşağıya indiler. Daha sonra rüzgar da çoktu oradan uzaklaştık" diye konuştu.
‘YANGIN YAĞMURLAMA TESİSATI YOK’
Konuyla ilgili CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulunan Yangın Güvenliği Uzmanı Esat Ersoy şu ifadeleri kullandı: “Binada yangın yağmurlama tesisatı yok. Yangın çıkınca otomatik su püskürten yangın yağmurlama tesisatı diyoruz. Bu tesisat olmadığı için yangın birkaç kata yayılır. Birkaç kat tamamen dumanla dolar. Bu tesisat olmadığı için yapabilecek hiçbir şey yok. Binanın yangın yağmurlama tesisatı olmalıydı.”
Üsküdar Üniv. Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kayhan’ın açıklamaları şu şekilde: “Belediye Başkanının ölü sayısının artabileceği yönünde açıklamaları vardı, benim de kanaatim o yöndeydi. Böyle bir yangının sonucu varsa sebeplerine bakmak lazım. Ne oldu? Son 3 aya baktığımız zaman ortalama 10 kişi hayatını kaybediyor. Türkiye verilerine göre günde 5 kişi iş kazalarından hayatını kaybediyor. Bu bir iş kazası değil. Bir iş yerinden meydana geldiği için iş yeri kazası kategorisine sokabiliriz.
İki tedbir vardır. Can güvenliği perspektifinde baktığımızda önleyici ya da sınırlandırıcı. Yangını nasıl öneyeceksin? Milyon tane neden sayabiliriz. Yanmaz malzeme kullanımı bir sürü yolu var. İkincisi ve daha önemlisi Türkiye’de yüzde 98’i risk analizi yapılarak önlenebilirdir. Yüzde 2’si acil durum. Önlenemez kazalar dediğimiz acil durumu iyi yönetemezsen bu durumlara gidiyoruz.
‘KAĞIT ÜZERİNDE RUHSAT VERMEMİZ YETMİYOR’
Ahşap, yanabilecek bir yapı yapıyorsak. Bu yapıyı dağın başında 2 bin rakımda bir yerde, 40 km uzakta kuruyorsak, tesiste bir şey olursa ne yapacağımızı düşünmemiz lazım. Kağıt üzerinde ruhsat vermemiz yetmiyor. 1- Yapı uygun mu. 2-Bu yapıda bir şey olursa müdahale nasıl yapılacak?
Acil çıkış kapıları nerede? Acil merdivenler nerede? Ekip eğitimli miydi? Yeterince herkesi uyandırabildik mi? İnsanlar çıkış yolu bulamadığı için çarşaflarla inmeye kalktılar.
İşveren, devlet ve çalışan tarafı var. Çalışan tarafı işveren sorumluluğu altında. “
SAĞ KURTULAN ŞENTÜRK YAŞADIKLARINI ANLATTI
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki bir otelde çıkan yangından sağ kurtulan Eylem Şentürk, "Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmaması insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının olmasının nedeni yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi." dedi.
Şentürk yaptığı açıklamada, yangını ilk etapta fark etmediğini, çatıdan kar düştüğünü zannettiğini söyledi.
Yangın sesinin giderek şiddetlendiğini ve koridorlardan "yardım edin" seslerinin yükseldiğini anlatan Şentürk, "O zamana kadar herhangi bir duman görmedik, bir koku almadık. Yangın olduğu hiç aklıma gelmedi." dedi.
Şentürk, odanın kapısını açtıklarında koridorun tamamen dumanla kaplandığını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hızlı bir şekilde hazırlanarak aşağıya inmeye çalıştık. Duman nefes almamızı engelleyecek yoğunluktaydı. Kızımla ezbere merdivenlerle dolanarak kapıya koştuk. Eşim, bizden hemen sonra çıkmasına rağmen duman yoğunluğu nedeniyle aşağıya inememiş. Pencereden alttaki sundurmaya atlayıp o kattakilerle birlikte beklemişler. Daha sonra arabanın üzerine atlayarak kurtulmuşlar."
"YANGIN ALARMI OLSAYDI DAHA HIZLI HAREKETE GEÇEBİLİRDİK"
Yangın sırasında binanın durumunun çok kötü olduğunu söyleyen Şentürk, "İnsanlar pencerede kurtulmayı bekledi. Yangın alarmı biz dışarı çıkıncaya kadar hiç çalmadı. Eşim yangın merdivenini bulamadığı için sundurmadan aşağıya atlamak zorunda kaldı. Kurtulduğumuz için çok şanslıyız." ifadelerini kullandı.
Şentürk, yaşanan süreçte ihmaller zincirinin bulunduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Yangının üst katlarda çıkmadığını söyleyebilirim. Çünkü duman aşağıda yoğundu. Bizim sonradan duyduğumuz yangının restoranda çıktığı yönündeydi. O otele ilk kez gitmiyorum. Yangın merdiveni hiç dikkatimi çekmedi. Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik. Göz göre göre bir felaket yaşandı. Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmayışı insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının fazla olması, yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi. Biz çıkıncaya kadar yangın alarmı çalmadı."
