12.05.2025 - 20:22 | Son Güncellenme:
AA
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin, "Bu huzur ortamı oluştuğu zaman Türkiye, 86 milyonunun kardeşliğiyle ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı hedeflerine daha hızlı ve kararlı adımlarla ulaşacaktır." dedi. Ala, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Terör örgütünün kendini feshetme ve silahları bırakma kararının Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir devam eden terörle mücadelesinde çok önemli bir eşiğin aşılması anlamına geldiğini belirten Ala, Türkiye'nin terör prangasından, engelinden kurtulduğu zaman uluslararası platformlarda çok daha güçlü bir biçimde varlığını sürdüreceğini vurguladı.
Bu süreçte, Türkiye'nin ekonomisiyle, siyasetiyle, demokrasisiyle, sosyal refahıyla her alanda daha hızlı ilerleme fırsatı bulacağına işaret eden Ala, "Çünkü terörün kazananı yoktur. Huzurun da kaybedeni yoktur. Bu huzur ortamı oluştuğu zaman Türkiye, 86 milyonunun kardeşliğiyle ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı hedeflerine daha hızlı ve kararlı adımlarla ulaşacaktır. Bunun kaybedeni yok. O bakımdan çok kıymetli süreç yürütülüyor ve çok önemli gelişmeler oluyor." diye konuştu.
Ala, silahların bırakılmasına ilişkin devlet geleneğinin bu meselelerde vaziyet alacak tecrübeye, birikime dünyaya örnek olacak seviyede sahip olduğunu söyledi.
Bu mekanizmaların kurulduğunu ve işlediğini dile getiren Ala, "O görüşmeler, temaslar sürüyor. Tabii bu birkaç ülkeyi de ilgilendiriyor. Irak, Suriye, başka ülkeler var. Onlarla da görüşmeler yapılarak hangi tarihte, hangi adım atılacak, hangi adım öncelikle atılacak bu, temaslarla yürütülerek, kurularak belirlenmiştir. Bu belirlilik içerisinde devam edecektir." ifadelerini kullandı.
Ala, zaman zaman süreçle ilgili bazı tartışmalar olduğunu ancak sürecin öngörüldüğü biçimde devam ettiğini vurguladı.
Bu tür büyük projelerin ve sorunların çözümünün her zaman provokasyonlara açık olabileceğine dikkati çeken Ala, şunları kaydetti:
Bu kardeşliğin oluşmasını, Türkiye'nin bu kadar güçlenmesini, 86 milyonun her alanda kendini huzur içerisinde iyi hissetmesi istemeyen ülkeler de olacaktır, yapılar da olacaktır. Bunlar var yani, saklı, gizli değil. Onların da hareket halinde olduğunu hiç unutmayalım. Biz başından beri provokasyonlara dikkat çektik ve sürecin hızlı bir biçimde işletilmesinin önemini vurguladık. Burada bir duraksama, aksama olduğunda provokasyonlara açık hale gelebileceğini hep hatırlattık ve temkinli bir biçimde, temkinli bir iyimserlikle sürecin yürütülmesinin çok önemli olduğunu hep paylaştık. 40 yılı aşkın süredir inanılmaz bedeller ödendi, maliyetler ortaya çıktı.
"TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR GÜVENLİK KONSEPTİNE SAHİP OLMAK ZORUNDADIR"
Efkan Ala, başından beri terörle mücadeledeki duruşlarının ortada olduğunun altını çizerek, "Terör, terördür. Biz terörün ortadan kalkması amacıyla yola çıkmışız. Terör hangi adla olursa olsun, varsa ortadan kaldırılmalıdır, ortadan kalkmalıdır, tasfiye edilmelidir. Hangi ülkede olursa olsun, nerede olursa olsun." ifadelerini kullandı.
"Terör örgütü silah bıraktığına göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türk güvenlik güçlerinin operasyonları da bu aşamada duruyor mu?" sorusu üzerine Ala, devletin varlık nedeninin tek bir terör örgütüyle ya da bir ülkenin saldırısı veya barışıyla mukayyet olmadığını söyledi.
Bir terör örgütünün sonlanması ve silah bırakmasının, Türkiye'nin savunma ve güvenlik birimlerinde herhangi bir değişikliğe veya farklı bir politika izlemeye neden olmayacağını belirten Ala, "Türkiye her zaman ordusuyla, emniyet güçleriyle, güvenlik birimleriyle, güçlü bir güvenlik konseptine sahip olmak zorundadır." dedi.
Ala, "Herhangi bir pazarlık süreci hiç oldu mu ya da bundan sonra olacak mı?" sorusuna, "Asla bir pazarlık söz konusu değil, bir pazarlık yok." yanıtını verdi.
Bu süreci engelleyecek, provoke, sabote edecek dil ve anlayışların büyük vebal ve maliyetinin olacağına işaret eden Ala, bundan uzak durulması, herkesin pozitif katkıda bulunması gerektiğini vurguladı.
Ala, "Hükümet olarak veya AK Parti olarak muhalefeti bir bilgilendirme planınız var mı?" sorusuna, "Bu değerlendirmeleri bu sürecin yönetiminde ihtiyaç duyulduğu zaman hükümet üyelerimiz yapar. Zaten partiler arasında her zaman irtibat, diyalog, resmi, gayriresmi Meclis'te oluyor. Meclis'te herkes yan yana oturuyor, meseleleri görüşüyorlar. Ama bunun sistematik biçimde bir sisteme kavuşturulması ihtiyacı hasıl olduğunda da bu yapılabilir." cevabını verdi.